Ege Üniversitesi’nin saygın bilim insanlarından, okurum Prof. Dr. Levent Kırılmaz, önceki gün “Bir Mum Diğerini Yakmakla Işığından Kaybetmez” başlığıyla yayımladığım yazımdan etkilenip, benim de ek düşüncelerle geliştirdiğim değerli bir katkıda bulunmuş.

★★★

Ölüme yaklaştığını düşünen adam, üç oğlunu yanına çağırmış ve şunları söylemiş:

“Üçünüzü de çok seviyorum, ancak kısa zamanda çok önemli bir karar vermek zorundayım. Benim yokluğumda şirketlerin yönetimini kim üstlenecek?

Hiçbir şekilde birbirinizi incitmenizi de istemiyorum. Bu yüzden sizleri sınamaya karar verdim. Üçünüze onar dolar vereceğim.

Bu parayla öyle bir şey satın alın ki, odam onunla baştanbaşa dolabilsin!

Şimdi gidin ve bu odayı doldurmak için ne alacağınızı düşünün!..”

★★★

Çocuklar akşam eve döndüklerinde babaları verdiği onar dolarla neler yaptıklarını sormuş.

Birincisi, bu parayla iki balya saman aldığını söyledikten sonra, dışarı çıkmış ve balyaları içeri taşımış. Balyaları açıp samanları havaya savurmaya başlamış. Odanın her yanı bir anda samanla dolmuş. Ama çok geçmeden, samanlar bir yerde öbek halinde toplanmış ve oda, babasının istediği şekilde dolmamış!..

★★★

İkincisi, bir çuval dolusu kuş tüyü aldığını söyleyip, tüyleri havaya savurmaya başlamış.

Böylece odanın her yanı tüylerle dolmuş. Ama kısa süre içinde onlar da tıpkı saman deneyindeki gibi bir yerde toplanmış.

Böylece kuş tüyleri de tüm odayı dolduramamış!..

★★★

Üçüncü oğlu, on doları ne yaptığını soran babasına “Senden aldığım parayı bir dükkânda bozdurdum. Beş dolarını bir hayır kurumunun kumbarasına attım. Dört dolarla iki yoksul insanı doyurdum. Kalan bir dolarla da iki şey aldım: Bir çakmak ve bir mum” demiş.

Sonra da kalkıp ışığı kapatmış ve elindeki çakmakla mumu yakmış.

Oda bir anda ışıkla dolmuş!..

★★★

Oğlunun bu yaptıklarından mutlu olan babası, sınavı kazandığını, tüm işlerin yönetimini zaman içinde ona devredeceğini söyledikten sonra şöyle demiş: “Yaşama dair çok önemli bir şeyi, ışığı yaymayı öğrenmişsin!..”

★★★

Unutmayın sevgili okurlar;

Dağarcığımıza eklediğimiz her yeni bilgi, içimizdeki ışığı biraz daha güçlendirir.

Karanlık bir odada mum ışığı ne denli önemli bir kaynak olabiliyorsa, ışık saçan bir beyin de başka insanları aydınlatarak benzer bir görevi üstlenir.

★★★

Ünlü yazar Edith Wharton der ki;

“Işığı yaymanın iki yolu vardır.

Ya kendiniz ışık olursunuz...

Ya da onu yansıtan ayna ...”

★★★

Aydınlanmaya kapalı karanlık beyinlerin, tarih boyunca ışık saçanlardan hoşlanmamalarının, hatta korkmalarının nedeni de budur!..