Ulusal yaşamın siyasal, ekonomik ve çağdaşlık yönünden değişik aydınlık kaynakları olmakla birlikte hepsinden önce dayanışma ve toplumsal barış gelir. Siyasal nedenlerle yürütülen karşıtlık ve hoşgörüsüzlük, yaşamı karartan davranış kötülükleri ve bozukluklarıdır. Birleştirici birçok bağın yadsınarak kavgaya dönüştürülen olumsuzluklara neden olan bağnazlık ve ilkellik tutumları insanlık niteliklerinin yadsınması(inkârı) ndan başka bir şey değildir.

Hukuksuzluğu etkinlik ve baskı aracı olarak kullanma heves ve alışkanlığındakilerin “reform” sözlerine inanmak güçtür. Geçmiş aykırılık ve çelişkileri gözetilince umutlanmak da olanaksızdır. Siyasal getiriler için girişilen siyasal gösteriler, beklentileri bugüne kadar doyurmamıştır ki bugünden sonra da gerçekleşebilsin. Oy sağlayıp kendi durumlarını sağlama bağlamaktan başka düşüncesi ve amacı olmayan yöneticilerin toplumu inandırması oldukça güçtür. Nutukla çözüm ve destek alma çabaları artık istenen desteği bulmuyor. Yaşanan olumsuzluklar ve aykırılıklar, “Lâf ”a bakma alışkanlığının geçtiğini gösteriyor.

Memur, işçi, emekli yurttaş çoğunluğu akçalı güçlükle kıvranırken Saray’ın lüks ve şatafatları, gösterişli yurtiçi ve yurtdışı gezileri, uçaklar, taşıtlar, çalışanlarla konuk sayılarının kabarıklığı tepkilere neden olmaktadır. Yurttaşların giderek büyüyen değişik güçlük ve sıkıntılarına çözüm yerini siyasal söylemlerle siyasal kabadayılığa ve gösterilere ağırlık verilmesine katlanmak beklenmemelidir. Yalana, dolana, abartıya, kavgaya, çirkinliğe karşıtlık toplumsa1 düzeyin göstergelerinden biridir.

Toplumsal barışın kaynağı ve dayanağı yurttaşların karşılıklı erdemli davranışıdır. Yaşamı çekilir kılan öğelerin başında güven, sevgi ve saygı gelir. İlişkilerinde bu değerlerden uzaklık ve yoksunluk bireyleri güçsüz ve niteliksiz kılar. Ama özellikle siyasal ortamdan kaynaklanan gerginlik ve karşıtlıklar, beklenen ve yaraşır olan dayanışmayı hemen kaldırır. Yaşamın güzellikleri, tadı ve yararlı etkileri anlayışsızlık ve kimi kişisel yanlışlıklarla geçersiz duruma düşer. Nedense kişisel ilişkilere gereken değeri vermiyor, özen göstermiyoruz. Bir birimizi kırmaktan kaçınmıyor, çekinmiyoruz. Özellikle siyasal nedenlerle karalamak ve kötülemek için her yola başvuruluyor.

Olmadık nedenlerle karalamak için yalan söylenip yalan yazılabiliyor. Kendilerine ve görüşlerine katılmayanları, kendilerine yüz vermeyenleri, önemsemeyenleri, uşaklık ve uyduluklarını kınayanları, tutum ve davranışlarıyla utandıranları, örnek ve saygın kişilikleriyle, erişemeyecekleri düzeyleriyle kıskandıklarını gerçekdışı tutum ve davranışlarla karalayıp suçlamak hastalığı kimilerinin onulmaz nitelikleridir.

Özellikle siyasetin hortumlarıyla beslenip şımaranlar, yanlarına yaraşamıyacakları kimseleri yalan-dolanlarla karalayıp kötülerler. Bakılacak yüzü, sıkılacak eli olmayan sakıncalılar, dışlanan yüzsüzler ve yalakalar yaklaşamayacakları değerli kişilerin duyurduğu eziklikle paslı dillerini, kirli kalemlerini saldırılarının aracı olarak kullanırlar. Toplum yaşamını karartan bu tür eylemler çoğunlukla siyasal karşıtlık ya da yandaşlığın getirdiği bozukluklardır.

BAŞSAĞLIĞI

Niksar’da karşı komşumuz ve okul arkadaşlarım Mehmet ile Saliha’ nın kardeşi Prof. Ahmet AKSOY’un vefatını üzüntüyle öğrendim. Kendisine Tanrıdan engin rahmet, yakınlarına ve sevenlerine başsağlığı dilerim.