İktidarın şunu anlaması gerekiyor:

Bırakın, biz sizin gibi düşünmeyelim!

Çünkü:

-Biz sizin gibi düşünmediğimiz için; “FETÖ’nün hizmet hareketi değil, CIA Gladio yapılanması” olduğunu yazdık...

-Biz sizin gibi düşünmediğimiz için; “Ergenekon-Balyoz kumpastır” diye yazdık...

-Biz sizin gibi düşünmediğimiz için; “FETÖ mensubu polisler Erdoğan’ın etrafını sardı, her adımını kaydediyor” diye yazdık...

-Biz sizin gibi düşünmediğimiz için; “TSK içindeki FETÖ yapılanması darbe yapacak” diye yazdık...

-Biz sizin gibi düşünmediğimiz için; “BOP ulus devletleri bölme projesidir” diye yazdık...

-Biz sizin gibi düşünmediğimiz için; “Kürdistan açılımı emperyalist projesidir” diye yazdık...

-Biz sizin gibi düşünmediğimiz için; “Suriye dış politikası çok yanlıştır” diye yazdık...

-Biz sizin gibi düşünmediğimiz için; “Libya’yı parçalayacak emperyalizme destek vermeyin” diye yazdık...

-Biz sizin gibi düşünmediğimiz için; “dışa bağlı tüketim değil, içeride büyük üretim” diye yazdık...

-Biz sizin gibi düşünmediğimiz için; “yerli tarım korunmalıdır” diye yazdık...

-Biz sizin gibi düşünmediğimiz için; “küresel şirketler milli ilaç sanayimizi boğuyor” diye yazdık...

Biz sizin gibi düşünmediğimiz için kandırılmadık.

Bırakın, biz sizin gibi düşünmemeye devam edelim.

Bunun için bize nasıl düşmanlık yaparsınız?

DOĞRUYA DOĞRU DEMEK


Ancak...

Biz sizin gibi düşünmediğimiz için; doğruya doğru demekten de asla geri durmadık; iktidarınızın bazı politikalarına hak verdik:

-Kandırıldığınızı anladığınız için mücadele vermeye başladığınız; FETÖ karşıtı savaşa hak verdik. (Uyarılarımızı ısrarla sürdürdük: FETÖ Borsası kurulduğunu, Damatlar’a haksız tahliyeler yapıldığını, çevrenizi kripto FETÖ elemanlarının sardığını yazdık.)

-Kandırıldığınızı anladığınız için mücadele vermeye başladığınız; PKK’nın hendek savaşına karşı verdiğiniz savaşa hak verdik. (Uyarılarımızı ısrarla sürdürdük: Terörle mücadele ile Kürtlerin demokratik haklarının birbirine karıştırılmamasını yazdık.)

-Kandırıldığınızı anladığınız için mücadele vermeye başladığınız; PKK/PYD’nin sınırımızda kurmak istediği emperyalist destekli terör devletine karşı yaptığınız askeri operasyonlara hak verdik.

-Kandırıldığınızı anladığınız için mücadele vermeye başladığınız; Libya politikasına hak verdik.

-“Yeni bir dünya düzeni kurulur Türkiye de orada yerini alır” anlayışı doğrultusunda Çin, Rusya, İran yakınlaşmanıza hak verdik.

Hep büyük politikalar değil kuşkusuz:

Mesela, 15 termik santrale fitre takılmasına hak verdik.

Mesela, sezaryen doğumdan, sigara karşıtlığına kadar kimi politikalarınıza hak verdik.

-Sosyal devlete yönelik yoksulu- kimsesizi- engelliyi destekleyen kimi icraata hak verdik.

İktidarın her adımında mutlak kulp/kusur aramadık; hep hakikati savunduk.

Şuna inandık:

İktidarlar gelir geçer; aslolan vatandır- halktır, ülkemizin tam bağımsızlığıdır.

BİZ KİMİZ


Bizi tanıyın artık...

Biz, ne iktidara ne de muhalefete biat ederiz.

Biz, kimseye itaat etmeyiz.

Silivri Cezaevi’nden çıkarken kapısında söyledim:

“Biz gazeteciler, kendimizi iktidarlara, cemaatlere beğendirmek zorunda değiliz. Böyle bir sorumluluğumuz ve zorunluluğumuz yok. Kimseden izin alarak yazmayız. Biz kimseden izin alarak düşünmeyiz...”

Bize eziyet etmeyi bırakın artık.

Biz, “uslu çocuklar” olmayız.

Biz, burnu sürtülecek gazeteci değiliz.

Sorgularız. İtiraz ederiz. Eleştiririz.

Biz, aklın dili kalemimizi bükmeyiz. Aksi taktirde kendimize, insanımıza, ülkemize ihanet etmiş oluruz.

Kuşkusuz... İşsiz kalabiliriz, hapis yatabiliriz ve hatta suikasta uğrayabiliriz! Ama büyük şair Tevfik Fikret’in dediği gibi, hak bildiğimiz yolda yalnız da olsa yürümekte inat ederiz; inandığımız gerçekleri elbet yazarız.

Ey iktidar ve gölgesinde besledikleri:

Bizler ile uğraşmaktan vazgeçin, kazanamazsınız; kalem, kılıçtan üstündür.

Barışları serbest bırakın; adaletli olun, bu zulme son verin.

Keza: Odatv’nin kilidini açıp gerçekleri özgürlüğe kavuşturun.

Bırakın biz sizin gibi düşünmemeye devam edelim. Bunun sizin yararınıza olduğunu kavrayın artık. Gerçekler değerlidir, faydası sonsuzdur kıymetini bilin.

Ve sakın:

İktidar gücünüze aldanmayın... Güç sarhoş ettiği iktidarları, hep haklı olduğuna inandırarak eritip yok eder!

Aslında... Hiç farkında değilsiniz:

Sınırsız sandığınız gücünüz iktidarınızın baş belası.