ABD’de köleliği kaldıran parti hangisi?

-Köleliği kaldıran Cumhuriyetçi Parti...

-Köleliği destekleyen Demokrat Parti...

Köle sorununa bakışın (1828’de kurulan) Demokrat Parti’yi bölmesiyle Cumhuriyetçi Parti 1854’de kuruldu.

Tarihsel süreç siyasal partileri nereden nereye savuruyor: Ataları köle yapılmış siyah torunların bugün en karşı olduğu parti; Donald Trump’ı başkanlığa taşıyan Cumhuriyetçi Parti.

Dün siyahların umudu bu parti, bugün nefret ettikleri partiye nasıl dönüştü?

Yıl, 1776.

İngiliz sömürüsüne son veren ABD bağımsızlığını ilan etti.

Kuzey eyaletleri sanayinin geliştiği, işçi sınıfının kalabalık olduğu yerlerdi.

Güney eyaletleri ise tarım bölgesiydi ve tarımda köleliğin kullanıldığı “derebeyi ekonomisine” sahipti.

Kuzey, aynı zamanda liberalizmin, cumhuriyetçiliğin temsilcisiydi. İtibarıyla köleliği kaldırma taraftarıydı.

İki toplumsal yapı ve egemen sınıf, ABD temsilciler meclisi ve senatoda da karşı karşıya geldi; hararetli tartışmalara sebep oldu. Örneğin... Kuzeydeki sanayi burjuvazisi gümrük vergilerinin artırılmasını talep ederken, güneydeki köleciler dış pazarlara pamuk ihraç ettiği için gümrük vergilerinin artırılmasına karşı çıktı. Vs.

Ülke aslında ikiye bölünmüş haldeydi. Nihayetinde zoraki birlik 1861’e kadar sürdü. Köleci Güney eyaletleri deklarasyon ile Birleşik Devletler’den ayrıldığını resmen ilan etti. Hemen ardından köleliği yaymak için kuzeye saldırmaya başladı...

Çatışma -“modern tarihin ilk büyük savaşı”- Amerikan İç Savaşı’na (1861-1865) sebep oldu. Ülke nüfusunun yüzde 2’si savaşta öldü. Sonuçta...

Güneyin köleci “feodalitesi” yenildi...

Kuzeyin liberal kapitalizmi kazandı...

MARKS KAPİTALİZMİ SAVUNDU


O dönem...

Londra’da sürgünde olan K. Marks, Cumhuriyetçi Parti’yi destekleyen New York Tribune gazetesine makaleler yazdı. Koşulsuz Kuzey kapitalizmine destek verdi...

Peki, anti-kapitalizmin kurucu babası Marks, karşı olduğu kapitalizmin kazanmasını neden istedi? Lenin yıllar sonra bu hali, “somut durumun somut tahlili” diye analiz etti. Yani, belirli bir zaman ve mekândaki olayı belli bir çerçevede değerlendirmeye çalışan devrimci, iç ve dış konjonktürü göz ardı edemez! Yani...

Devrimci, karşı karşıya geldiklerinde “derebeyliğe” değil, burjuva liberal kapitalizme destek verir. (Kürt derebeyliğine övgü dizip, Kemalist aydınlanmaya düşmanlık eden kimi solcuların kulaklarını çınlatmış olduk!)

Marks’ın Kuzeye destek vermesi şaşırtıcı değildi. Sanayi kapitalizminin öncü gücü İngiltere başta olmak üzere, köle emeğinin ürünü pamuk-şeker gibi maddeleri ucuza kapatan ülkeler köleliğin devamından yanaydı. (Bugün pamuk-şeker yerine petrolü-doğalgazı koyun siz!)

Ucuz hammaddeye bağımlı gerici uluslararası koalisyona Marks’ın karşı duruş sergilemesi anlamlıydı. Marks, bu küresel gerici ittifakların karşısına “ulusçu” liberal burjuvaları, aydınları ve işçi sınıfını konumlandırdı. Ki zamanla bu görüş  “emperyalizm” teorisine dönüşecekti... (Emperyalizmi yok sayarak Türkiye’de partiler cephesi oluşturmak temelsiz olur. Bir hafif siyasal rüzgârda yıkılır...)

Konuyu çok dağıtmayayım, ana meseleye geleyim artık:

ÖMRÜNÜ TAMAMLADI


Cumhuriyetçi Parti’nin dönüşümü ekonomikti:

19’uncu yüzyılın “devrimci” partisi...

20’nci yüzyılın “gerici-muhafazakâr” partisi oldu...

Kuzeyin partisiydi, güneyin büyük desteğini alan parti haline geldi!

Aslında... Cumhuriyetçi Parti çizgisi kapitalizmin nereden nereye savrulduğunu gösteriyor.

Cumhuriyetçi Parti zamanla, kapitalizmden neo-kapitalizme savruldu...

Ronald Reagan ile başlayıp Donald Trump ile süren neoliberal/vahşi kapitalizmi savunarak, dünyadaki her türlü gerici küreselleşme ittifakın öncüsü oldu.

Evet şaşırtıcı değil... 20’nci yüzyıl itibarıyla Cumhuriyetçi Parti bambaşka siyasal çizgiye evrildi. Köleliği kaldıran parti siyahların ezilmesinde etkin rol oynadı. Bunun temelinde beyaz işçi sınıfının ucuz siyah iş gücüne düşmanlığı vardı. Artık kâğıt üzerinde köle olmayan siyahlar, bu kez yoksulluk girdabıyla “ikinci sınıf vatandaş” yapıldı. Zamanla “beyaz işçi sınıfı” da fakirlikte siyahlar ile eşitlendi.

Bugün... ABD’deki siyah isyanlara dair, gerçeklikten uzak yüzeysel değerlendirmeler yapılıyor. Mesele dün olduğu gibi bugün de ekonomiktir...

Temel mesele şu:

Bütün sistemler ölümlüdür. Kapitalizm ömrünü çoktan tamamladı, sadece yerine ne konacağı bilinmiyor...

Dünyayı düzen/rejim bozucu günler bekliyor.

ABD’de yaşanılan isyan, büyük siyasal depremin öncüleri sadece...