Yurdun dört bir yanından benzer mesajlar yağıyor.

Varlıklarını ve her şeylerini o muhteşem zafere borçlu oldukları bilincini taşıyan yurttaşlar, 30 Ağustos günü, (Koronavirüs önlemlerini ihmal etmeden) Dumlupınar’da olacaklarını, şehitliği ziyaret ederek, başta Büyük Başkomutan Gazi Mustafa Kemal olmak üzere tüm şehitlerimizi sevgi, saygı, minnet ve rahmetle anacaklarını belirtiyorlar.

Dumlupınar’ın fahri hemşehriliğine ulaşma bahtiyarlığını yaşayan bir yurtsever olarak bundan sonsuz mutluluk ve gurur duyuyorum.

★★★

Zaferin gerçekleştiği, şehit kanlarıyla sulanmış kutsal toprakların ilçesi Dumlupınar’ın unutulmuşluğuna son verip, makus talihini değiştirmede büyük payı olan önceki dönemin Belediye Başkanı Niyazi Tezcan da, her geçen yıl, ziyaretçi sayısının artmasını büyük sevinçle izlediğini söylüyor...



Malum zihniyet tüm çabalarına karşın, Dumlupınar Başkomutanlık Meydan Muharebesi için Çanakkale’dekine benzer efsaneler üretemiyor! Örneğin o yıllarda tarihi yarımadada hiç ağaç bulunmamasına karşın “Ormanlardan aslanlar çıktı ve düşmana saldırdı” diyemiyor! Dumlupınar Zaferi’ni, yine Çanakkale’de olduğu gibi bulutlardan inenlerin kazandığıyla ilgili hikayeler uyduramıyor! Kısacası Çanakkale’de Mustafa Kemal’i yok sayan bu zihniyet, ne yaparsa yapsın Dumlupınar’da Atatürk’ün varlığını ve muhteşem dehasını inkar edemiyor!..

O nedenle Mustafa Kemal’i ve 30 Ağustos’u unutturmaya, başka bir tarih yazmaya çalışıyor.

Ve o nedenle yıllardır Dumlupınar’ı kaderiyle baş başa bırakmayı tercih ediyor...

★★★

İşte bu yıl doruğa çıkan unutturma gayretlerine inat, imkanı olan çok sayıda yurtseverin Zafer Bayramı günü Dumlupınar’a giderek, daha ilk girişte etkileyici özelliğiyle insanın tüylerini diken diken eden şehitlikte “Bize bu güzel vatanda hür yaşama imkanını verdiğiniz için size minnettarız” diyerek, şehitlere olan vefa görevlerini yerine getirecek ve aziz hatıralarının önünde sevgi, saygı ve rahmetle eğilecek olmaları büyük anlam taşıyor...

★★★

O şehitlik ki; henüz 8 yaşında iken minicik bedenini düşmana siper eden Konya Bozkır’lı Hüsnü’den, Eminede’den, yıllarca cephelerde savaştıktan sonra, küçük bir çocuk olarak bıraktığı oğlu Onbaşı Mehmet ile 19’una gelmiş olarak ve sancak taşırken karşılaştıktan bir gün sonra, Meydan Muharebesi’nde şehit düşen Çetmili Kara Ali Çavuş’a kadar, nice kahramanın anıtlarını ve sembolik mezar taşlarını barındırıyor. (Mehmet de 9 Eylül günü, İzmir’i kurtaran askerlerimizin en önünde şanlı bayrağımızla ilerlerken şehit olmuştu...)

★★★

Milletimiz, 30 Ağustos’u ve bu cennet vatanı bize armağan edenlere minnettardır ve sonsuza kadar minnettar kalacaktır...