Koronanın namı ne kadar büyümüşte olsa merak etmeyin ömrü kısa olacak. Umarım bu süreçte sektör kendini bırakmaz, yol ayrılıkları olmaz. Bunları ekran adına konuşuyorum. Tarihler henüz netleşmediğinden karar verebilmek çok güç. Önümüzdeki 20 gün içinde rotamızın ortaya çıkacağından eminim. İşin başında değil artık ortasında olduğumuzu hep birlikte göreceğiz. Spor ekranında ise Federasyon ve Kulüpler Birliği hemen hemen her gün yeni varyasyon arayışındalar. Gelenekçi mi yoksa yenilikçi mi olmalılar; bunun için ortak akıl peşindeler. Sonuçta yapılacak doğrunun da yanlışın da muhatabı bir adım önde durmalı. Herkesi mutlu edebilmek mümkün olmadığına göre duyguya değil akla dayanan bir karar ortaya çıkacaktır. Futbolun töresine, örfüne, adetine bağlı kalsınlar gerisi hikaye... Avrupa’da antrenmanlara başlayan kulüpler var. Bunun erken alınan amigo ruhlu bir karar olduğunu savunuyorum. Doğabilecek sıkıntıların sansasyonu büyük olur. Kendi adıma söyleyeyim; böyle bir riske asla bulaşmazdım. Vuhan’da doğdu, dünyalı oldu derken sahibinin kim olduğunu dahi bilmiyoruz. Elle tutulan, gözle görülen bir şey olsa; açılan bu devri de kapatabiliriz. Fakat azdan az çoktan çok gider mantığında asla olamayız. Bugüne kadar oynanan binlerce ‘Ali Cengiz Oyunu’na şahit olduk. Hepsini de tarihe gömdük. Şimdi savaştığımız şeye, kalleş mi desem sinsi mi? Uygun bir sıfat bile bulamıyorum. Bu pek ‘Tavşana kaç, tazıya tut’ tezgahına da benzemiyor. Hani tilki kuzuyu yemeyi kafaya koyduğunda 40 gün ortalıkta görünmezmiş ya; karnının gurultusu duyulmasın diye. İşte film buna çıkıyor gibi. Ama biz bu saatten sonra ne tilkinin cilvesine ne de ayının pençesine kanacak gibi değiliz. Ve tabii ki bu lanet virüsten kurtulacağız. Sabah haber ekranında şu kara günlerde, Ela Rümeysa Cebeci enerjisi ve morali doğdu. TV 100 ekranında tüm sıkıntılara üzüntülere göğüs geren bir psikolog edasında ünlü spiker güne moral oluyor. Tıpkı 2 bin yıl önce Romalı askerlerden, her gün  20 kilometre mağaralardan kaçan halkın kurtulma sevincinin kucaklaşması gibi...