Covid-19 salgını bütün hızıyla devam ediyor. Virüs, birçok ülkede olduğu gibi, Türkiye’de de daha birinci dalga sona ermeden ikinci piki yapmış durumda. Bundan da en büyük zararı, Milli Eğitim sistemimiz görüyor.

Zira 23 Mart’tan bu yana okullarımızda yüz yüze eğitim yapılamıyor. Gidişat, yeni eğitim-öğretim yılında da sağlıklı bir eğitimin yapılamayacağını, zararın süreceğini gösteriyor...…

★★★

Dün, ülkemizin köklü eğitim yuvalarından Vefa Lisesi ile İstanbul Erkek Lisesi’nde yıllarca müdürlük yapmış saygın bir isim olan Dr. Sakin Öner’le uzun bir sohbet yaptım.

Deneyimli eğitim uzmanı Sakin Hoca’yı haklı olarak çok endişeli gördüm.

Nedenlerini ve katıldığım uyarılarını şöyle özetleyebilirim:

- Bugüne kadar yapılan  uzaktan eğitim maalesef tam verimli olamadı. Bunda öğretmenlerin  kayda değer bir bölümünün, bu konuda yeterli bir eğitime sahip bulunmamalarının önemli bir rolü oldu...

- Takip mecburiyeti olmadığından, öğrencilerin bir kısmı, bu dersleri izlemedi...

- Bazı öğrenciler ise izlemek isteseler bile, gereken bilgisayar ve internet bağlantısına sahip bulunmadıklarından, uzaktan eğitim imkanından yararlanamadı...

- Bir başka üzücü durum da, özellikle Doğu ve Güneydoğu’da çok çocuklu ailelerin değişik kademe ve sınıfta bulunan çocuklarının, evdeki tek televizyondan EBA’yı veya tek bilgisayardan uzaktan eğitim dersini izleyememiş olmaları...…

★★★

Peki ne yapılmalı, hangi önlemler alınmalı?

Dr. Sakin Öner”in yorum ve önerileri şunlar:

- Milli Eğitim Bakanlığı yeni öğretim yılında yüz yüze eğitimi, okul öncesi ve ilkokul 1. sınıf öğrencileri ile, bu yıl sınava girecek ortaokul 8. ve lise 12. sınıf öğrencilerinden başlatmak istiyor. Bu uygulamalarla elde edilecek verilere bakılıp değerlendirme yapılacak, ardından diğer sınıflarda da hayata geçirilecek...

- İnsan ilişkilerinde olduğu gibi eğitimde de en verimli yöntem; yüz yüze olandır. O halde  şu sorunun cevabının acilen verilmesi gerekiyor: “Salgın koşullarında en verimli yüz yüze eğitim nasıl yapılabilir?..”

- Bakanlık sorunu, ülke genelinde tek tip bir uygulamayla çözmeye çalışıyor. Oysa ülkemizde bölgeler, iller ve ilçeler arasında imkanlar yönünden eşitlik olmadığından böyle bir uygulamanın başarılı olması mümkün değil.

- Sorunun akılcı çözümü için eğitim paydaşlarının görüşleri alınmalı ve ihtiyaca göre, yerelin özelliklerine uygun alternatif çözümler üretilmeli...

- Örneğin; kırsal kesimde halen kapalı tutulan çok sayıdaki köy okulu hızla elden geçirilip  eğitime açılmalı ve taşımalı eğitime son verilmeli...

- Öğrenci sayısı düşük, okul sayısı yeterli olan yerlerde yüz yüze eğitime dönülmeli...

- Fiziki mekan sıkıntısı çekilen okullarda ise, cumartesi günleri de eğitim yapılacak şekilde 12 yarım güne göre programlar düzenlenmeli...

- Böylece her sınıf için, seyreltilmiş sınıf sistemine göre, 5’er saatlik üç yarım günde toplam 15’er saat yüz yüze eğitim imkanı sağlanmalı. Bunun dışında kalan diğer dersler de uzaktan eğitimle verilmeli. Bu amaç doğrultusunda velilerle işbirliğine gidilmeli ve dersleri bütün öğrencilerin izlemeleri, veli takibine bırakılmalı...

- Ayrıca bilgisayarı ve internet bağlantısı bulunmayan öğrencilerin bu ihtiyaçları devletçe ücretsiz karşılanmalı...

★★★

- Bu süreçte öğretmenler ve öğrenciler sağlıklı eğitim ortamından uzaklaştıkları için moral çöküntüsüne uğrayıp koşullardan çok kötü etkilendiler. Bu durum da dikkate alınarak çeşitli seçenekler değerlendirilmeli ve bir an önce yarı yarıya da olsa, yüz yüze eğitimin şartları oluşturulmalı...

★★★

Unutulmamalı ki, iyi eğitim alamamış bir nesil, harcanmış demektir!..