Türkiye, 8 yıl önce 2012 yılı 19 Şubatı’nda, “Dininin, dilinin, beyninin, ilminin, ırzının, evinin kininin, kalbinin davacısı bir gençlik istiyorum” diyen Başbakanın sözleriyle iktidarın, ‘dindar-kindar nesil’ yetiştirme projesi ile ilk kez tanıştı. Bu cümle aslında, Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’ne alternatif olarak Necip Fazıl’ın yazdığı şiirden alıntıdır. Cumhuriyet karşıtı, ‘dava’ dedikleri yollarında dincilerin, gençliğe hitabesiydi. Atatürkçüler için ise çığlık çığlığa “şeriat, şeriat!” diye bağıran bir ihanet belgesi... Atatürk’ün, ‘Hakimiyet, kayıtsız, şartsız milletindir’ sözünü mecliste, ‘Hakimiyet hakkındır’ diye değiştirmek istiyorlardı.

GENÇLİK BÖLÜNDÜ

“Meclisinin duvarında, ‘Hakimiyet hakkındır’ düsturuna hasret, halis hürriyeti hakka kölelikte bilen bir gençlik...” hayallerini de içeren metindeki bu cümle henüz hiç telaffuz edilmedi. ‘Dindar olmayıp, tinerci alkolik mi olsun?” sorularıyla, dindar-kindar nesil isteğini masumlaştırmak istediler. İktidarın, ‘dindar’ kavramını reddeden herkes, ‘Ayyaş, alkolik, tinerci, hırsız, ahlaksız...’ görülüyordu. Keskin uçlu bıçak gibi bu radikal söylemler, gençliği ortadan ikiye böldü. TBMM eski başkanı AKP’li İsmail Kahraman, ‘Anayasada laiklik yer almamalı’ sözüyle, baklayı ağzından çıkarsa da, ‘bireysel söylem’ diye geçiştirildi.

TARİKATLAR GÜÇLENDİ

Cumhurbaşkanı’nın, ‘hazmettire hazmettire’ dediği, dindar-kindar nesil yolculuğunda eğitim araç yapıldı. Devletin, maddi-manevi tüm olanakları seferber edildi. Dindar-kindar nesil yetiştirmede, imam hatipler ve bazı vakıflar güvenin adresi görülüyordu. Adı, 45 çocuğun tecavüzüyle anılan Ensar Vakfı’nın 4 yıl önceki kongresinde, “Üstat’ diye seslendiği Necip Fazıl’ın alternatif hitabesindeki, ‘Kim var?’ denildiğinde, sağına soluna bakmadan ‘Ben varım’ diyecek bir nesil istiyorum” diyen Cumhurbaşkanı, nakarata dönen dindar nesil söylemini, son olarak geçen yıl bir üniversite açılışında tekrarlayıp, kararlılığını vurguladı.

DİPLOMA SORUNU

Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’nün, 2020’de 10.6 milyar TL dahil, son 3 yıllık bütçesi 36.8 milyar TL’ye çıkarıldı. İmam hatiplerin sayısı 18 yılda 450’den 5 bin 623’e, öğrenci sayısı 77 binden, 1.6 milyon oldu. ‘Sivil toplum’ maskesiyle, okulların kapısı tarikatlara açıldı. Okulda olması gereken 1 milyondan fazla çocuk ise tarikatların eline geçti. Üste diploma alıp, devlet kadrolarına geçişlerini kolaylaştırmak için açık imam hatip lisesi ve açık ilahiyatlar kuruldu. Okulların adı, ‘açık’ olsa da, çoğu tarikat yurtlarında kalan 144 bin 610 öğrenci için devletin okulları hafta sonları özel olarak açılıp, eğitim verilmeye başlandı.

ŞERİAT TEBLİĞİ

Tarikatlar artık yasalara aykırı da olsa sadece İstanbul’da 4-6 yaş grubuna din eğitimi verdikleri 20’nin üzerinde Sıbyan Mektebi bile açtı. İktidarın, dindar-kindar nesil yetiştirme hedefinin siyasi mühendisliğin ötesine geçmediğini de, yine tarikatlar herkesten önce gördü. Çünkü, araştırmalar imam hatipliler dahil yeni neslin dinden uzaklaştığını gösteriyordu. İmam hatiplere zaten karşı olan tarikatlar, diploma için açık İHL’lere gönderdikleri mürit öğrencilerle, şeriat tebliği kararı almış görünüyor. Aydın İHL’de 5 gün önce 1 asırdır yaşanmayan bir ayaklanma oldu. Tarikat yurtlarından gelen, okulun açıköğretimli 3 öğrencisi şalvarlı, sarıklı sınıfta oturdu.

DEDELERİMİZİ ASTINIZ!

Arapça Öğretmeni E.S derse girdiğinde, devlet adına sürdürdüğü eğitim görevi gereği, sarıklarını yasaya aykırı olduğu için çıkarmalarını istedi. Sonra, kızılca kıyamet koptu. Öğrenci M.H.K; “Sen benim sarığımı çıkarttıramazsın”, “Okul beni böyle kabul ediyor.”, “Kadın başına konuşma, sus seni döverim. Zaten saçın başın açık gelmişin”...Sınıftaki, öğrenciler araya girdi. Onlara, “Siz bunları bilmezsin. Bunların dedeleri bizim dedelerimizi astı, Eğer, Müslüman iseniz, susun karışmayın” tebliği yapıldı. Adli-idari soruşturma açılsa da, daha önemlisi, istenilen ‘dindar-kindar nesil’ bu muydu? Millete açıklansın. Öğretmenlerin, can güvenliği kalmadı. Cumhuriyet öğretmenleri, tarikatların şamar oğlanına çevrilemeyeceği gibi devletin okulunda devletle hesaplaşma cüreti gösterilmesine de izin verilemez...