Asrın liderimiz, Türkiye’de ekonomik kriz filan olmadığını anlatırken, kendilerinden bahsetmişti... “Hans’a rağmen çalıştık, George’a rağmen çalıştık, hamdolsun neredeeen nereye geldik” demişti.



Sinsi sinsi kalkınmamızı engellemeye çalışan esrarengiz Hans ve George’la ilk kez böyle tanışmıştık.



Avrupa Birliği’nden kendisine yönelik eleştiri yapıldığında, yine bu isimleri vererek meydan okumuştu... “Eyyy Hans, eyyy George, elinizden geleni ardınıza koymayın, bizi yıkamayacaksınız” demişti.



Ayakkabı kutularından dolarlar fışkırdığında, yine bu karanlık ikiliye dikkat çekmişti... “Kimisi Hans’ın kulu kölesi oluyor, kimisi George’un kulu
kölesi oluyor, bizim abdestimizden şüphemiz yok” demişti.



Terbiyesiz ABD tarafından kendi korumaları hakkında yakalama kararı çıkarıldığında, yine bu gizemlerle dolu ikiliyi örnek göstermişti... “Benim korumalarım yanımda olmazsa, ben kendimi Hans’la George’la mı koruyacağım” diye isyan etmişti.



Referandumda sayın ahalimizden “evet” isterken, bu ikilinin demokrasi karşıtı yönlendirmelerine dikkat çekmişti... “Hans ne derse desin, George ne derse desin, Ahmet ne diyor, Fatma ne diyor, beni o ilgilendiriyor, ben Hans’ın George’un ağzına bakmam, Ahmet’in Mehmet’in Ayşe’nin Hatice’nin ağzına bakarım” demişti.



Hatırlarsınız, sayın hükümetimiz domatesi patatesi karneyle vermek zorunda kalmıştı, işporta tezgahıyla devlet manavı açmışlardı, asrın liderimiz bunun arkasında yatan kirli pazarlıkları izah etmişti... “Hans’la George bizi buralardan vurmak istiyor, muhalefet de utanmadan Hans’a George’a önayak oluyor” demişti.



Üniversitelerimize sitem etmişti... “Bizim Hans’tan George’tan geri kalır ne yanımız var? Bizler de Hans’ı George’u aşabilecek zekaya sahibiz, Hans’la George değerli de, benim Ahmetim Mehmetim değersiz mi?”



Gençlerimize sitem etmişti... “Sultanahmet Kütüphanesi’ne gidin, bizim gençlerimiz yerine Hans’ı görürsünüz, George’u görürsünüz, bizi maalesef bu hale getirdiler.”



Eğitim reformumuzu methetmişti... “Hans’la George nelerden faydalanıyorsa, Ahmet’im de Mehmet’im de bunlardan faydalanacak, artık sadece Hans’ın George’un faydalandığı dönemler bitti.”



Bilahare, bu dış güçlere Helga’yı ilave etmişti.



Hızlı trenin faziletlerini anlatırken sormuştu... “Hans biniyor, George biniyor, Helga bunları yaşıyor, benim milletim, benim Ahmetim Mehmetim Ayşem niye yaşamasın?”



Üçüncü havalimanını sırf bu üçüne haddini bildirmek için kurduğunu anlatmıştı... “Binali kardeşime dedim ki, Hans uçağa biniyor, George uçağa
biniyor, Helga biniyor, benim Ahmetim Mehmetim Ayşem Fatmam niye
binmesin? Biz işte buyuz.”



Doğalgaz meselesinde de lafı evirip çevirip, bu üçüne bağlamıştı... “Hans George Helga bu güzellikleri yaşayacak da, Ahmet Mehmet Ayşe niye bu güzellikleri yaşamasın? Eyyy cehape, Hans’ın George’un Helga’nın kıymetli olduğu günler geride kaldı.”



Kanal İstanbul’un devlet projesi olduğunu kavrayamayan beton kafalılara da tane tane izah etmişti... “Kanal İstanbul’la alakalı çok çirkin şeyler söylüyorlar, Katar Emiri’nin annesi gelip buradan yer almış vesaire diyorlar, bunu söyleyenlere sormak lazım, Katar Emiri’nin annesinin ülkemizden gayrimenkul almasından niye rahatsız oluyorsunuz? Hans mı alsın? Helga mı alsın? Hans alsa, George alsa, Helga alsa, bunların hiç sesi çıkmaz. Bunlar işte bu.”



Şehir hastanelerine ağız burun kıvıran nankörlere de adeta ders vermişti... “Bakın bunlar Hans’ta bile yok, George’ta bile yok, Helga’da bile yok, ama artık benim Ahmetim’de Mehmetim’de Haticem’de var, Fatmam’da var, hamdolsun, Hans’la Helga böyle hastanelere gidemiyor, George’un özel doktoru varsa, benim Ahmetim’in de Mehmetim’in de özel doktoru olacak.”



Ve dün...

Tbmm’de muhalefet milletvekilleri sordu, sağlık bakanımız cevapladı.

Türkiye’nin koronavirüsle mücadelede Avrupa’daki en başarılı ülke olduğunu ifade ederek, sürpriz birini tanık olarak gösterdi...

“Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Direktörü Hans Kluge, başarımızı övüyor, Hans söylüyor, Hans anlıyor, artık biz de anlayalım” dedi.



Böylece...

Asrın liderimizin yıllardır bahsettiği şerefsiz Hans’ın kim olduğunu nihayet öğrenmiş bulunuyoruz.

Haysiyetsiz George’la şıllık Helga’nın da kim olduklarını öğrenirsek, kesin şahlanacağız hayırlısıyla.