Koronavirüs tüm dünyayı tehdit ediyor. Bu virüs, salt hastalık boyutu ile değil, salgın geçince sağ kalanlar için de ciddi bir tehdit. Salgın bir şekilde bitecek ama asıl sorun, tanıdığım en dürüst siyasetçilerden biri olan Dr. Ceyhun İrgil’in  ‘POST KORONA SENDROMU (PKS)’ olarak tanımladığı vahim tablo, daha sonra ortaya çıkacak.

★★★

Salgınla birlikte, hiç yabancısı olmadığımız hastalık ve kriz fırsatçılarını bir kez daha karşımızda bulduk! Ancak bunlar küçük hesaplar peşinde koşan küçük fırsatçılar. Oysa asıl büyük fırsatçılar; yani global sermaye, işletmeler ve yönetimler, dünya çapındaki bu salgın sonrasında en büyük fırsatçılar olacaklar.

★★★

Koronavirüs ile dünya ekonomisi sarsılıyor, durağanlaşıyor. Tüm ülkelerde ve sektörlerde gerileme oluyor. İnsanların hareketlendiği ve çok etkinlik yaptığı bahar ayları -ve bu gidişle yaz süreci- salgın nedeniyle felç oldu, olacak. Konserlerden toplantılara, sosyal etkinliklerden turizm hareketlerine, restoranlardan kafelere kadar tüm hizmet sektöründe ve tüketimin de azalması ile üretim sektöründe daralma, kaçınılmaz hale geliyor.

★★★

Rakamlarla kafanızı karıştırmadan hemen belirteyim; zaten zar zor ayakta duran işletmelerle orta-küçük esnaf için hayatın daha da zorlaşacağı, buna karşılık kârı azalan büyük sermayeli şirketler ve global sermayenin neo-liberal çarkları acımasızca işleteceği bir süreç başlıyor.

★★★

Dr. İrgil, “Post Korona Sendromu (PKS) nedir?” sorusuna şu cevabı veriyor:

“PKS, devletler ve dev şirketlerin salgın sonrası en büyük mazereti ve her türlü başarısızlıkla, ulaşılamayan hedefin gerekçesi olacak. Salgını bahane eden işletmeler ve kuruluşlar işten çıkarmalara, daha düşük ücretle insan çalıştırmaya ve fiyatlarını artırmaya yönelecekler. Geçmişte de SARS ve Ebola gibi salgınlar oldu. Ancak onların küresel popülaritesi ve etkileri korona boyutuna ulaşmadı.

★★★

Daralan ekonomiler, düşen borsalar ve olumsuz parametreler, PKS fırsatçılarınca sömürülecek. Bu fırsatçılar, salgını kullanarak faturayı toplumlara ödetecekler. Maalesef ülke yönetimleri de bu süreci bahane edecekler.

★★★

Küreselden yerele, yani bize dönersek; sosyal devlete düşen temel görev, korona ile en etkin mücadeleyi yapmanın yanı sıra, salgın sonrası toplumun yüz yüze kalacağı sosyal ve ekonomik sorunları asgariye indirecek çözümleri şimdiden üretmek olmalı.

Bu amaç doğrultusunda tüm önlemler acilen alınmalı. Büyük fırsatçılıların kafalarından geçenleri yapmalarına izin verilmemeli.

★★★

Örneğin; turizm gibi hizmet sektöründe işten çıkarmaları önleyecek teşvikler, şimdiden ilan edilmeli.

Kabul etmeliyiz ki eğitimin aksaması, telâfisi zor kayıplara neden olacak. Bu amaçla tatil sonrası telâfi eğitimleri şimdiden plânlanmalı. Keza esnafın ve tedarikçilerin kayıplarını asgariye indirecek uygulama ve fon aktarımlarına gidilmeli.

Yoksa daha çok işsizlik, daha çok iflas, daha çok enflasyon sarsıcı etkiler yapabilecek!..

★★★

PKS’yi daha az hasarla atlatmak için Sağlık Bakanlığı’nın oluşturduğu Korona Bilim Kurulu gibi bilimsel ve siyaset üstü bir karar mekanizması hayata geçirilmeli.

Sağlıkçılar salgınla mücadele ederken, bu kurul da kriz sonrasında ortaya çıkacak sosyo-ekonomik kayıpları azaltacak önlemleri planlamalı ve somut önerileri iktidara sunmalı...”

★★★

Dr. Ceyhun İrgil sözlerini şöyle tamamlıyor:

“Biz elbirliği ile bu krizi aşarız. Ancak adil davranıp bir tek işletmeyi, esnafı ve çalışanı bile feda etmemenin, toplu işten çıkarmaları önlemenin yolunu bulmak koşuluyla. Yoksa PKS fırsatçıları nedeniyle salgın sonrası çok sayıda “korona mağduru” ve bu mağduriyetlerin üzücü sonuçları ile karşılamamız sürpriz olmaz!..”

★★★

Değerli hekim, dürüst siyasetçi Dr. Ceyhun Irgil’in uyarı ve önerilerine katılıyor, bu vahim olasılıkların hiçbirinin gerçekleşmemesini tüm kalbimle diliyorum.