Osmanlı’nın kurduğu Sıbyan Mektepleri, 1924’te Tevhid-i Tedrisat’la kapatıldı. Eğitim, MEB çatısında birleştirildi. İktidar, 10 yıl önce 5 yaş için zorunlu eğitim kararı alsa da, uygulanmadı. 2023 hedeflerini içeren 11. Kalkınma Planı’ndaki, 5 yaşa zorunlu eğitim verilmesi kararı da hayata geçirilmiyor. Türkiye’de, 3-6 yaş aralığında 4.8 milyon çocuk var. Bu çocukların 3.2 milyonuna, devlet okul öncesi eğitim vermiyor. MEB’in, okul öncesi okullaşma oranı yüzde 40’ta kaldı. Devletin okul öncesindeki bile isteye bıraktığı boşluğu, tarikatlar doldurdu. Yasalara aykırı hızla açılan Sıbyan Mektepleri, yurda yayıldı.

ANAYASAYA AYKIRI

Devlet, merdiven altı eğitime, 3-6 yaşındaki çocukları eliyle itti. Anayasa, eğitim ve denetim yetkisini MEB’e verse de, yasal olmayan mektepler denetlenemiyor. Kanunlara aykırı okul açmanın, bu iktidar döneminde zaten cezası da yok. Laiklik karşıtı bu sözde eğitimle, tarikatlar küçük çocukların zihnini Cumhuriyet ve Atatürk karşıtı fikirlerle dolduruyor. Yoksul aileler, ‘Bırakacak yer yok, Bedava, hiç olmazsa dinimizi öğrenir’ diye çocuklarını bırakıp, işe gidiyor. Bir anne, “4 yaşındaki oğlum bana, ‘Başın açık kafirsin’ dedi, şaşırdım. Çocuğun, psikolojisi bozuldu. Cehennemde yanma korkusuyla, altına işiyor” diyor.

ALTERNATİF EĞİTİM

Diyanet de, 5 yıl önce ‘Kuran Kursu’ adıyla, ‘Sıbyan Mektebi’ zincirine katıldı. 81 ilde 100 bini aşkın kursta, 4-6 yaşında 200 bine yakın çocuk var. Haftada 18 saat din eğitimi verilip, Arapça öğretiliyor. İktidarın istediği, dindar-kindar nesil böyle yetiştiriliyor. Diyanet’in kurslarını da, MEB denetlemiyor. Tüm okullar gibi pandemide MEB genelgesiyle, yüz yüze eğitime kapatıldılar.
MEB’in 24 saat geçmeden karar değiştirip, okul öncesini açmasının gerçek sebebi, çalışan anneler değil Sıbyan Mektepleri... Diyanet’in kurslarında çocukların Kovid-19’a yakalanma riskine karşı, ailelere sözleşme imzalatılıyor.

CÜBBELİNİN TALEBELERİ

Türkiye gündemine geçen hafta damga vuran Aydın İHL’deki cübbeli-sarıklı ayaklanma tesadüf değildi. O ayaklanmanın temeli Sıbyan Mekteplerinde atılıyor. TBMM’ne birçok soru önergesi verildi. Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül ise kürsüde, “Derslere, sarık ve şalvarla girilebildiğine göre; MEB’in adını ‘Medrese ve Külliye Bakanlığı’ olarak değiştirmeyi düşünüyor musunuz?” diye sordu, iktidar sustu. Cumhuriyet karşıtı sarıklı ayaklanmanın ardından zaten ekran yıldızı cübbeli-sarıklının tarikatı çıktı. Şimdi de tarikat, “Sarığıma dokunma” diye öğretmeni CİMER’e şikayet etme kampanyası açtı.

LAY LAY BAKANLIĞI

Başöğretmen Atatürk’ün koltuğunda oturan Ziya Selçuk, “Görmedim, duymadım, bilmiyorum” üçlemesinin ardına saklandı. “Devletin okulunda, böyle bir ayaklanma olmadı” diyemedi, çünkü olduğunu biliyor. “Cumhuriyet’e karşı cübbeli sarıklı ayaklanmaya asla izin vermeyiz” gibi iddialı bir cümle zaten beklemiyorduk. “Ziya Öğretmen” etiketli Bakan’ın, çok daha önemli işleri var. Ayten Alpman’ın, “Bir başkadır benim memleketim” şarkısının sözlerini, “Bir başkadır benim öğretmenim. Lay, lay, lay...” diye beste yaptırdı. 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde söylediler. Söyleyemedikleri de var.

KIRILMA NOKTASI

İstanbul’da görev yapan 32 yıllık öğretmen B.T söylenemeyenleri şöyle anlatıyor; Sıbyan Mektebi’nden gelen öğrenciler var. ‘Kötü adam’ diye Atatürk’ü gösterip, fotoğrafını çıkartmak istiyorlar. ‘Kadınlar çalışmaz, cehennemde yanacaksın’, ‘Sen çalışma kocan baksın öğretmenim’ diyorlar. ‘Erkekle oturamam, namusum kirlenir’ diye ağlayan da, ‘Resim günah çarpılırız’ diyen de çıktı. En önemlisi ise Türkçe’den önce Arap Alfabesi öğrendikleri için soldan sağa yazamıyorlar. Çocuklarımız yanlış eğitimle, eğitim sistemi gibi geriliyor...