Ekonomik kriz dönemlerinde kurumlarda kalite eğitimlerine talep artıyor.

Bu saptamayı yapan Türkiye Kalite Derneği (KalDer) Başkanı Görgün Özdemir….

1990’ların başında ithalat kapıları açılmış ve iç piyasaya akan Avrupa malları ile rekabet güçleşmişti.

Dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın önerisiyle kurulan KalDer ulusal kalite hareketi (UKH) başlatmıştı.

★★★

Özdemir “Büyük şirketler harekete katıldı, sıra küçük ve orta ölçekli firmalara geldi” dese de hayat durağan değil.…

Sürdürülebilir kalkınma için belirlenen küresel amaçlara yenileri ekleniyor.

Tek tek yazacağım.

Dilimiz alışsın!

Yoksulluğa Son-Açlığa Son-Nitelikli Eğitim-Sağlıklı Yaşam-Toplumsal Cinsiyet Eşitliği-Temiz Su-Erişilebilir ve Temiz Enerji-İnsana Yakışır İş ve Ekonomik Büyüme-Sanayi, Yenilikçilik ve Altyapı, Eşitsizliklerin Azaltılması-Sürdürülebilir Şehirler ve Topluluklar-Sorumlu Üretim ve Tüketim-İklim Eylemi-Sudaki Yaşam- Karasal Yaşam-Barış Adalet ve Güçlü Kurumlar-Amaçlar İçin Ortaklıklar.

★★★

30 yılda geldiğimiz nokta pek iç açıcı değil. Dünya Ekonomik Forumu’nun “Küresel Rekabet Endeksi”nde Türkiye 61’inci sırada.

İçinde bulunduğumuz “dijital çağ”, inovasyon yeteneğini zorluyor.

Dünya Bankası verilerine göre; Finlilerin ihraç ürünlerinin yüzde 45’i katma değeri yüksek teknoloji ürünlerinden oluşurken, Türkiye’de bu oran yüzde 3 seviyesinde kalıyor.

KalDer ve Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) 1993 yılına gelindiğinde, Avrupa Kalite Yönetimi Vakfı (EFQM) “EFQM Mükemmellik Ödülü” programına katılmak üzere işbirliğine gitmişti.

1996 yılında Avrupa liginde Brisa ile başlayan ödül yolcuğunu bugüne kadar 32 kuruluş izledi.

Son 30 yılda 710 kuruluş KalDer’in eğitimlerine katıldı.

Bunlardan 210’u “Türkiye Mükemmellik Ödülü” programına başvurdu, 61’i “büyük ödül” olmak üzere toplam 100 kuruluş ödül aldı.

Özdemir’e kalite başarısını belirleyen temel kriteri sorduğumda “liderlik” ve “katılımcılık” yeteneklerine vurgu yapıyor.

2 bin KalDer üyesinin yüzde 20’si kamudan geliyor. Belediyeler, okullar, hastaneler, sivil toplum kuruluşları...…

Türkiye’de 2013 yılında Bursa Nilüfer ve 2017 yılında Tarsus belediyeleri dışında  EQFM Başarı Ödülü’nü alan belediye yok.

En temelde müşteri, çalışan ve toplumsal mutluluğu esas alan model, ülkemizde tıkır tıkır işlemiyor...…

Örnek mi? İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile iktidar arasındaki “yapmam-yaptırmam” gerginliği...…Seçmeni kim mutlu edecekse ödülü o kapacak!

★★★

Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, katıldığı UKH’yi başkanı olduğu Türkiye Belediyeler Birliği’ne kabul ettirmeye çalışıyor.

Aynı durumda olan bir başka kurum da Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB)...…

UKH’ye yalnızca kuruluşlar katılmıyor. 458 de bireysel üyesi bulunuyor.

Türkiye’de kurulan 2 bin 500 “kişisel gelişim eğitimi” firması, bireysel eğitim açığının bir başka ispatı!

★★★

Ünlü ekonomist Nouriel Roubini, KalDer’in 28. Kalite Kongresi’nde yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullanmıştı:

“İç talep biraz zayıf. Nüfusunuz genç, her yıl milyonlarca iş yaratmanız gerek. İnovasyon ve teknolojiye yatırım yapın, maliyetleri düşürün ki yeni yatırımlar ortaya çıksın. Demokratik yapılanma ile kuvvetler ayrılığı konularında iyi olursanız, doğrudan yatırımların gelmesi de hızlanacaktır.”

6 bin kişinin izlediği kongrede konuşmacılardan biri Melis Yasa Aytaman’dı. İlk kadın valimiz Lale Aytaman’ın gelini...…

Melis Hanım’ın genel müdürlüğünü yaptığı Aromsa 2019 Türkiye Mükemmelliyet Ödülü’nü Kalekim ile paylaştı.…

Başarı rastlantıyla gelmiyor, kritere uyan kazanıyor!