Uyuşturucu baronunun tahliyesi için mahkeme hakimine telefon ettiği ortaya çıkınca, gayet pişkin pişkin izah eden, “mahkeme hakimini arayan ne ilk benim, ne de son benim, binlerce arayan siyasetçi var, bunlar doğal şeyler” diyen Burhan Kuzu, İstanbul Üniversitesi hukuk fakültesi mezunu...

Onurlu tarihinde “ordinaryüs” unvanına sahip efsane dekanları bulunan İstanbul Üniversitesi hukuk fakültesinde hukuku böyle mi öğretiyorlar?



Muhalif milletvekillerinin oldubittiyle milletvekilliğini düşüren, hapse atılmalarına sebep olan, üstelik, bu demokrasi ayıbını savunan Tbmm başkanı Mustafa Şentop, İstanbul Üniversitesi hukuk fakültesi mezunu...

Türkiye’nin en büyük hukuk kütüphanesine sahip olan İstanbul Üniversitesi hukuk fakültesinde, bu hukuk garabetini “doğru örnek” olarak anlatan bir kitap bulabilmek mümkün mü?



Aynı sandığa atılan dört oydan üçünü geçerli kabul edip, birine sahte diyerek, İstanbul büyükşehir belediye başkanlığı seçimini iptal eden Yüksek Seçim Kurulu başkanı Sadi Güven, hukuk fakültesi mezunu.



Bu karara “hukuk” diyebilen hukuk fakültesi var mı bu ülkede?



“Hiçbir şey olmasa bile kesinlikle bir şeyler oldu” diyen Akp milletvekili İhsan Yavuz, hukuk fakültesi mezunu.

“Mansur Yavaş kazanırsa evlere su faturalarını Pkk’lı teröristler getirecek” diyen cumhur ittifakı adayı Mehmet Özhaseki, hukuk fakültesi mezunu.



Bu sözleri “hukuki” bulabilen bir hukuk fakültesi var mı?



Baroları bölmeye çalışıyorlar, demokratik yapısını bozmaya çalışıyorlar, dava açma yetkilerini iptal etmek istiyorlar, ellerinden gelse lağvedecekler... Bunu yapmaya çalışan iktidarın adalet bakanı Abdülhamit Gül, Ankara Üniversitesi hukuk fakültesi mezunu.



80 şehrimizin baro başkanları, adalet isteğiyle Ankara’ya yürüdü... Adalet isteyen baro başkanlarını polis zoruyla Ankara’ya sokmayan Ankara valisi Vasip Şahin, hukuk fakültesi mezunu.



Türkiye’de bütün baroların ortak paydasıyken, herkesi şoke eden 180 derecelik dönüşüyle, Türkiye’deki bütün baroların ortak utancı haline gelen Metin Feyzioğlu, hukuk fakültesi mezunu.



Papağan gibi “hukuk herkese lazım” deniyor ama...

Aslında “hukukçu” lazım herkese.



Herkese yetecek kadar hukuk var.

“Hukukçu” yoksa, kıymeti var mı?



Bakın mesela, aynı üniversitelere gittiler, aynı dersleri gördüler, aynı diplomayı taşıyorlar, aynı kanunlar çerçevesinde hareket ediyorlar ama... Bu yukarda adı geçen arkadaşların, Ankara’ya yürüyen baro başkanlarımızla veya Celal Ülgen gibi duayen avukatlarımızla aynı fakültelerden mezun olduğuna inanmak mümkün mü?



Hukuk fakültelerinden her mezun olan “hukukçu” sayılır mı?

Bu adı geçen arkadaşlar, sayılmaması gerektiğinin kanıtı değil mi?



Bana sorarsanız, Akp’den kurtulur kurtulmaz yapılması gereken ilk işlerden biri...

Hukuk fakültelerindeki eğitim sistemini yeniden ele alıp, hukuk’tan önce “hukukçu” kavramını benimsetmek olmalı.