Ekonominin 11 yıl kaptanlığını yapan AKP kurucularından ve DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, sorunlar demetinin başına “işsizliği” koyuyor....

TÜİK’in mayıs dönemi işsizlik rakamını (yüzde 12.9) açıkladığı saatlerde TV ekranından seslenen Babacan’ın, “3 ayda düzeltirim” dediği tablo, yalnızca çalışanları değil, varlıkları da tehdit ediyor!

★★★

Çalışan sayısının son bir yılda 2 milyon 600 bin kişi düştüğünün altını çizen Babacan, “İşim var ama işe gitmiyorum diyen 7 milyon kişi var” diyor...

İşsizliğin panzehiri yatırımlar. İstikrarsızlık ve güvensizlik ortamında yatırım yapılmıyor. Babacan’dan ilerlerlersem; girişimcilerin ellerinde imkan varsa başka ülkelere yatırım yaptığını ifade ediyor.

Kimse suçluyu başka yerde aramasın, ülke kötü yönetiliyor” diyor.

★★★

Ülkede son 10 yılda en büyük yatırımlar Kamu-Özel İşbirliği (KÖİ) projelerine oldu.

Son durum nedir? Hazine garantili bu projelerin ortakları bile banka kredilerini geri ödeme riskinden bir an önce kurtulmaya bakıyor.

Yükselen döviz kurları 2010 yılından bu yana öngörülen döviz kuru tahminlerini dümdüz etti.

★★★

Bütçede; yatırım büyüklüğü 67.5 milyar dolara ulaşan KÖİ projeleri çerçevesinde 2020 yılında müteahhit firmalara yapılacak garanti ödemeleri için 18.8 milyar lira ayrıldı.

TL’deki değer kaybının sürmesi ile KÖİ projelerine yapılan ödemelere esas olan dolar kuru, 6 ayda bir belirlenmeye başlandı.

Buna rağmen yatırımcı sırtını dayayamıyor!

★★★

KÖİ projelerini inşaat müteahhitleri gerçekleştirdi. İşletme şirketi değiller. Amaçları hisseleri satıp, buradan elde ettikleri sermaye ile yeni projelere girmek.

Türkiye yatırım yapılabilir ülke konumundan uzaklaştıkça, hisseleri satamıyorlar, KÖİ mahkumuna dönüşüyorlar!

Kağıt üzerinde uçuşan “milyar dolarlar”, kredi borçlarını katlıyor. Ülkenin döviz rezervi tükenince saadet zinciri de kopuyor.

★★★

İtalyan inşaat firması Astaldi S.P.A’nın konkordato ilan etmesiyle, Türkiye’deki ortaklıkları da sıkıntıya girdi.

Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu Yatırım Konsorsiyumu’nda yüzde 33’lük hissesi bulunan Astaldi S.P.A, beklenen Çin’li yatırımcı gelmeyince hissesini ortağı IC İçtaş’a devretti.

Astaldi S.P.A yüzde 18 hisse ile Gebze-Orhangazi-İzmir Körfez Geçiş Otoyol Projesi’ni gerçekleştiren Nurol-Özaltın-Makyol-Göçay konsorsiyumunda da (OTOYOL A.Ş.) yer alıyor.

★★★

Astaldi’nin borçlarını temizlemeye çalışan İtalyan kayyum idaresi, geçtiğimiz günlerde firmayı “taahhüt işleri” ve “yatırımlar” olarak ikiye böldü.

Türkerler ile ortak inşa edilen Ankara Etlik Entegre Sağlık Kompleksi ve Türkiye’deki otoyol-köprü projeleri “holding” çatısı altında birleşti.

★★★

İstanbul-İzmir Otoyol ve İzmit Körfez Geçiş (Osmangazi Köprüsü) projesi satışa hazır hale geliyor.

Uluslararası bir değerleme şirketi, hisselerin “fiyatını” belirleyecek. Ortaya çıkan rapor, satış görüşmelerini başlatacak.

Böylelikle tüm KÖİ’lerin güncel değerini oluşturan kriterleri sorgulamak için de bir veri elde edilmiş olacak.

★★★

1 Haziran itibarıyla pandemide “normalleşmenin” başlamasıyla, garantili araç sayısının üzerine çıkan Osmangazi’ye 3 grup talip belirdi.

Otoyol işletmecisi Avrupalı ve Amerikalı şirketler -emeklilik fonları- altyapı fonları.

Asya’dan Avrupa’ya uzanan “Kuşak Yol” projesinden vazgeçmeyen Çinliler de masadan kalkmadılar.

Projenin yüzde 20’si öz sermaye ile tamamlanmıştı. 8 milyar doların üzerinde bir kredi maliyeti sözkonusu.

Otoyol A.Ş.’nin faiz maliyeti, ülke kredi riskini ifade eden CDS (Credit Default Swap) puanından aşağıda olamaz.

Yerli ile birlikte yurtdışı finansman da sağlayan Otoyol A.Ş.’nin değerlemesi yapılırken, projenin şartnameden ne kadar uzaklaştığına bakılır...

Projenin yurtdışı kreditörlerin onayından geçmiş olması, ellerini rahatlatıyor.

★★★

KOİ projelerinde “değerleme” yapılırken, şartnamede yazılanlara ne ölçüde uyulduğuna bakılır.

Varsayalım ki; 2023 seçimlerinde iktidar değişti, yeni kurulan hükümet “Gelin bakalım, siz ne yaptınız?” diye sordu.

Bu durumda şartnamaye uygunluk aranacak. Yalnızca kamu bankaları ile finanse edilen projeler için dert büyük...

Sen-ben-bizim oğlan” arasında hisse devrinden başka çare olur mu?

Türkiye’nin “iyi yönetilmesi” istihdam yaratacak yeni yatırımların gerçeklemesi kadar, varlıkların değerlerinin korunması için de çok önemli.