O kısacık filmi hiç unutamıyorum.

★★★

...Sonbaharda bir hafta sonu anne, baba ve 10-12 yaşlarındaki çocuklarından oluşan aile, pazar gezisine çıkıyor. Baba, aracın direksiyona geçiyor, anne, yanındaki koltuğa yerleşiyor, çocuk ise arkada, evin iri köpeğiyle yan yana, yola koyuluyorlar...

Gittikleri yer ıssız bir deniz kıyısı...

Kumsalda bir süre yürüyüp, köpekle oynaşıyorlar. Sonra da onu orada bırakıp, tekrar eve doğru hareket ediyorlar.

Yani köpeği terk ediyorlar!..

★★★

Yolda baba, dikiz aynasından çocuğunu gözlüyor. Çünkü o köpekle büyüdüğü anlaşılan küçüğün gözlerinden yaşlar süzülüyor. Belli ki birlikte geçirdikleri güzel günleri hatırlayıp, bir eşya gibi terk edilmesine sevgi dolu yüreği dayanamıyor.

Ve baba direksiyonu kırıp geriye, biraz önce köpeği bıraktıkları kumsala yöneliyor.

Televizyon ekranında çocuk ve köpeğin sımsıcak kucaklaşmalarını seyreden herkesin gözleri yaşarıyor...

Ve fonda insanın yüreğine hitap eden güzel bir ses “Siz bir ailesiniz, yaşlıları terk etmeyin, tam tersine daha çok koruyun ve sevin” diyor.

Böylece hayvanlarını sokağa bırakanları eleştirmek için hazırlandığı anlaşılan kısa video, amacına ulaşmış oluyor.

★★★

Önceki akşam evimizin kapısındaki parmaklıkların arkasında bir karaltı gördüm.

Dikkatli bakınca onun iri bir Kangal köpeği olduğunu fark ettim.

Kuyruğunu dostça sallıyor, kapıyı açmamı bekliyordu.

Davetsiz misafirimizin aç ve susuz olabileceğini düşünerek hemen açtım. Evimizdeki 4 kedi ve bir köpeğimiz için hazırda bekleyen gıdalarla karnını doyurdum. Ayrıca önüne kocaman bir kap dolusu su koydum.

Hepsini bir çırpıda bitirip, yine kuyruğunu sağa sola sallayarak gecenin karanlığı içinde ilerlerken, nereye gideceğini merak edip izlemeye başladım.

★★★

Nereye gitti biliyor musunuz?

Parçalanmış kapısı, yabani otların sardığı bahçesindeki kırık koltukları ve devrilmiş saksılarıyla yıllar önce ansızın terk edilmiş ve bir daha da kimselerin uğramadığı izlenimi veren harap bir evin önüne...

İçeriye girdi ve koltuklardan birinin önüne uzandı.

Anlaşılan hala bekliyordu!..

Belki bir gün gelirler ve tıpkı o eski güzel zamanlarda olduğu gibi yine o koltuğa oturup, onu severler diye ümit ediyordu.

İçimden “Üzülme dostum” dedim. “Onlar belki hiç gelmeyecekler ama artık senin ne zaman uğrasan, kapısını hep açık bulacağın yeni bir evin var...”

★★★

Bugün 4 Ekim.

Dünya Hayvanları Koruma Günü.

Hayvanları koruyup sevenlere minnetle...