Coronavirüs nedeniyle sıkıdüzen uygulamaları, özellikle 65 yaş üstü için ağır koşullar toplumsal sorun olarak yıpratıcı etkiler yaptı. ”Çekmeyen bilmez” sözü, daha küçük yaştakilerin duruşu ve tutumundaki ilgisizliği anlatmaya yeter. Siyasal iktidarın sağlık konusunda aldığı önlemleri sonraları gelişigüzel kaldırarak yan tutarcasına avm’ler için yumuşatması, sokağa çıkma konusundaki ikilemiyle iyice başıboşluk sayılacak duruma neden oldu. En önemli yaşam konusu ve sorunu sağlık için bile gereken özen ne yazık ki gösterilemedi. Yurttaşlarımız bildikleri gibi davranmayı sürdürdüler. Ne alınması önerilen önlemlere uyuldu, ne de yeterli denetim yapıldı.

İktidar ve destekçisi parti, kendi güçlerini korumak için Siyasal Partiler Yasası’nda değişiklikler için kollarını sıvamış görünüyor. Dünyanın hiçbir yerinde hiçbir iktidar sürekli değildir. Hukuk kullanılarak ne tür, ne kadar yasayla oynanırsa oynansın iktidardan ayrılmak ya da düşürülmek-indirilmek kaçınılmazdır. Ülkemizde diktayı andıran “tekadam” yönetimi, demokrasiyi gölgeleyen uygulamaları ve çarpık gidişiyle siyasal düzenimiz için bir sorun olmak niteliğini sürdürüyor. TBMM’ni dışlarcasına tutum, iktidarın hastalığına dönüştü. Bir tür siyasal kıskaç yöntemi uygulanıyor.

Hukuksallık konusunda önceki Adalet Bakanlarımızdan Prof. Dr. Hikmet Sami TÜRK’ ün önemli ve yararlı uyarılarıyla eleştirileri ne durumda olduğumuzu gösteriyor. Yaşadığımız ortamın hukukla, demokrasiyle, insan haklarıyla, özgürlüklerle bağdaşırlığını savunmak inandırıcı olmuyor.

Cumhurbaşkanı’nın vergi koyması, vergi kaldırması türü işlemlerde etkinliği de bu kapsamdadır. Sık sık vurgulayıp yinelediğimiz tarafsızlık andına karşın parti liderliği hiçbir yönden, hiçbir nedenle savunulmayacak kadar Anayasa’ya belirgin aykırılıktır.

Hepimizin yaşam sorunlarını artıran ve güçleştiren pahalılık giderek büyüyor. Halk diliyle “Her şey başını aldı gidiyor, cepler yanıyor.” İşsizlik, özellikle aydın işsizliği ‘’ Bıçağın kemiğe dayandığı” sözünü anımsatıyor. İktidarın gösterişli, uzun söylevli (nutuklu) açılış toplantılarına karşın yakınmalar giderek yayılıyor, büyüyor, artıyor.

Bilinen, görünen, izlenen olumsuzluklara karşın iktidarın savunması ve övünmesi hiçbir anlam taşımıyor. Ayrımcı tutumu sürüyor. Karşıtlıklar bir tür körükleniyor. Toplumsal barışa       ve ulusal dayanışmaya gereken önem verilmiyor. İktidar, sakıncaları büyük ve giderilmez olacak yeni siyasal girişimler peşinde. Şimdi de baroları bölmeye, seslerini kısmaya çalışıyor. Hukukun etkinliğini azaltacak, nice soruna yol açacak bu sakıncalı kalkışmalardan vazgeçilmedikçe nice güçlükler, sıkıntılar yaşanması kaçınılmazdır.

Duyarlık özen, hukuka bağlılık, sevgi, saygı ve güven her zaman, her durumda, her yurttaşın kişisel sorumluluk bilincinde olmazsa hepimiz zarar görürüz.