Herkes kendi başına geleni (karşılaştığı), sorunların yakınmasını duyurmaya çalışır. Yurttaşların çoğunun böyle bir olanağı yoktur. Sözlü ya da yazılı olarak ilgili katlara (makamlara) iletilen yakınmalar da gereken ilgiyle karşılanmayabiliyor. Çözüm sağlayanlarla dinlenme, ilgilenme şansını bulanlar mutlu oluyor. Sonuç alamayanlar ise kırılmasalar bile bir buruklukla baş başa kalıyor.

K.M. olarak adını ve soyadını harflerle vereceğim bir yurttaşın görüşünü içeren mektubuna olduğu gibi yer vererek benzer durumlara ilişkin tutum sürgitinin nasıl karşılandığını belirtmek istiyorum:

“Lâfa gelince dinli-dinsiz, sağcı-solcu. Türkçü, hemşehri, aşiret, eş-dost liste uzayıp gider. Fark etmez. Kişiliğimiz tabasbus (yaltaklanma), himayecilik (koruma), kayırmacılık ile güçlenir, beslenir, yükselir. Fakat devlet yetkisini, hak-hukuka, yasalara uygun kullanan ahlaklı insanlara nadiren rastlanır. Bu insanlar da kısa sürede sindirilir, hizaya getirilir. Bu yüzden inşaat, iskân, imar sorunlarımız, trafikte kural sorunlarımız, çarşıda pazarda denetim sorunlarımız, vergi, kaçakçılık, adliye sorunlarımız kuşaklar boyu tartışılır, bir türlü düzene girmez. Her insan aklını sever. Kızar, söver, ahlâklı olmayı, düzenli olmayı, kurallara uymayı başkasından bekler, kendini görmez. Bir millet bütünüyle özeleştiri yapıp ortak aklı, ahlâkı kabul etmez, devlet yetkisini kullananlar adaletli olmaz ise vay hâlimize!”

Bu mektuptakine benzeyen, daha değişik olan nice sorunlar yurttaşlarımızın çektiği güçlükler ve sıkıntılar vardır. Çözüm aramakla ömrünü tüketenleri duymuştuk. Yaşam aydınlığını karartan olumsuzluklar, aykırı durumlar güç kırıcı tutum ve davranışlar sağlığı ve mutluluğu gölgeliyor, sarsıyor. Sorunların boyutu ve ağırlığı değişik ölçülerde herkeste kendini duyuruyor. Yaşamın doğallığı bu tür durumları olağan karşılatıyor. Nice insanın benzer ve değişik sorunları, kimilerinin yaşama küstüren çözümsüz yakınmaları yazılıyor, duyuluyor, anlatılıyor. Hele yönetimlerin yurttaşlarla ilişkide ayrımcı, amaçlı, özellikle siyasal yaklaşım bozuklukları tepkilerle durumu ağırlaştırıyor.

Zaman zaman yurttaşlarımızın mektuplarına yer vererek yakınmalarını, eleştiri ve önerilerini yansıtarak toplumsal ilgimizin sıcaklığıyla gazetemizin yararını vurgulamak istiyoruz.

AÇIKLAMA: 26 Kasım’daki yazımda adlarını andığım başarılı siyasetçiler arasında öğrencilik arkadaşlarımdan ön sırada yer alması gereken TBMM Başkan Vekilliği yapan etkin konuşmacı (hatip) Mustafa Kemal PALAOĞLU ile şimdi Anadolu Kulübü Başkanı olan Metin CİZRELİ de bulunacaktır.