“En az” demek asgari.

“En alt” demek.

“En düşük” demek.



En az’a en az zam yapmaya çalışmak için, zaten en düşük’e en düşük teklifte bulunmak için, ruhen asgari’nin de altında olmak lazım.



Çünkü zannedildiği gibi para değildir asgari ücret... İşyerindeki öğle yemeğinde çıkan tatlıyı saklayıp, akşam çocuğuna götüren insandır.

Balık istifi belediye otobüsünün camından dalgın dalgın bakan, ama aslında zihnini kaplayan zifiri düşünceler yüzünden dışarıyı görmeyendir.

Elektrik, su, doğalgaz, telefon, kira... Suratına suratına şarapnel gibi fatura yağandır.

İnanmayacaksınız ama, evindeki eşyaları canlıdır mesela, sinsi sinsi beklerler, üstüne çullanmak için pusu kurarlar, sonra sözleşmişler gibi tam maaş bittiği gün bozulurlar iyi mi... Buzdolabı çalışsa, çamaşır makinesi bozulur, o çalışsa ütü bozulur, hanım sağolsun halden anlar ses çıkarmaz ama, öyle bir tarifsiz kederle bakar ki kardeşim... Çaresizlikten yüreği yırtılandır asgari ücretli.

Henüz 25’inde saçı ağarandır.

55’inde, yaşam boyu yenilgi hissidir.

Gündüz dünyayı omuzunda taşımasının yorgunluğuna rağmen, gece gözüne uyku girmeyendir, yorganını çenesine kadar çekip, belediye otobüsünün camı misali, dalgın dalgın tavana bakandır.

Evin direğinin...

Burun direğindeki sızıdır.



Asgari ücretin hep satın alma gücü hesaplanır.

Halbuki satın alamama gücüdür.

Sizi bilmem, ben mesela asgari ücretle çalıştım...

Anca 23 gün ucu ucuna idare edip, her ayın aynı 23’üncü günü sobamızın biten gazını artık alamadığım gerçeğidir asgari ücret.



Belediye otobüsünün camından dalgın dalgın baktığı günleri unutup, toplumu en az’a ikna etmeye çalışan gazetecilerin, asgariden aşağı ahlakıdır, asgari ücret.

Ferragamo’ya terfi ettiği için, siyasete tabanı delik ayakkabıyla girdiğini unutan politikacıların, asgariden düşük vicdanıdır.