Milyonlarca öğrencinin beklediği haber Ziya Selçuk’tan geldi. Yaklaşık 10 aydır okula gidemeyen öğrenciler için ilk ders zili 15 Şubat’ta çalacak. Peki buna hazır mıyız? Bu kararla ilgili okulların hijyen durumu, eğitimcilerin ne zaman aşılanacağı ve telafi eğitimi gibi konular ön plana çıkıyor. En temel soru ise bu kararın ne kadar doğru olduğu… Tüm bu soruların yanıtlarını eğitimcilere sorduk.

Eğitim-SEN Genel Başkanı Prof. Dr. Nejla Kurul, Türk Eğitim-SEN Genel Başkanı Talip Geylan, Eskişehir Eğitim-Sen Şube Başkanı Faik Alkan ve ‘Okullar Açılsın’ raporu hazırlayan Amsterdam VU Üniversitesi’nden Dr. Tomris Cesuroğlu ‘okullar açılması' kararı ile ilgili görüşlerini SÖZCÜ’ye anlatıyor.

1-) OKULLARIN 15 ŞUBAT’TA AÇILMASI DOĞRU MU?

Pandemi koşulları 18 milyon öğrenciyi doğrudan etkiledi ve en çok mağdur olan çocuklar da özellikle yoksul ailelerin çocukları oldu. Tablet ve internete erişim konusunda sıkıntı yaşayan öğrencilere dair haberlere pandemi süresince şahit olduk. Uzmanlara sorduğumuz ilk soru şu oldu: “Mevcut koşulları da göz önünde bulundurduğumuzda 15 Şubat’ta okulların açılmasını doğru buluyor musunuz?”

Prof. Dr. Nejla Kurul: Covid-19 sınıfsal ayrışmaları keskinleştirdi. Yoksulluk derinleşti, okullar da kapanınca öğrenciler evin içine mahkûm oldu. Evinde bırakın internet erişimini televizyon bile olmayan çocuklar var. Bu nedenle salgın koşullarında da olsa okulların açılması için kamu kaynaklarının seferber edilmesi gerekiyor ve öğretmenler de acilen aşılanmalı.

Eğitim-SEN Genel Başkanı Prof. Dr. Nejla Kurul


‘Çocuklarımız IQ puanı kaybediyor’

Dr. Tomris Cesuroğlu: Araştırmalar, okul öncesi ve ilkokul yaş grubunun risk grubunda olmadığını gösteriyor. Okullarda öğrencilerle bir araya gelmek öğretmenler için ek risk yaratmıyor. Ancak Türkiye’de küçük çocukların süper bulaştırıcı olduğu algısı hakim. Eğitime bir yıl ara verilmesi 1-5 IQ puanı kayıp anlamına geliyor. Bu kayıp erken yaş dönemlerinde çok daha fazla. Sadece ilkokulları düşünürsek ülkemiz şu ana kadar en az 5,3 milyon IQ puanı kaybetti. Çocuklar evde tutulduğu sürece kasları ve kemikleri eriyor, çocukluk çağı obezitesi artıyor. Eğitimden mahrum kalmak çocukların gelecekteki yaşam beklentisini de azaltıyor. Şu anda ilkokul çocuklarının ömründen en az 3 milyon yıl kaybedildi. Çocuklarımızın daha fazla kayba uğramaması için daha önce duyurulduğu gibi 15 Şubat’ta ilkokulların açılması çok kritik.


Amsterdam VU Üniversitesi’nden Dr. Tomris Cesuroğlu


Talip Geylan: Biz yıllardır eğitimde fırsat eşitsizliğinden yakınırız. Bakan Ziya Selçuk geride bıraktığımız dönemde 1,5 milyon öğrencimizin uzaktan eğitime erişimde sıkıntı yaşadığını ifade etti. Özel okullar imkânlarıyla bu süreci iyi yöneterek devlet okullarımızı yeni bir fırsat eşitsizliğiyle karşı karşıya bıraktı.

‘Aksi takdirde bir kuşağı kaybedeceğiz’

Faik Alkan: Pandeminin başından beri okulların yüz yüze eğitime geçmesi konusunda iktidarı zorlamaya çalışıyoruz. Eğitimin sınıfsal olduğunu, bir meta haline geldiğini ve en önemlisi kamusal eğitimin ülkemizde bitirilmesinin sonuçlarının ağır olacağını söylüyoruz. Aksi takdirde bir kuşağı kaybedeceğiz.