Yürek yakan, beyin kavuran acılar ve üzüntülerle kimi aykırılık, kötülük ve sorunlar insan yaşamını karartmada ağırlıklarıyla öne çıkarken, adalet özlemi hepsini bastıran bir düzeye gelmiş görülmektedir. Son günlerde siyasetçilerin dillerinden düşmeyen ama bir türlü ele alınamayan “Yargı reformu”nun ivedi gerçekleşmesini sağlayan durumlara ilişkin meslek savaşı veren hukukçu İsmail Sami ÇAKMAK’ın yazısını köşeme alıyorum. Oyalama biçiminde söz edilen reforma büyük gereksinme duyulmaktadır. Bağımsızlık, yansızlık, güven ve hız özlemleriyle beklenen reformu, hukuku sevmeyenler, başına buyruk davranmayı beceri sayan çıkarcılar ile siyaset sömürücüleri engel görür ve istemezler. Bakınız avukat Çakmak yazısında nelere değinmişti:

★★★

“Yüksek Seçim Kurulu’nca bir sürü aykırılığın peş peşe işlendiği bir seçim süreci yaşadık. Kurul, 16 Nisan 2017 günlü ve 580 sayılı kararı ve sonraki kararlarıyla göz göre göre 298 no.lu Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun’la Türk Ceza Kanunu’na aykırı işlemler yaptı. Böylece yetkilerini kötüye kullandığı gibi anayasaya ve ilgili yasalara aykırı davrandı, tüzük ve yönetmelikleri hiçe saydı:

Mühürsüz oyların geçerli sayılmasına karar vererek binlerce sandık görevlisine suç işletti. Partili RTE’ın seçim yasaklarından muaf olduğuna karar vererek RTE’ı aykırılığa yöneltti ve teşvik etti. Seçim aykırılıklarının hiçbirine işlem yapmadı. İstanbul Belediye Başkanlığı seçiminde ise bu tutumlarının tersine davrandı. Anayasanın 79. maddesine sığınarak bu kusurları işledi. Kararlarına karşı başka mercilere başvurulamama kuralı bu kararlardan ötürü dokunulmaz olduğu anlamına gelmez. Unutulmamalı ki hak-hukuk-adalet, hukukun üstünlüğü, vicdani tatmin, demokrasinin gerçekleşmesine katkı ancak hesap sorma yollarıyla hayata geçirilebilir. İşlenmiş olan hiçbir suç yaptırımsız bırakılamaz, görmezden-duymazdan gelinemez, unutturulamaz.

Danıştay bile! Yargıtay bile! YSK’nun hâmiliğini üstlenip yapılan şikâyetleri işleme koymazken veya reddederken bir kez olsun ‘YSK’nun kararları hukuka, anayasaya, yasalara uygun kararlardır, doğru kararlardır’ diyememiş, böyle bir şikâyeti işleme koymama gerekçesi ileri sürememiştir.”

★★★

Hukuka bağlı ve saygı ile bağımsız yargı tutkunu olarak bizden iletmesi, duyurması. Yanlılıkların yinelenmesi durumu daha ağırlaştırır. Demokrasinin namusu ve onuru olarak tanımlanıp değerlendirilen seçimlerin her türlü gölgeden uzak olması zorunluluğu açıktır. Önceki bir olaya ilişkin olmakla birlikte yakınması yinelenmeleri önleyecek içerik taşıdığından yer vererek duyarlığın özenle sürdürülmesi ve etkin olmasını diliyoruz. Seçim Kurulu Başkanı’nın değişmesinin neler getirip götüreceğini de hep birlikte izleyeceğiz. Unutmayalım, en büyük ve kapanmayan yara adaletsizlik, haksızlık ve hukuksuzluk yarasıdır.

Teşekkür ve kutlama: Gazeteci Tamer DEDEOĞLU’nun Ankara Gazeteciler Cemiyeti yeni yayını olan “Şimdi Onlar Manşet” adlı büyük boy albüm-kitabı Cemiyet Başkanı Nazmi BİLGİN’in önsözüyle yayımlandı. Kimileri yitirdiğimiz 67 gazeteciyle yapılan görüşmeleri içeren kitap, yoğun ilgiyle karşılandı. Tamer DEDEOĞLU’na teşekkür ediyor, kendisini içtenlikle kutluyorum.