Rusya’nın gündemi haftalardır muhalif siyasetçi Aleksey Navalny. 2020’nin Ağustos ve Eylül aylarında Navalny iki kez ölümle burun buruna gelmiş ve suikasta uğradığı iddia edilmişti. Rus siyasetçinin zehirlendiği İsveç ve Fransa'daki iki ayrı bağımsız laboratuvar tarafından doğrulanmıştı. Navalny zehirlendikten sonra tedavi için gittiği Berlin’den Rusya’ya döndüğünde gözaltına alındı. Bu olay yaşandığında takvimler 17 Ocak Pazar gününü gösteriyordu.


Hukukçu ve aktivist Navalny’nin ölüm emrini Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in verdiği iddia ediliyor. Putin ise Navalny'nin adını bile anmıyor. Navalny 2008'den beri Putin’e yönelik eleştirileriyle adından söz ettiriyor.

'Zimmete para geçirmek' ile suçlanıyor

The Wall Street Journal tarafından "Vladimir Putin'in en çok korktuğu adam" olarak tanımlanan Navalny, geçtiğimiz salı günü 3,5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Moskova Devlet Cezaevi Dairesi, Navalny'yi, "zimmete para geçirmek" nedeniyle çarptırıldığı hapis cezasına ilişkin şartlı tahliyenin kurallarını çiğnemekle suçladı. Navalny ise zimmet suçlamasının uydurma olduğunu savunuyor.

Aleksey Navalny’nin daha önceki bir yıllık ev hapsi süresi göz önüne alınarak 2,5 yıl cezaevinde kalması bekleniyor. Navalny taraftarları ise aynı fikirde değil. Bu yüzden sokaklarda Kremlin’den hesap sordular. Kremlin ise eylemcilere müdahalenin "meşru" olduğu görüşünde…

Rusya’da yaşanan olayları ve Aleksey Navalny isminin ne ifade ettiğini Rusya konusunda uzman deneyimli gazeteci ve tarihçi Cenk Başlamış ve siyaset bilimci Prof. Dr. Hasan Köni ile konuştuk. Aklımızdaki üç soruya yanıt aradık...