İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, bir süre önce, ‘Kanal İstanbul’un kamuoyuna ilk kez ‘Çılgın Proje’ olarak sunulduğu 2011 yılından bu yana, güzergâh boyunca 30 milyon metrekarelik arazinin el değiştirdiğini açıkladı.

Toprak spekülâsyonu yapan kişilerden birinin de Katar Emiri’nin annesi olduğunu belirtti.

Araştırmalarının sürdüğünü ve rant amacıyla bu arazileri yağmalayanları tespit etmekte olduklarını sözlerine ekledi.

Ayrıca Kanal’ın hafriyatından çıkacak topraklarla adalar oluşturulacağını bunların da tümüyle ranta dönük planlandığını duyurdu.

★★★

İmamoğlu’nun ‘Demokrasi Arenası’nda ayrıntılarıyla yaptığı açıklamalar, sadece İstanbul’da değil, ülke çapında büyük yankı yarattı.

Zira o sözler, tarafsız bilim insanlarının, çevreci sivil toplum örgütlerinin ve güvenlik uzmanlarının ağız birliğiyle karşı çıktıkları, kendisinin de ‘İhanetten öte, cinayet’ dediği projenin kesinlikle rant amaçlı olduğunu gösteren bir işaret fişeğiydi.

★★★

Nitekim dayatmaya dönüşen projenin rant temelli olduğu iddialarını güçlendiren hamle, çok geçmeden Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan geldi.

Bakanlığa bağlı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, daha önce İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile aralarında imzalanmış olan ve belediyeye tapu kayıtlarını sorgulama imkânını veren protokolü iptal etti.

★★★

Bu kararın amacı çok net:

İmamoğlu ve ekibinin ‘Kanal İstanbul’un güzergâhını önceden öğrenerek arazileri ucuza kapatanların kayıtlarına erişmelerini ve spekülasyon iddialarını kapsamlı biçimde soruşturmalarını engellemek!..

★★★

Peki bunu başarabilirler mi?

Kesinlikle hayır.

Yasalarımıza göre tapu kayıtları ‘ilgisini ikna edici biçimde kanıtlamak’ koşuluyla herkese açık.

Uzmanlara göre; İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yetki alanına giren topraklarda bu hakkı engellemek hukuken mümkün değil.

Ayrıca yaşadığımız çağda gerçekleri emirle örtbas etmeye kalkmak beyhude bir çaba.

Eskilerin deyimiyle ‘abesle iştigal!..

★★★

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İstanbul’a ve İstanbullular’a gerçekten hizmet etmek istiyorsa, yandaş şirketlerin siparişle hazırladıkları ÇED raporlarına değil, dünyaca saygın bilim insanlarının görüşlerine, tarafsız, güvenilir uzmanlara itibar etmeli.

★★★

Daha da vahimi şu:

Bakanlık rant projelerine arka çıkmayı bırakıp, olası büyük İstanbul depreminde enkaz altında kalacağı hesaplanan100 bine yakın insanımızın canlarını kurtaracak önlemleri bir an önce almalı...

★★★

Gerekenleri eksiksiz yapmak, Bakan Murat Kurum için hem kaçınılmaz bir görev, hem de bir dakikalık gecikmeye bile yer bırakmayan; uyku kaçırıcı ağır bir sorumluluk!..