Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin ve öğretim üyelerinin AKP'li Prof. Dr. Melih Bulu'nun rektör olarak atanmasına yönelik protestoları devam ediyor.

Öğrenciler, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın ,"Siz öğrenci misiniz yoksa siz rektörün odasını basmaya kalkışan, orayı işgale kalkışan terörist misiniz?" sözleri karşısında hissettiklerini ve düşüncelerini SÖZCÜ’ye anlattı.

“BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİLERİNİN DİRENİŞİ TAMAMEN ŞİDDETSİZDİR”

‘Terörist’ kelimesinin çok ağır bir itham olduğunu söyleyen sosyoloji bölümü öğrencisi Gülru Turhan, “Terörist; kargaşa çıkarmaya çalışan, ülkeyi bölmeye çalışan ve ülkeyi bölme çalışmasında da çeşitli şiddet araçlarını kullanan kişilere atfedilen bir söylemdir. Boğaziçi öğrencilerinin direnişi tamamen şiddetsizdir. Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri ülkeye bölmeye çalışmaz, ülkeyi demokratikleştirmeye çalışır, herkes için hak arayışındadır. Ben bu yaftalamayı ve bu söylemi katiyen kabul etmiyorum” dedi.

“BU SÖYLEM, ÖĞRENCİLERİ BEYİN GÖÇÜNE TEŞVİK EDİYOR”

“Ben, iktidar kararlarına karşı çıkan herkesin direkt ‘terörist’ olarak yaftalanmasına son derece karşıyım” ifadelerine yer veren iktisat öğrencisi Ege Selçuk, “Öğrencilere karşı bu söylem bence şuna sebep oluyor; Üniversite öğrencileri böyle ithamlarla karşılaşınca gerçekten ülkelerine küsüyorlar. Beyin göçü teşvik edilmiş oluyor. Daha sonra Türkiye’nin gündemi hep ‘bu insanları ülkeye nasıl geri getiririz’ oluyor. Bunlar çok ağır ithamlar. Uzun vadede ciddi ve geri döndürülmesi çok zor zararlar veriyor ülkeye” dedi.

“’TERÖRİST’ DAMGASI VURULMASINI KABUL ETMİYORUZ”

Üniversite öğrencileri olarak anayasal haklarını kullanarak protestolar gerçekleştirdiklerini ve üniversite içerisinde demokratik seçimler istediklerinin altını çizen iktisat öğrencisi Mustafa Özer, “Demokratik seçimlerle, üniversitenin bütün bileşenleriyle seçilmiş rektör istiyoruz. ‘Terörist’ damgası vurulmasını kabul etmiyoruz. Burada hiçbir şekilde terör eylemi yok. Öğrencilerin hepsi barışçıl eylemleriyle, demokratik haklarıyla protesto hakkını kullanarak taleplerini dile getiriyor” şeklinde konuştu.

Oğulcan Güntekin-Gülru Turhan-Mustafa Özer-Ege Selçuk


“EYLEMLERİMİZİ AMACINDAN KAYDIRMAYA YÖNELİK BİR NİTELEME”

Bu ithamın kendilerini üzdüğünü belirten iktisat öğrencisi Oğulcan Güntekin, “Aynı zamanda bunun bir nevi Melih Bulu odağını kaydırma amacı taşıdığına da inanıyoruz. Bizim burada bir aydır söylediğimiz bir şey var; demokrasi istiyoruz. Demokratik yöntemleri benimsemiş insanlarız biz. Dolayısıyla bence bu, bizim eylemlerimizi amacından saptırmaya yönelik bir niteleme. Onun dışında tabi bizi tedirgin ediyor bu nitelendirme. Mesela 51 arkadaşımızın gece yarısı, sonunda, mahkeme tarafından tutuklanmadığını, salındığını öğrendiğimizde inanılmaz mutlu olduk. Çünkü aynı şey (‘terörist’) onlara da söyleniyordu” ifadelerini kullandı.

“BU İYİ NİYETLE YAPILAN BİR ŞEY DEĞİL”

Final sınavlarının olduğu dönemde hocalarıyla beraber protestolarına devam ettiklerini vurgulayan iktisat öğrencisi Beliz İnce, “Bunun tek sebebi, bu okula geliş sebebimiz olan eğitimi koruyabilmek. ‘Terörist’ nitelendirmesi protestolarımızın odak noktasını kaydırmak. Amaç, özellikle ana akım medya gözünde bizi karalayabilecekleri bir kampanya başlatmak. Bu artık iyi niyetle yapılan bir şey değil. Meşru bir zemine çekildiğinde bizim sorularımıza cevap veremeyeceklerini bildikleri için odak kaydırıyorlar” şeklinde konuştu.

“BİZ BU ÜLKENİN ÇOCUKLARIYIZ, ASLA TERÖRİST DEĞİLİZ”

‘Terörist’ ithamları karşısında çok üzüldüğünü dile getiren sosyoloji ve siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler bölümleri öğrencisi Deniz Yıldırım, “Bu çok ağır bir itham. Biz bu ülkenin çocuklarıyız, asla terörist değiliz. Ben şahsen Melih Bulu’yla görüşen grupta da yer aldım. Kendisine en ufak bir şiddet eğilimimiz olmadı ve olmaz da. O yüzden bu ithamlara çok üzülüyorum, korkuyorum da” sözleriyle yaşadığı duygu durumunu anlattı.

“AMAÇLARIMIZ YÜZLERCE KEZ DİLE GETİRDİK”

“Bu söylemler gerçekten kanımızı donduruyor” diyen kimya bölümü öğrencisi Olcay Atik, “Bunun en büyük sebebi ise söylenilen şeylerin ya yalan ya da gerçeklikle tamamıyla kopuk olması. Biz zaten kampüste bulunduğumuz günlerde hep beraber arkadaşlarımızla, megafonla bağırarak amaçlarımızı yüzlerce kez dile getirmişizdir. Orada bulunuş sebeplerimiz oldukça açık” açıklamasında bulundu.

“BUNLARIN HEDEF GÖSTERMEK, PROVOKASYON OLDUĞUNU ÇOK İYİ BİLİYORUZ”

Anayasal haklarını kullanarak barışçıl bir protesto sürdürdüklerinin altını çizen sosyoloji bölümü öğrencisi Ali Cebe ise şöyle konuştu:

“Eğer en basit anayasal haklarını kullanıp, demokratik ve barışçıl bir şekilde eylemlerini gerçekleştiren insanlar teröristse, bu sadece o iktidarın problemidir, bunu söyleyen insanların düşünmesi gereken bir şeydir. Eğer bu insanlar (öğrenciler) teröristse zaten çıktıkları mahkemede ceza alırlardı. Bunları söylemenin (‘terörist’) gereği yok. Biz bunların hedef göstermek olduğunu, alenen yapıldığını, bir operasyon, provokasyon şeklinde yapıldığını çok iyi biliyoruz. Bunlar sadece provokasyon. Biz bunların farkındayız. Biz bunları dinlemiyoruz, kale almıyoruz. Biz anayasal haklarımızı kullanıyoruz. Gayet barışçıl bir ortamda direnişimizi gerçekleştiriyoruz.”