Rüzgarın esintisi ile savruldu ağacın ince dalları. Hoyratça bir kör dövüş yaşam tarlasında vardı. Kiminin derdi şu yaşadığımız zor, kötü günlerinin vaktinin geçmesi, kiminin derdi ise hayallerinin bir başka bahara ötelenmesiydi. Kabus dolu günler akar geçerken, hastane önünde korona yüzünden yaşam savaşı veren babaannesine, ellerini açmış dua eden bir yavrunun acıyla bakan gözleri ve akıttığı gözyaşları ile birleşen yağmur taneleri her şeyi anlatan göstergeydi. Dünya durmuş, hayat sanki bitmişti. Çaresizlikler girdabında, karın tokluğu ilk çareydi. Virüs canlarımızı alırken, akciğerlerle birlikte, kalplerimizi alma peşindeydi. Çocukluğumuzda öğretilen gibi bahar penceresinden görmekti iyi günler için dileklerimizi. Bu zor süreçte, temastan uzak ama insanoğlunu bileşmeye davet eden haberci ise, beyaz güvercinlerdi. Sıkıntılı günlere nazire edercesine büyük zaferlere uçan güvercinler, güneşin batımının dinginliği kadar güzel yarınlara rota çizen iyilik temsilcileri. Ekranlarda son günlerde hep acı izliyoruz. Ülkemizde 50 bin korona vakası olup, takriben bin can kaybettiğimiz günlerdeyiz. Maalesef sayıların her gün değişip bizleri kahreden zor süreçte soframızdaki ekmeği paylaşmamız gerekir. Haberlere pür dikkat kilitlenip evde kalmamız gerektiğini bir kez daha bu köşemden yenileme ihtiyacını görüyorum. 22 yıldır sosyal dayanışma yardımlaşma yaptığımız programımızdan dolayı bana sosyal paylaşımdan ulaşan vatandaşlarımıza valilik, kaymakamlık belediye, muhtar ve iş adamları yoluyla elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Dünya ve ülkemizin yaşadığı bu olağanüstü günlerde birlik beraberlikle kötü günlerin üstesinden inşallah geleceğiz...