Atatürk Üniversitesi YÖKAK Kurumsal Akreditasyon Belgesi ve 2020 Akademik Teşvik ve Ödül Töreni, 15 Temmuz Milli İrade Salonu'nda yapıldı. Devlet Konservatuarı Öğretim Üyesi Doç. Dr. İsmail Hakkı Seçer ve ekibinin konseriyle başlayan törende konuşan Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı, kurdukları kalite koordinatörlüğü ile 6 olan lisans akredite program sayısının 16'ya ulaştığını söyledi.

Çomaklı, şöyle konuştu:

* 35 lisans programı ve 1 enstitünün akreditasyon süreci devam etmekte olup, 2022 yılı Ocak ayı itibariyle 12 lisans programının akreditasyon sürecine başlaması planlanmıştır.

* Yeni Nesil Üniversite Tasarım ve Dönüşüm Projesi çıktılarına göre Kalite Politikaları belirlenerek, Kalite El Kitabı ve Kalite Eylem Planı hazırlanmıştır.

* Kalite eylem planı bir takvime bağlanmış ve KİDR içinde gelişmeye açık olan yönler program bazında çalışılmıştır. Ayrıca zat-ı alilerinizin de destekleri ile YÖKAK tarafından yürütülen Kurumsal Akreditasyon Programı (KAP) kapsamında birimlere gerekli rehberlik yapılarak, üniversitemizin 2 yıl akredite olması sağlanmıştır.

"HOCAYA MADALYA VERMEK LAZIM"

Programda kurumsal akreditasyon süreciyle ilgili konuşan YÖKAK Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Elmas, eğitim-öğretimin 20 Mart 2020'den önceki konumuna gelmeyeceğini söyledi. Akademisyenlerin değişmesi gerektiğini ifade eden Elmas, şunları söyledi:

* Akedimsyen değişimi dediğimiz 'akademisyenin kendisinin değişimi' değil mantalitesinin değişmesi önemli. Bilgi aktarmaktan süratla çıkıp, hocaların aktif olduğu, hocaların çeşitli aktivitelerle öğrencilere yetkinlik kazandırdığı bir atmosfere dönmesi lazım.

* Biz şimdi Z kuşağı diyoruz. Z kuşağının tanımıyla ilgili de eleştiriler var. Bizde mantıksal bir bakış açısı olmadığı zaman bunlar da çok konuşulur. Aslında Z kuşağı demek bu değişimin içinde doğmuş olan kuşak. Bizim o kuşağa yaklaşmamız lazım.

* Eskiden biz yukarıda onlar aşağıdaydı. Onların düşünceleri gençler, biz hocalar olarak onlara bir şey öğretir, bir şeyler anlatırdık. Ama şu anda bu nesil biz onların ayağına gideceğiz, maalesef. Böyle bir durum var, hocaların saltanatı bitti.

* Bazı hocalar alınıyor ama hepimiz için bu böyle. Yani ben anlatırım 10 sene bir dersi anlatırım, gelir 2 saat blok yaparım 3 saat beni dinler öğrenci, böyle bir öğrenci yok. Hepimizin çocukları, torunları var biliyoruz. Bunlar 2-3 saat dinler mi?

* Şu anda bir öğrenciyi 1 saat konstantre edebilecek bir hoca varsa, yani varsa madalya vermek lazım. O yüzden bizim burada da korkacak, çekinecek, telaşa kapılacak bir şey yok. Ne yapacağız? Bunun yöntemleri var, üniversitelerde, dünyada, ülkemizde çalışmalar var.

* Herhangi bölümdeki bir hoca dersinin dünyada nasıl en iyi öğretildiğini öğrenebilir mi? Bir günde öğrenir. Dünyanın en iyi üniversitesinde 'ya benim dersim nasıl öğretilir' dese onu alsa uygulasa kim mani olabilir.

* Değişim hocadan başlayacak. Rektör bey az önce anlattı, yöneticiler, falan hepsi bunların sanal birimlerdir. Asıl aktör hoca ile öğrenci. Dolayısıyla oraya bu işi evirmemiz lazım.

MEZUNLARI GAZİLERE BENZETTİ

Üniversitelerde uzun planlama yapılmaması tavsiyesinde bulunan Elmas, şöyle konuştu:

* Eğitim öğretimde şöyle bir şey artık olmalı. Bir kişi mezuniyet yetkinliğini iyi tanımladığı zaman dersi nereden aldığının önemi kalıyor mu? Sınıf içinde, dışında alabilir. Sertifika programlarından, yurt dışından Amerika, Japonya'dan alabilir.

* Üniversitenin buna uygun mekanizmaları çok hızlı hayata geçirmesi lazım. Çünkü bugünün ihtiyaçları bunlar. Bugün yapmazsak yarını da kaçırabiliriz. Böyle uzun planlamalar yapmamamız lazım artık. Günümüzde bir şey olduğunda yapıp gözden geçirmek önem kazanıyor.

* Yoksa siz planlamayı bitiren kadar yenisi çıkar zaten. O bakımdan yani bu mezunları şöyle düşünelim; gaziler var bayramlarda resmi geçitlere katılırlar, madalyaları var Allah uzun ömür versin. Adam askerde çavuştur ama yanında ilave madalyaları var.

* Aslında mezunu da öyle düşünün. İşletmeyi bitirmiştir ama yapay zeka, dijitalleşme, analitik düşünme sertifikası bunlarla ne kadar çok donatılabilirse dünyaya daha kolay adapte olabilir. O yüzden bu değişimi yapmak zorundayız.

Konuşmaların ardından YÖKAK Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Elmas, Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı'ya, YÖKAK Kurumsal Akreditasyon Belgesi'ni verdi. Tören, Atatürk Üniversitesi'nde görevli 87 akademisyene akademik teşvik ve ödüllerinin verilmesiyle sona erdi. DHA

[old_news_related_template title="Ünlü iktisatçıdan çarpıcı rapor: Zengin ve yoksul arasındaki makas açılıyor" desc="Ünlü iktisatçı Thomas Piketty'nin öncülüğünde hazırlanan küresel eşitsizlik raporuna göre 2021'de dünya nüfusunun en zengin yüzde 10'u tüm servetin yüzde 76'sına sahip olurken, en yoksul yüzde 50 servetin yalnızca yüzde 2'sine sahip. Türkiye'de ise en zengin yüzde 1'in serveti artış gösterdi." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2021/12/07/iecrop/shutterstock_1503718814_16_9_1638882164.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2021/ekonomi/unlu-iktisatcidan-carpici-rapor-zengin-ve-yoksul-arasindaki-makas-aciliyor-6813185/"]