Türkiye’de her atama usulsüzlüğü, kadın cinayeti ve cinsel istismar vakasından sonra adalet ve liyakat kavramları sorgulanır. Adalet arayışına hakim, savcı ve avukat yetiştiren hukuk fakültelerinden başlamalıyız. Öğrencilerine, “Kalıplaşmış, klasik hukuki bilgi ve düşüncenin ötesinde geleceğin kaliteli avukat, hakim, savcılarını yetiştireceğiz. Şüphesiz ki ülkemiz her şeyin en iyisini hak etmektedir. Bu zorlu ama kutsal yolculukta, inanıyorum daha adil bir dünyanın hukukçuları olacaksınız. Hak, hukuk ve adalet gibi vazgeçilmez değerleri özümsemiş yarının hukukçuları olacağınız inancıyla sizi selamlıyorum” diye seslenen biri sizce hangi fakülteyi yönetiyordur?

TEK PROFESÖR YOK

Hakim, savcı, avukat yetiştirildiğine göre elbette ki, ‘hukuk fakültesi’ diyeceksiniz. Bu sözlerin sahibi inanmakta zorlansanız da, bir hukuk fakültesinin hukukçu olmayan dekanına ait. Öyle bir hukuk fakültesi ki, mumla arasanız tek bir hukuk profesörü bulamazsınız. Fakülte, geçen yıl 82 öğrenciyle açıldı. 2020-2021 akademik yılı için de YÖK, 82 öğrenci kontenjanı daha verdi. Fakültede hukuk kökenli bir doçent, 6 doktor ve 19 da araştırma görevlisi var. Hukuk fakültesine dekan olmak için artık hukuk diploması şartı da yok. Bu fakültenin dekanı da ilahiyat mezunu ve uzmanlık alanı İslam hukuku olan bir profesör. “Hukukta ne işi var?” diye sorarsanız, sözlerine ‘Şüphesiz ki!’ diye başlayan dekan size, ‘mukadderat’ yani ‘yazgı’ diyecektir.

ŞÜPHESİZ Kİ! ADALET ŞART

Yazgısına razı bu profesör kim mi? Şahsi hiçbir hukukumuz olmayan Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şevket Topal. İlahiyat Fakültesi Temel İslam Bilimleri Bölümü öğretim üyesi. Üniversitenin 4 yıldır yönetim kurulu ve senato üyeliği görevlerini de yapıyor. Üniversitenin de yönetiminde ama her nedense, hukuk fakültesine hukukçu bir profesörü dekan atamaya güçleri yetmemiş! Modern hukukla ilgisi olmasa da, İslam hukukuyla ilgili çok sayıda akademik makalesi var. Profesör Topal’ın, “Adalet ve Liyakat” makalesi “Bu ülkede adalet nerede?” diye çığlık atan mağdurların sesi olacak yüreklilikle yazılmış.

KERVAN YOLDA DÜZÜLMEZ

“Adalet ve liyakat denildiğinde aklımıza adalet sistemi gelse de, İslam hukuku düşüncesinde bu kavramlar sivil ya da kamusal hayatın her alanını kuşatır. Ve bunlardaki bir kusur veya eksiklik, geri dönülmez hatalara yol açar. Adaletin eksik ya da bozuk olduğu hallerde, hiçbir şey yerli yerinde işlemez” diyen Topal Hoca haksız mı? Elbette ki çok haklı. Peki ya, “Liyakat sahibi olabilmek için kişinin kendisini önceden donanımlı hale getirmesi gerekir. Yani liyakatin arandığı yerde, ‘kervan yolda düzülür’ mantığı geçerli olmaz. Liyakat, sorumlu davranmayı da beraberinde getirir” tespitine kim itiraz edebilir? Kimse. Öyleyse hocanın söylem ve eyleminin örtüşme oranına birlikte bakalım.

PAY KAPMA ERDEMSİZLİĞİ

21 yıl önce Marmara İlahiyat’ı, 5 yıl önce açıköğretimle Atatürk Üniversitesi’nin 2 yıllık Adalet MYO’yu bitirmiş. Açıköğretimle, Rize’den Erzurum’a hiç gitmeden diplomasını da almış. Açıköğretim suç mu? Elbette ki değil. Ama bu diplomayla en fazla bir mahkemede hakim-savcıya katip olabilecek iken hakim-savcı yetiştiren hukuk fakültesine -vekil de olsa- dekan olmuş. “Normal mi?” Sorusuna cevap vermekten imtina ederim. Zira, liyakat ile ilgili ne yazsam da, hocadan iyi anlatamam. Ne diyor makalesinde? “İşveren, çalıştıracağı kişiyi ehil zannedip yanılsa da, erdemli biri, kendisinde o vasıflar yoksa
işten affını istemeli. Günümüz dünyasında bu türden erdemli davranışlara rastlamak neredeyse imkansız. Tam aksine insanlar kendisinde olmayan pek çok vasfı öz geçmişine ekleyip, kendilerini olduğundan çok daha fazla gösterip, pay kapma ya da rızk (!) temin etme çabasına girişiyor...”

HUKUK ADINA CİNAYET

İlahiyatçı tek dekan Prof. Dr. Şevket Topal olmasa da, durumun vahametini en iyi anlatan isim. Süleyman Demirel Hukuk’ta İslamabad İslam Üniversitesi mezunu İslam hukukçusu Prof. Dr. Haluk Songur, Trabzon Hukuk’ta Uludağ İlahiyat mezunu hadisçi Prof. Dr. Emin Aşıkkutlu, Yalova Hukuk’ta Marmara İlahiyat mezunu tefsirci Prof. Dr.Fethi Güngör de var. Devlet üniversitelerine bağlı 87 hukuktan 18’ini veterinerlik, işletme, ziraat, siyaset, ekonomi, iktisat, kimya mezunu  dekanlar yönetiyor. İlahiyatçıların hukukçu yetiştirmesi ne kadar yanlış ise ziraatçıların, veterinerlerin yetiştirmesi de o kadar yanlıştır. “Adalet mülkün temelidir” sözündeki en temel mülk, yaşam hakkıdır. Hukuk cinayeti işlenmemesi için adalet, mahkemelerden önce hukuk eğitiminde liyakat esasıyla tesis edilmeli. Yoksa, Türkiye’de daha çok Pınarlar vahşice katledilir ve  bu milletin gözyaşları da pınar olur akar...