Siyasal iktidar, 18 yılda eğitimde irili ufaklı yüzlerce değişiklik ve sınav sisteminden, öğretmen, yönetici atamasına kadar 17 kez de köklü değişiklik yaptı. “Böyle eğitim olur mu?” diye koltuğa oturan 7 bakandan, en sonuncusu dışında içlerinde eğitimci yok. Zaten, olup-olmadıklarının önemi olmadığını da zaman gösterdi. Eğitimdeki, yüzlerce yıllık etimolojik birikim, sizinkiler-bizimkiler ötekileştirmesiyle 18 yılda yok edildi. Hedefe giden tramvaya benzettikleri bu yolculukta, Atatürk ilke ve devrimlerine inanan, çağdaş, bilimsel eğitimcilere zaten yer yoktu.

KİTLESEL HESAPLAŞMA

İktidarın ilk eğitim bakanı Erkan Mumcu, 4 ay görev yaptı. Bir gecede bin 300 bakanlık bürokratını görevden aldı. Yıllar içinde taşra teşkilatı dahil çoğu Cumhuriyetçi, 35 bin eğitimci tasfiye edildi. Kökten dönüşüme, 7 bakan tek başına karar vermedi. İktidarın, aykırı tek sese bile tahammülü yoktu. Sendikal baskıyla 1 milyon öğretmenin üzerine tahakküm kuruldu. Öğretmenlerin çoğu , ‘sözleşmeli öğretmenlik’ sistemiyle istemeseler de, iktidar destekli bu yeşil sendikaya üye olmaya itildi. Yetkili sendika, ilk kez bir siyasi parti temsilcisiydi.

TARİKATLAR GÜÇLENDİ

Toplumların en stratejik kurumu eğitimin, teşkilat yapısı bu ülkede bile isteye bozuldu. Eğitim, iktidarın ilk gününden bu yana rejim değişimi için araç olarak kullanıldı. 18 yılda neler olmadı ki? 4+4+4’le daha 3-4 yaşında çocuklar tarikatlara itildi. Yetmedi, ‘Değerler Eğitimi’ tutturmasıyla, tarikat bağlantılı dernekler okullara sokuldu. Sınıflarda öğretmenler yok sayılıp, bu milletin çocuklarına sarıklılara ders verdirildi. Cumhuriyeti yıkmaya ant mı içmişlerdi? kanıtlayamam. Ancak, özü memleket ve millet sevgisi olan bir başka yemin Öğrenci Andı’nı okumamakta kararlılar...

GERİLEŞME İLERLETMEZ

Fakir fukaranın çocuklarının parasız dil öğrendiği tek yer Anadolu liselerinde hazırlık sınıfı kapatılıp, özellere 6 milyar TL’lik öğrenci teşviki de verildi. Devletteki kadrolaşma sonrası, bu teşvikle sıra özel okullara gelmişti. Özellerin, yüzde 60’tan fazlası Cumhuriyet karşıtlarının eline geçti. Sonunda, Cumhurbaşkanı tüm bunlardan habersiz gibi eğitimde arzu edilen ilerleme sağlanmadığını anlatıp, topyekun reform gerektiğini söyledi. Şimdi, eğitim 18. kez ama nasıl bir reformla değişecek? Batı kültürünü sapkın hezeyanlar ve geçmişe özlem vurgusu ipucu veriyor.

MEDRESELER İLANDA

Ayasofya açıldığında, medreselerin de açılış sürecinin başladığını yazmıştım. Cumhurbaşkanının bu açıklamasından sonra süreç başladı. Zaten, Mahmud Efendi denilen bir tarikat liderine bağlı Silivri Furkan Eğitim ve Kültür Derneği, 3-4 gün önce bir ilan vererek, “Medreseler açılıyor. Sıbyan Medresemizde,
4, 5, 6 yaş grubu için Osmanlı’nın sıbyan talebelerine vermiş olduğu İslami eğitim verilecek” diye ilana da çıktı. 1924’ten bu yana yasak olan medreseler, Tevhit-i Tedrisat Kanunu hiçe sayılarak, açılıyor. Fakir fukara çocuklarına öncelik de vereceklermiş!

KULELİ ANILARI SATIŞTA

Geçmişe özlem medreselerle sınırlı değilse eğer Yavuz Sultan Selim’in 5 asır önce kışla yaptığı, 2 asır önce II. Mahmud’un Kuleli Askeri Lisesi’ne dönüştürdüğü okuldan değişim başlasın. 15 Temmuz FETÖ darbe girişimiyle kapatılan okulun binası Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca şimdi müze yapıyor. 160 dönümlük arazisinin akıbeti bilinmiyor. Bildiğimiz bir şey var ki; TSK’nın asırlarca komuta kademesini yetiştiren tarihi lisenin şimdi anıları bile satışa çıktı. Orijinal kaşeli kartpostallar, fotoğraflar, rozetler, yıllıklar, hüviyetler, karneler, diplomalar 4 TL’den 400 TL’ye kadar ‘gitti gidiyor’... Bu satış satış değil, eğitimde köklü değerlerin gidişinin de vesikasıdır...