Cumhuriyet tarihimizin en önemli adımlarından olan TBMM’nin açılarak, varlığımızı koruyup güçlendirerek, sonsuza değin ulusal yaşamımızın sürdürülmesini sağlayan Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı gerçekleştirip yönetme olgusunun 100. yılını yakında en coşkulu etkinliklerle kutlayacağız. Yetkili ve ilgililerin çalışmalarına başlayıp doyurucu ve onurlandırıcı program düzenlemeye başladıklarını sanıyoruz.

30 Ağustos 1922 Zaferi’nden sonra kimi Ortaanadolu milletvekillerinin Meclis Matbaası’nda bastırıp dağıttıkları önerilerinde istedikleri “Mustafa Kemal’in padişah ve halife olmasını” elinin tersiyle iterek cumhuriyeti kazandıran ATATÜRK’ün içinde bulunduğu yılların uluslararası durumuna karşın gösterdiği anlayış ve örnek yurtseverliği, büyük bir soyluluk kanıtıdır. Günümüzde içte ve kimilerinin kişisel ve partizan amaçlarla çabaladıkları yönetim düzenleri gözetilirse Mustafa Kemal’in tutum ve davranışındaki yücelik bir kez daha övgüyle anılır.

Adı “demokrasi” olan siyasal yönetimin giderek kişisel bir düzene dönüştüğü görülmektedir. TBMM ad olarak yaşamını sürdürmekte, cumhurbaşkanlığında oturarak parti genel başkanlığını da eylemli biçimde sürdüren kişinin yetkileri neredeyse padişahınkinden fazladır. Bu bağlamda ana muhalefet partisiyle öbür muhalefet partilerine büyük görev ve sorumluluk düşmektedir. Demokrasinin sözde kalmayıp yaşama geçirilmesi için uğraşlarını artırıp güçlendirmelidirler. TBMM ad olarak kalmamalı, işlevlerini kapsamlı ve etkin biçimde yerine getirmelidir.

Mustafa Kemal’in 23 Nisan’ı çocuklara armağan etmesinin anlamı asla gözardı edilmemeli, unutulmamalı, bu gerçeğe uygun durum korunup yüceltilmelidir. Geleceğimiz gerçek ulusal egemenlik çizgisinden asla ayrı düşünülmemeli, bu kural, bu ilke ulusal yaşamın ve yönetimin amacı ve ereği olarak içtenlikle korunmalıdır.

ATATÜRK’ümüzün gerçekleştirip korumak için Türk gençliğine emanet ettiği kutsal değerlerimiz, hepimizin varlık kaynağı ve dayanağıdır. Yaşam andımızın konusu olan bu emanetler yurttaşlık ve kişilik simgelerimizdir. Emaneti koruyup yüceltmek görevi onur veren nitelikli bir sorumluluktur.

Atatürk ilkelerine bağlılığı ve cumhuriyete ilişkin özenli çalışmalarıyla övgüler alan araştırmacı yazar ve yayıncı Mehmet Ârif DEMİRER’in üç yeni çalışmasını okurlarımıza duyurmak mutluluğuyla bilgi sunuyoruz. Üç parçadan oluşan kitabı “Türkiye-1915, İsyanlar, İhanet ve İntihar- Rus Arşiv Belgeleri- Dört Ermeni’nin Dört Yayını”dır. Okurlarımıza salık veriyor, yazarını teşekkür ederek kutluyoruz.