Okullar 31 Ağustos’ta açılıyor. Şimdilik öngörülen, 21 Eylül’e kadar uzaktan eğitim yapılacak. Bilim Kurulu’nun önerisi doğrultusunda 21 Eylül’de kademeli olarak yüz yüze eğitime geçilecek. Dileyen özel okullar 17 Ağustos itibarıyla uzaktan eğitim araçlarıyla eğitim faaliyetlerine başlayabilecek…

İçinde bulunduğumuz pandemi döneminde, gündelik hayatta olduğu gibi, eğitim öğretimde de hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı yadsınamaz bir gerçek.

Okulların açılması ve öngörülen eğitim modelleri, salgının riskleri açısından değerlendirilip, tartışıyor. Ancak bir de her ikisi de çalışan anne ve babaların durumu var.

★★★

“Eşim ve ben özel sektörde haftada  45 saat çalışıyoruz. Çalışma saat aralığımız 08:00-18:00. Aynı zamanda bu sene ilkokul birinci sınıfa başlayacak bir oğlumuz var. Özel bir okula gidecek.  Pandemi öncesi okulumuz çalışma saatlerine uygun etütler düzenleyeceğini ve bizim çalışma süremiz boyunca oğlumuzun okulda olabileceğini taahhüt etmişti. Fakat değişen koşullar sebebi ile okulun çalışma saatleri 09:00-17:00 olarak güncellendi.

Bizim gibi özel sektörde çalışan ve bakacak 3. kişisi olmayanlar için durum biraz vahim.  Bir de uzaktan eğitim olursa durumumuz hepten yönetebilir olmaktan uzaklaşıyor.

- Bırakacak yeri olmayan anne babalar değişen şartlara göre idari izinli sayılabilir  mi?

- Pandemi döneminde uzaktan eğitime geçilmesi durumunda özel sektörde çalışan kişilerin haklı ve tazminatlı istifa hakkı doğar mı? 

- Çalışan anne ve babalar için düşünülmüş herhangi bir yasa tasarısı var mıdır?”

★★★

Soruyu soran bir anne. Ne kadar haklı değil mi? Bir o kadar da çaresiz ve çıkış yolu arıyor. Ancak mevcut durumda sorulara verilecek olumlu bir yanıt maalesef yok.

Uzaktan eğitim, yarı uzaktan-yarı yüz yüze eğitim gibi değişken öngörüler, özellikle her ikisi de çalışan anne ve babaları zorluyor.

İş Kanunu’nun mevcut hükümleri, bu yeni olgu karşısında yetersiz kalıyor. Bu nedenle, salgının dokunduğu çalışma hayatına ilişkin kuralların da revize edilmesi gerekiyor.

★★★

Soruların yanıtlarına gelince; idari izin uygulaması kamu çalışanları için söz konusu olup, özel sektör çalışanları açısından söz konusu değil. Yani çocuğunu bırakacak ya da uzaktan eğitimini yaptıracak kimsesi olmayan anne ve babalara işveren idari izin vermek zorunda değil.

Ancak işverenin kabulüne bağlı olarak ücretsiz izin kullandırılması, varsa kullanılmamış ücretli izinlerin kullanılması, tam süreli iş sözleşmesinin kısmi süreli iş sözleşmesine dönüştürülmesi, uzaktan çalışma gibi çalışma modelleri uygulanabilir.

★★★

Kıdem tazminatına hangi durumda hak kazanılacağı 1475 sayılı (eski) İş Kanunu’nun 14. maddesinde sayılmış olup, bunlardan biri iş sözleşmesinin çalışan tarafından haklı nedenle feshedilmiş olmasıdır. Pandemi döneminde uzaktan eğitime geçilmesi, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24. maddesinde sayılan çalışan açısından haklı nedenler arasında yer almıyor.

Pandemi döneminde uzaktan eğitime geçilmesi, iş sözleşmesinin çalışan tarafından feshinde haklı neden sayılmadığından, kıdem tazminatlı istifa hakkı doğmaz.

★★★

Mart ayında, pandemi nedeniyle uzaktan eğitime geçilince de bu sıkıntılar yaşandı. Kamu çalışanları için idari izin, uzaktan çalışma, esnek çalışma gibi çalışma modelleri idari olarak devreye sokulunca, sorun kamu çalışanları açısından bir anlamda aşıldı. Ancak özel sektör çalışanlarına yönelik olarak ücretsiz izin dışında düzenleyici hiçbir işlem yapılmadı. Onda da çalışan ve işveren karşı karşıya bırakıldı. Çalışanlar adeta işverenin insafına terkedildi.

Yaşanan tecrübeye rağmen, yeni eğitim düzeninde çalışan anne ve babaların durumu için düşünülmüş herhangi bir yasa teklifi ya da yasal düzenleme öngörüsü de maalesef yok.