Atatürk’ün geleceği emanet ettiği 14-18 yaş aralığındaki 4,6 milyon çocuk, ölümcül Kovid-19 riski altında merkezi sistem sınavlara zorlanıyor. 451 bin adayla en düşük katılımlı sınav MSÜ, ‘tedbir alındı’ güvencesiyle, geçen hafta yapıldı. Kocaeli’nde fenalaşan adayın test sonucu pozitif çıkınca, aynı sınıftaki 14 öğrenci daha karantinaya alındı. MSÜ’deki bu olay LGS ve YKS tedbirlerini tartışmalı hale getirdi. LGS’de yarın MSÜ’den 3,7 kat daha fazla 1,7 milyon ve
haftaya YKS’de de MSÜ’nün 5,5 kat fazlası 2,5 milyon aday yarışacak.

OYUN OYNAMAYIN

LGS ve YKS’nin salgında iptali için TTB’nin uyarıları dikkate alınmıyor. Salgın tedbirleri dahi online toplantıda alınsa da, sınıflardaki virüs yayılma riski görülmek istenmiyor. Bilim Kurulu, milyonların gireceği sınavları bırakalım Haziran’da deneme sınavını bile riskli buluyor. Sağlık Bakanı Koca, “Korana hala iş başında” dese de, top piknikçiler, düğüncülerin üstüne atılıyor. Düğünlerde halay çekmek yasak ama Kovid-19 öğrencilere dokunmuyor olacak ki, sınavlar ‘tedbir alındı’ denilerek, ertelenmiyor. Tedbir alındıysa, MSÜ’deki 15 aday niye karantinada?

SİSTEM DE SINAVDA

Haziran sınavlarıyla, Türkiye’nin sürü bağışıklığına geçeceğini 22 Mayıs’ta yazdım, reddedilmedi. MEB, tüm zamanların en kalabalık LGS sınavını yarın yapacak. 2012’de imam hatiplerin, orta kısmının açmak için 4+4+4’e geçildi. Çağ nüfusuna göre her yıl 1,2 milyon çocuk ilkokula başlarken, 2012’de 60 aylık çocuklar da okula alındı. O çocuklar büyüdü ve 2020 LGS’ye girecek. Bakanlık, 1,7 milyon gibi yüksek katılımlı bir sınav hiç yapmadı. Bu sınav şimdi virüs riski altında yapılacak. Eğitim sistemi ve sınav sistemi de imtihan verecek.

YÜREĞİ YETEN OKUR!

Öğrenciler, ‘Ölmek istemiyoruz’ çığlığı atsa da, Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, YÖK Başkanı Yekta Saraç, ÖSYM Başkanı Halis Aygün sanki bir Suskunlar Kulübü üyesi, duymuyor ve konuşmuyor. “Kovid-19’lu çocuklar isterse hastanede sınava girebilir. Sınav zaten zorunlu değil “ diyen Selçuk, suskunluğunu bozsa da, bu sözlerle ‘sussa daha iyi’ dedirtti. Bir aday mektubunda hayat bilgisi dersi vererek, “Mecburum sınava girmeye, bir yıl bekleyemem. Virüs yüzünden babam işsiz kaldı. Her geçen zaman aileme masrafım. Mezuna kalırsam, yüzlerine bakamam. Canım pahasına da olsa, sınava gireceğim!” diye yazdı.

ÇELİŞKİLER SARMALI

Eğitimdeki çelişkiler sarmalı bunlarla bitmiyor. “Haziran’da sınav” diye tutturan MEB, salgın nedeniyle 1 milyon öğretmeni yine aynı Haziran’da mesleki eğitime online alarak, Haziran’daki sınavların hayati riskini tescilliyor. Mesleki eğitim online ama 353 bini LGS ve 700 bini YKS’de 1 milyondan fazla öğretmen sınavlarda fiili görevli olacak. YÖK Başkanı Saraç ve ÖSYM Başkanı Aygün, suskunluklarını İYİ Parti Milletvekili Müsavat Dervişoğlu’nun Danıştay’a açtığı YKS’ nin iptaliyle ilgili davadaki savunmalarında bozdu. Danıştay’daki savunmalarına ulaşınca, susma haklılıklarını gördüm!

VİCDANLAR YAŞATSIN

Sınavı apar topar Haziran’dan Temmuz’a sonra yine Haziran’a alan YÖK mahkemede, “Temmuz’da sıcaklık güneyde 50 derece. Öğrenciler, yazın sıcaktan bunalır, motivasyonları düşer” diyor. Haziran’da peki  kar mı yağıyor? Meteorolojiye baktım, Haziran ve Temmuz arasında gel-git sınav tarihlerinde sıcaklık Temmuz’da 2 ile 5 derece artıyor. YÖK zaten ağzındaki baklayı savunmanın sonunda çıkarıyor; Kararları, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi aldı. Eğitim takvimi, tatil takvimi!... ÖSYM ise “Emredici Kurum YÖK” diyerek, bu işten azledilmesini istiyor. Çocukların yaşam hakkı için sorumlu herkes iç sesini dinlemelidir. Ölümden öte her şeyin çaresi var. “Keşke sınavı yapmasaydık” demek istenmiyorsa, Danıştay kararı bile beklenmeden Haziran’daki tüm sınavlar iptal edilmelidir. Hayatta, hiçbir mahkeme yok ki, vicdanın sesinden daha adil karar alabilsin.