Karantina günlerini geçirdiğim kıyılar gibi, gökyüzü de ıssız. Çünkü koronavirüs salgını sonrasında uçuşların iptal edilmesi nedeniyle yolcu uçakları geçmiyor. Bu arada önceki yıllar Ege semalarında devriye görevi yapan F-16’ların da yaklaşık iki buçuk aydır, günün belirli saatlerinde ya da geceleri gök gürültüsünü andıran cayırtılarla hava sahamızda uçmamaları dikkatimi çekiyor...

“Acaba neden” diye düşünürken, yıllar önce Bozcaada’da yaşadığım o unutulmaz anlar adeta bir gerilim filminin kareleri gibi, gözlerimin önünden akmaya başlıyor...

★★★

Kardak Krizi nedeniyle Ege’deki gerilim doruğa tırmanmış, Yunanistan’la savaşın eşiğine gelmiştik.

Suların bir türlü durulmadığı o yılın yaz tatili için Bozcaada’ya gitmiştik.

Bol hışırtılı, kekik ve deniz kokulu rüzgarın Ada’ya uğramayı unuttuğu sakin gecelerin birinde, Belgin-Haluk Şahin çifti ve dostlarla limanda ailecek yemek yiyorduk.

Yemeğin sonlarına doğru aniden yıldırım düşmüş gibi bir gürültü duyduk.

Oysa gökyüzü berraktı ve yıldızlar uzanıp tutabileceğimiz kadar yakında duruyordu.

“Ne oluyoruz” demeye kalmadan, iki F-16 savaş uçağı geceyi yırtarcasına geçip gitti.

Artık Ada’nın yerlisi olan Haluk, “Merak edilecek bir durum yok. Bandırma’dan kalkan uçaklar, devriye görevi yapıyorlar. Saros’a doğru gidip tekrar dönecekler. Kardak sonrası devriye uçuşları yoğunlaştı” dedi.

★★★

Nitekim çok geçmeden bir cayırtı daha koptu.

F-16’lar bu kez çok daha alçaktan uçuyordu.

Bozcaada Kalesi’ne sürtünürcesine geçerken birini görür gibi olduğumuz pilotlar adeta “Biz gökyüzü devriyeleriyiz. Vatanı ve sizi koruyoruz” mesajını verir gibiydiler.

Önümüzdeki masada oturanlar da bizim gibi düşünmüş olmalılar ki, bu zorlu görevi ya pan pilotları ayakta alkışlamaya başladılar.

Ardından yanımızdaki, sonra onların yakınındakiler, derken limandaki tüm masalar ayağa kalkarak, isimlerini ve rütbelerini bilemediğimiz o kahramanları dakikalarca alkışladılar.

★★★

Sonradan tesadüfen tanıdığım o pilotlardan biri, Yüzbaşı Sedat Timur’du. Hızla terfi ederek önce filo komutanı oldu, sonra da kurmay albaylığa kadar yükseldi. Washington’da
ataşelik yaptı.

Pırıltılı sicilinin doğal sonucu olarak generalliği beklerken, ayak oyunuyla terfisi bir yıl ertelenince, onuruna yediremeyip Hava Kuvvetleri’nden istifa etti.

★★★

Peki yurtsever, Atatürkçü, sicili başarılarla dolu Kurmay Albay Sedat Timur’u terfi ettirmeyip beklemeye alanlar ne yaptılar?

Kendi devresinden 4 albayı yıllar içinde general yaptılar!

“Şimdi nerede bu generaller” diye sorduğunuzu duyar gibiyim.

Hemen söyleyeyim:

FETÖ’den cezaevindeler!..

★★★

Sedat Timur ise özel bir havayolu şirketinde başarıyla uçmaya devam ediyor.

Ve milli bayramlarda bana gönderdiği mesajlarında hep F-16’larda uçarken çekilmiş fotoğrafları yer alıyor.

Belli ki kırık kalbi Türk Hava Kuvvetleri’nde, F-16”larda kalmış...

O fotoğraflara bakarken gözlerim yaşarıyor ve ülkenin zor yetişen değerli evlatlarına yapılan eşi görülmedik haksızlık yüreğimi yakıyor!..