Uyarıyorum:

Bu yazı bir komplo teorisidir.

Bilim kurgu eserleriyle tanınan İsaac Asimov (1920-1992), Roma İmparatorluğu çöküşünden etkilenip “Galaktik” ülkesinde olan biteni dizi halinde yazdı...

“Multivac”, Asimov’un yarattığı kurgusal süper bilgisayarın adıydı. 1955’te yazdığı “Franchise” adlı öyküsünde “multivac” ülkenin genel yönelimini belirlemek için sorguladığı adaylar arasından “en iyi temsilci” kişiyi seçti. Bu bir “elektronik demokrasi” idi!

Ülkemizde “multivac” adlı seçici bilgisayar yok; 2023’te cumhurbaşkanını yine halk seçecek.

Her ne kadar seçime daha üç yıl olsa da politikacılar- gazeteciler sürekli erken seçim olup olmayacağı tartışıp duruyor.

Benim daha çok ilgimi partilerin ittifak stratejileri çekiyor.

Örneğin, HDP neler olduğu ilgimi çekiyor.

Örneğin, İYİ Parti’de neler olduğu ilgimi çekiyor.

Ah bu kafam; bu iki partide yaşananların birbiriyle ilişkisi olduğunu düşünüyorum. Ve aklımın bir köşesinde hep  “Öcalan faktörü” var, “Bahçeli faktörü” var! Oyun kurucu olarak da iktidar var...

Ne demek istediğimi açmalıyım:

DEMİRTAŞ BAŞLATTI


Tarih: 17 Ağustos 2020.

Her şeyin cezaevindeki Selahattin Demirtaş’ın T24 haber sitesinde yayınlanan makalesiyle başladığını düşünüyorum...

Demirtaş, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’in nasıl bir yönetim modeli olabileceğine dair kişisel önerilerini paylaştı. Muhalefete dokuz maddede ittifak önerdi.

Fakat, yazı kamuoyunda gerektiği kadar ilgi görmedi.

Devreye, Medyascope sitesinden gazeteci Ruşen Çakır girdi. Hapisteki Demirtaş’a sorular gönderdi; “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem yazınızla sosyal medyadan yaptığınız İttifak modeli önerisinin yeterince ve hak ettiği ölçüde tartışılmadığı kanısındayım...”

Demirtaş’ın yanıtlarını 7 Eylül’de haber sitesinde yayınlandı.

Demirtaş “ittifak” önerisini tekrarladı:

-“Ben muhalefet cephesinde hiçbir ayırım yapılmadan, ön şart ve ön yargılara teslim olunmadan herkesin demokrasi ilkelerinde buluşması gerektiğine inanıyorum...”

Şu sözü kamuoyunda ilgi gördü:

“Siyasi amaçla bir araya gelmeden önce tüm liderler, sırf aile ziyareti kapsamında ve insani ilişki çerçevesinde, bir kahvaltı için herhangi bir liderin evinde buluşarak birbirlerini daha yakından tanımaya, daha iyi anlamaya gayret edebilirler. Mesela ben dışarıda olsaydım bir sabah eşim Başak ile birlikte Meral (Akşener) Hanım’ın kapısını çalar ve ‘Kahvaltıya geldik’ derdim.”

Bir gün sonra Akşener “diplomatik” yanıt verdi; “hayır” demedi:

“Güneydoğu’da şöyle bir gelenek var, kan davalınız bile olsa kapınızı çaldığı zaman içeri alırsınız. Evin en yaşlısı tarafından karşılanır. Sonra kapıdan çıkıp gittikten sonra davanız devam eder. Güneydoğu’nun böyle bir özelliği var...”

Konuyu toparlayayım:

ÖCALAN İLE  İTTİFAK


Önce... 20 Eylül’de yapılan İYİ Parti’nin 2. Olağan Kurultayı’nda ortalık karıştı. Kongrede Teşkilat Başkanı Koray Aydın inisiyatifiyle “tercih edilmeyecekler” listesi ortaya çıkarıldı. Partide “merkez sağı” temsil eden “Hayrettin Nuhoğlu, Feridun Bahşi, Aytun Çıray, Yavuz Temizel, Ümit Özdağ, Aylin Cesur, Aydın Adnan Sezgin, Berna Biçer, İsmail Koncuk, Ayhan Erel” gibi isimlerin üzeri çizildi.

Siyasi çevrelerde Devlet Bahçeli ile yakın dostluğu bilinen Koray Aydın neden partiyi karıştıracak manevra yaptı? Bahçeli bu “işlemin” neresinde?

Bu isimlerin parti yönetimine girememesi 2023’de yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilişkisi var mı? Çünkü, ittifakı yeni seçilen yeni yönetim karar verecek! Parti yönetimine giremeyen siyasetçilerin ortak özelliğinin “Erdoğan karşıtlığı” olduğu sır değil. Akşener teslim alındı...

Sonra... HDP karıştı. 26 Eylül’de altı yıl önce yaşanan Kobani olayları soruşturmasında, altı eski HDP’li vekil ile Kars Belediye Başkanı Ayhan Bilgen gözaltına alındı. Halen milletvekili olan yedi şüphelinin haklarında fezleke düzenleneceği açıklandı. Soruşturma altı yıl sonra neden yeniden başlatıldı?

Baş hedefin, Selahattin Demirtaş olduğu belli. Tahminim; iktidarın HDP’de Batı ile ilişkili görünen siyasetçilerin tümünü tasfiye edeceği döneme girildi. Neden olduğu belli değil mi; yeni ittifak arayışı...

Mesela iktidar, çözümü Batı’da değil, ülke içinde gördüğünü düşündüğü Öcalan’ı devreye sokarak “temizlediği” HDP’yi Cumhur İttifakı içine alamaz mı? Neyse, dediğim gibi bu bir komplo teorisi...

Ancak muhalefete tavsiyem; 2023 seçiminde kimse kimseyi ittifak için “çantada keklik” görmesin!

Keşke İsaac Asimov’un sorgulayıcı “multivac” bilgisayarı bizde olsaydı cumhurbaşkanlığı seçimini kolayca yapabilseydik!