Söyleşilerimiz ve imza günlerimizde genellikle gençlerden şöyle bir soru geliyor:

“Yarım asır boyunca başarınızı koruyabilmek için neler yaptınız?..”

Gökmen Ulu kardeşimin imzasını taşıyan “UĞUR DÜNDAR-MESLEKTE 50’NCİ YIL” belgeselinin gösteriminde ya da yeni çıkan “OLAĞANÜSTÜ BİR HAYAT” kitabının imza etkinliklerinde daha sık karşılaşmaya başladığım bu soruya cevap olarak internette okuduğum şu öyküyü anlatıyorum:

★★★

Büyükbaba torunu ile birlikte uçurtma uçuruyordu. Yaşlı adam uçurtmayı havalandırdıktan sonra ipi tutması için çocuğa verdi. Bir süre sonra çocuk;

“Büyükbaba, uçurtma sanki daha da yükseklere çıkmak istiyor, ama ip ona engel oluyor” dedi.

Büyükbaba gülümsedi ve “Öyle mi düşünüyorsun? Hadi gel ipi keselim ve ne olacağını birlikte görelim” diye cevap verdi.

Sonra cebinden küçük bir çakı çıkardı, ipi kesti ve uçurtmanın yükselişini seyre daldılar.

★★★

Uçurtma yukarılara tırmandı, tırmandı ama bir süre sonra yalpalamaya, kendi etrafında dönmeye başladı. Ve bir anda, sanki kanatları kırılmış bir kuş gibi hızla düşerek, büyükbaba ve torununun kolayca ulaşamayacakları bir yere çakıldı.

Çocuğun üzüldüğünü gören yaşlı adam, yüzünü avuçları içine alıp gözlerinin içine bakarak ve yumuşacık bir ses tonuyla şunları söyledi:

★★★

“Yavrum, yaşam da çoğu kez böyledir. İnsanoğlu tıpkı uçurtma gibi havalanır ve belli bir yüksekliğe ulaştığında, başarısına katkısı olan bazı şeyleri, daha da yükselmesine engel olarak görür. Bakmakla yükümlü olduğu ailesi, her gün gitmek zorunda olduğu işi, içinde doğduğu, yetiştiği değerler, görüştüğü arkadaşları/çevresi, üzerinde emeği bulunan dostları, meslek büyükleri, yaşadığı yerler, ona daha da yükselmesini engelleyen bu ip gibi gelir. Böyle düşünen kimileri bir anda bu ipleri koparıverir ama sonuçta çoğu işte böyle düşerler!..

★★★

Unutma oğlum!

Olduğun yerde kalabilmek yükselmekten çok daha zordur.

Ve yükseldiğin yerde kalabilmek için mutlaka vazgeçmeyeceğin değerlerin olmalıdır. Bunların başında da dürüstlük gelir. Biraz evvel sıraladıklarım, bizleri bulunduğumuz yükseklikte tutar, hatta daha da yükselmemizi sağlarlar. Eğer bizi biz yapan değerlerden koparsak, aynen bu uçurtma gibi çakılırız!..

Ben yaşamım boyunca ipi kopmuş sayısız ‘uçurtmayı’ düşerken izledim!..”

★★★

Sevgili okurlarım,

Bilgiye ulaşmak için yaşlanmanın gerekmediği ama gençlerin, bilgelerin yol göstericiliğine her zamandan daha fazla ihtiyaç duydukları bir çağda yaşıyoruz.

Bilgi satmayan, buna karşılık yaşam imbiğinden süzülüp gelen bilgi ve deneyimlerini cömertçe paylaşan, böylece ‘uçurtma’ların daha yükseklere güvenle tırmanmalarını sağlayan dürüst bilgelere...

Ne diyor Thomas Jefferson:

“Bilgelik kitabının ilk sayfasında, dürüstlük yer alır...”

Hiçbir uçurtmanın ipinin kopmaması ve çakılmaması dileğiyle...