Cumhurbaşkanlığı himayesinde düzenlenen “Milli Dayanışma Kampanyası” na bağışladığı 20 milyon lira ile bir “işveren sendikası” öne çıktı.

En çok bağış verenler listesinde ilk 5’teydi; TİSK olarak anıldı.

Açık adını yazayım: Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Mikrocerrahi ve Rekonstrüksiyon Vakfı.

★★★

Bu Vakıf, 1985 yılında merhum cumhurbaşkanlarından Turgut Özal, dönemin Türkiye Tekstil Sanayi İşverenleri Sendikası (TTSİS) ve TİSK Başkanı Halit Narin ve Kağıt Sanayi İşverenleri Sendikası Başkanı Turgut Işık’ın girişimleriyle kuruluyor.

Tek amacı, iş kazalarında uzuvlarını kaybeden, yaralanan işçileri tedavi eden hastane açmak!

★★★

Işık’ın komşusu; Fransız Hastanesi’nde 24 saat acil hizmet verebilen mikrocerrahi ekibini kuran Prof.Dr. Ayhan Gülgönen hastanenin fikir babası kabul ediliyor.

Işık konuyu önce Halit Narin’e açıyor; ikisi birlikte Özal’a sunum yapıyorlar.

Bu kez üçlü; 12 Eylül Askeri Rejimi’nin mimarlarından Orgeneral Necdet Üruğ’u ikna ediyor ve hastane yatırımına karar veriliyor.

★★★

Üruğ, Türk Kara Kuvvetleri’ne ait Maslak’taki 100 dönüm arazisinin, işçilerin tedavisi için hastane kuracak bu vakfa hibe edilmesini destekliyor.

Hastanede sivil işçilerin yanı sıra geçirdikleri kazalarda uzuvlarını kaybeden askerlerin de tedavisi amaçlanıyor.

★★★

Sürecin devamını TİSK Mikrocerrahi ve Rekonstrüksiyon Vakfı Mütevelli Heyet Başkanı ve 1990 yılında yaşamını yitiren Turgut Işık’ın oğlu Rıza Kutlu Işık’tan dinledim:

“Hastane için ilk sermayeyi; TİSK’e bağlı sendikalar, babam ve Halit Narin koyuyor. Necmettin Öztemir de katılıyor. Babamdan sonra bu görevi üstlendim. Hastane inşaatına başladım ama maliyetleri karşılayamadık. Yeriyle birlikte tapusu bize ait hastaneyi Acıbadem Hastanesi’ne kiraladık.”

★★★

Maslak Acıbadem’e kiralanan yerlerinden yılda 7 milyon dolar kira alan Vakıf, bu geliri işçi sağlığı alanında kullanıyor.

Hastanelere modern tıbbi cihazlar bağışlıyor, işçi sağlığı ve iş güvenliği eğitimleri veriyor, yine bu alanda ulusal ve uluslararası konferanslar düzenliyor.

Bu salgın döneminde üye sendikalara bağlı işyerlerine 4 milyon maske ve dezenfektan dağıtımı yaptılar.

★★★

Rıza Kutlu Işık, Covid-19 vaka tablosunu aratmayacak bir tabloyu önümüze koyuyor.

Her yıl iş yerleri servis araçlarının geçirdiği trafik kazalarında 1000 (yazıyla da bin) işçinin yaşamını yitirdiğini söylüyor.

Bu büyük bir kayıp!

8 bin servis şöförüne “ileri düzey sürüş eğitimi” vermeye başlayacaklarmış.

Bakalım “4-10 Mayıs İşçi Sağlığı Haftası” etkinliklerinde; servis araçlarında yaşanan trafik kazalarına ne ölçüde dikkat çekilecek?!..

★★★

TİSK’in “elinin bolluğunun” Mikrocerrahi ve Rekonstrüksiyon Vakfı’ndan geldiği artık anlaşılmıştır diye umuyorum.

Acıbadem Sağlık Grubu’ndan aldığı kiralarla kasasında 150 milyon TL nakit oluştu.

Kıyas yapalım mı?

Tank ihalesini alan Katar ortaklı BMC Otomotiv “Milletle Dayanışma Kampanyasına” 1 milyon TL bağışlayabildi.

Bir hastanenin, tank fabrikasından daha “bonkör” olduğunu gördük!

★★★

Geçtiğimiz 5 Eylül’de olağanüstü genel kurula giden söz konusu vakfın yönetim kurulu değişti.

Vakfın Yönetim Kurulu Başkanlığı Öztemir gitti, yerine Kamu İşverenleri Sendikası’ndan emekli Erhan Polat geldi.

Mütevelli Heyet Başkanı Rıza Kutlu Işık görevine devam etti.

Öztemir, mütevelli heyet başkan yardımcısı olarak bünyede kaldı.

Geçen yıl hem TİSK, hem de MESS Yönetim Kurulu Başkanlığı’na seçilen Özgür Burak Akkol mütevelli heyete girdi.

İlaç İşverenleri Sendikası ile birlikte TİSK üyesi 7 sendika temsilcisi de aynı mütevelli heyetinde yer aldı. Yönetim kurulu da yenilendi..  Akkol “TİSK’te ve MESS’te güçlenen yapımızla, işçi sağlığı ve iş güvenliği desteklerini artıracağız” diyor...

Vakfın web sayfasını açtığınızda, “İşçilerimizi  kaderleriyle baş başa bırakmayacağız” sloganı ile karşılaşıyorsunuz...

Dayanışarak güçlükleri aşacacağımızı öğreniyoruz...