16 Ekim’de TBMM’ye sunulan kanun teklifinde, koronavirüs salgının istihdam üzerindeki olumsuz etkilerinin azaltılması amacıyla, Cumhurbaşkanı’na mevcut istihdam teşviklerinin uygulama sürelerini uzatma yetkisi verilmesi, normalleşme sürecinde istihdamın desteklenmesi amacıyla yeni teşviklerin devreye alınması öngörülüyor.

Bu bağlamda, pandemi öncesinde uygulanmakta olup süreleri 2020 sonunda son bulacak olan bazı istihdam teşviklerinin süreleri 2023 yılı sonuna kadar, pandemi döneminde uygulamaya koyulan kısa çalışma ödeneği uygulama süresi 30 Haziran 2021 tarihine kadar uzatılabilecek.

Normalleşme sürecinde istihdamın korunmasına ve ilave istihdamın desteklenmesine yönelik yeni tedbirler devreye alınacak.

Ayrıca, AKP Grup Başkan Vekili Mehmet Muş’un yaptığı açıklamaya göre, SGK ve vergi borçlarının yapılandırılması ile ilgili bir çalışma yapılıyor ve kanun teklifinin Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülmesi sırasında komisyona sunulacak.

Madem kervan yolda düzülecek, kısa çalışma ve ücretsiz izin uygulanan dönemlerin borçlanılabilmesine ve kıdem tazminatı ile yıllık ücretli izin uygulamasında çalışılmış süre olarak kabul edilmesine ilişkin de çalışma yapılıp, komisyon görüşmeleri sırasında kanun teklifine ilave edilmeli.

BORÇLANMA HAKKI

Bilindiği üzere, kısa çalışma ödeneği alınan süreler ile pandemi döneminde kullandırılan ücretsiz izin süreleri için uzun vadeli sigorta kollarına prim ödenmiyor. Emeklilik için gerekli olan uzun vadeli sigorta kollarına prim ödenmemesi, prim günü eksiği olanların emeklilik sürelerinin uzamasına neden oluyor. Bu mağduriyetin giderilmesi için “kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izin süreleri için borçlanma hakkı” verilmeli.

ÜCRETSİZ İZNİN KIDEME SAYILMASI

Çalışanın talebine ya da rızasına bağlı olarak kullandırılan ücretsiz izin süreleri, kıdem tazminatına esas alınacak kıdem süresinin ve yıllık ücretli izne hak kazanılmasına ilişkin sürenin hesabında dikkate alınmıyor.

Ancak pandemi döneminde uygulanmak üzere getirilen ücretsiz izin uygulaması, yeni bir olgu. İşveren ücretsiz izin için işçinin kabulünü aramıyor. Tek taraflı iradesi ile işçiyi ücretsiz izne çıkarabiliyor.

İş Kanunu’nun mevcut hükümleri, bu yeni olgu karşısında yetersiz kalıyor. Pandemi sürecinde kullandırılan ücretsiz izinlerin kıdem tazminatı ve ücretli izin hesabında dikkate alınıp alınmayacağı sorusuna yanıt vermiyor. Bu durum, önümüzdeki dönemde sayısız ihtilafa neden olabilecek.

Mevcut içtihatlar dikkate alınarak, kullandırılan ücretsiz izin sürelerinin kıdem tazminatı ve ücretli izin uygulamasında dikkate alınmaması hakkaniyete uygun olmayacaktır. Zira mevcut içtihatlarda ücretsiz izin sürelerinin dikkate alınmamasının nedeni, ücretsiz izin talebinin çalışanın iradesine dayanmasıdır.

Pandemi döneminde işverenin tek taraflı tasarrufuyla kullandırılan ücretsiz izin sürelerinin, kıdem tazminatı ve yıllık ücretli izin açısından farklı değerlendirilmesi gerekir.

Bu bağlamda iktidar, sorunun çözümünü yargıya bırakmayıp, topa girmeli.

Pandemi döneminde işverenin tek taraflı iradesiyle kullandırılan ücretsiz izin sürelerinin kıdem tazminatına ilişkin kıdem süresinin ve yıllık ücretli izne hak kazanılması için gereken sürenin hesabında çalışılmış süre olarak kabul edilmesine ilişkin olarak İş Kanunu’nda gerekli düzenleme yapılmalı.

İş Kanunu’nun geçici 10. maddesine yapılacak bir cümlelik ilave ile tartışmalar sonlandırılabilir ve yargı üzerinde oluşması muhtemel yoğunluk önlenebilir.