Kamuoyunda faizsiz konut edindirme sistemi olarak bilinen tasarruf finansman sistemine ilişkin yasa TBMM'de kabul edilirken; sistemin yasal güvenceye kavuşmasıyla birlikte şu anda 300 bine yakın katılımcının bulunduğu tahmin edilen sistemin birkaç yıl içinde üç kat büyüklüğe ulaşması bekleniyor.

Tasarrufa dayalı faizsiz finans sistemi Türkiye'de 1991 yılından beri uygulanıyor. Ancak, faiz hassasiyeti olanların yanı sıra, yüksek kredi maliyetlerine katlanmak istemeyenlerin başvurduğu sistemin yasal bir altyapısının olmaması ve isteyen herkesin şirket kurarak katılımcılardan para toplayabilmesi önemli riskleri de beraberinde getiriyordu.

[old_news_related_template title="Faizsiz konut edindiren şirketlere denetleme geliyor" desc="Faizsiz konut ve taşıt edindirmeyle ilgili finansman şirketlerinin denetimini içeren kanun teklifi TBMM'de komisyondan geçti." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2021/02/18/iecrop/memurr-iha1_16763244_16_9_1613628658.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2021/emlak/faizsiz-konut-edindiren-sirketlere-denetleme-geliyor-6266356/"]

Hasan Dursun (30) ev sahibi olmak için Konya'dan sisteme dahil olmuş katılımcılardan biri. 3.5 yıl önce dahil olduğu sistemde bir süre önce ihtiyacı olan parayı alarak ev sahibi olmuş. Çevresinde bu sisteme dahil olup ev sahibi olmak isteyen ama güvence endişesi nedeniyle tereddüt eden birkaç kişinin bulunduğunu belirtiyor:

3.5 yıldır sistemdeyim. İster istemez tereddüt vardı. Acaba batar mı, iki gün sonra Çiftlikbank gibi, Tosunbank gibi olur mu diye. Şimdi devlet güvencesi olunca öyle bir sorun olmayacak.

"3-4 kişi daha vardı tavsiye ettiğim ancak endişe edip düşünen. Şimdi öyle bir endişeleri olmayacak."

Sektörde 1990'lı yıllardan bu yana faaliyet gösteren FuzulEv'in Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Akbal’a göre de, Türkiye’de yaklaşık 30 yıldır uygulanan sistemin gördüğü ilgi nedeniyle son birkaç yılda çok sayıda yeni firmanın art arda sektöre girmesi endişeleri de beraberinde getirdi.

2018 yılına kadar 4-5 firmanın faaliyet gösterdiği sistemdeki firma sayısının son iki yılda 40'a ulaştığını belirten Akbal, "Bu firmalar için herhangi bir sermaye şartı ya da sektöre giriş kriteri aranmaması sistem açısından önemli riskler getiriyordu. Katılımcıların firmalara yaptıkları ödemelerin yasal güvencesinin olmaması güven sorunu yaratıyordu. Sistemin kesinlikle regüle edilmesi gerekiyordu" dedi.

Sistemin bugüne kadar denetim altında olmaması nedeniyle resmi bir verinin de bulunmadığını belirten Akbal, "Ancak sistemdeki katılımcı sayısı 300,000 civarında tahmin ediliyor. Bizim hesaplamalarımıza göre 50-60 milyar liralık bir ekonomiden bahsediyoruz" dedi.

Akbal, "Yasal güvence ile birlikte bu sayıların çok ciddi artacağını düşünüyoruz. Bu finansman yöntemini kullanmakta tereddüt eden önemli bir kesim var. Güven sorununun ortadan kalkmasıyla sistem 4-5 yıl içinde rahatlıkla 2-3 kat büyüklüğe ulaşabilir” diye konuştu.

Sistemin ana odağında dar ve orta gelirli kesimin bulunduğunu belirten Akbal, dini nedenlerle faiz hassasiyeti olanların dışında, banka kredisindeki yüksek faiz maliyetine katlanmak istemeyen kesime de hitap ettiklerini söyledi.

HÜKÜMETİN İSLAMİ FİNANS HEDEFİNE DE KATKI SAĞLAYACAK


Özellikle orta ve dar gelir grubuna yönelik alternatif bir finansman aracı niteliğindeki tasarruf finansmanı sistemi, faizsiz olma özelliğiyle, Erdoğan hükümetinin uzun süredir hedeflediği İslami enstrümanların finansal sistemdeki payının artırılması hedefine de hizmet edecek bir araç niteliğinde.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan geçen yıl Uluslararası İslam Ekonomisi ve Finansı Konferansı'nda, İslami finans kurumlarının finans sektöründen 2002 yılında aldığı payın kedi döneminde 3 kattan fazla artışla %6.3'e yükseldiğini belirtmiş; Türkiye’nin katılım finansı potansiyelinin %20'ye yakın olduğunu ve 2025'e kadar bu oranı yakalamayı planladıklarını söylemişti.

Tasarruf finansman sisteminin aynı zamanda İslam iktisadı anlayışının bir bileşeni olduğuna işaret eden Emin Grup Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Musab Üstün, "Cumurbaşkanımızın hem tasarrufları teşvik edecek enstrümanlar geliştirmek, hem de İslami finans olarak nitelenen araçların finansal sistemdeki payının artırılması hedefi vardı. İki hedefe de hizmet eden bir yasa" dedi.

FAİZLERİN YÜKSELMESİ SİSTEME OLAN İLGİYİ ARTIRIYOR


Sistemin hayata geçtiği 1991 yılından bu yana talebin sürekli arttığına işaret eden Üstün, "Sistemin faizsiz olması çok önemli bir etken. Neredeyse ikinci bir ev fiyatına mal olan faiz, bu sistemde yok. Her gelir grubundan vatandaş sistemden yararlanabiliyor" dedi ve ekledi:

"Bir diğer etken de faiz hassasiyeti olanlar, bankalardan kredi çekemeyenler ihtiyaçlarını bu sistem sayesinde karşılayabiliyor. Faizin yükselmesi gibi bazı ekonomik dengeler de sisteme olan ilgiyi artırabiliyor."

Türkiye'de konut satışları faizlerin seyrine göre dalgalanma gösteriyor. Kredi faizlerinin yükselişe geçmeye başladığı eylül ayından itibaren konut satışları gerilemekte. Faizlerin yüzde 1'in altında seyrettiği 2020 Temmuz'da ipotekli satışların toplam satışlar içindeki payı yüzde 57 iken, bu oran Ocak 2021 itibarıyla yüzde 15'e gerilemiş durumda.

Otomobil almak isteyen 26 yaşındaki Meryem Nur da, banka kredisinin maliyetini karşılayamayadığı için sisteme dahil olmuş: "Faizsiz, peşinatsız olduğu için makul geldi. Banka kredisi ile giremezdim. Faiz oranlarını göze almam mümkün değildi."

Faiz ödemesi bulunmayan sistemde katılımcılar ek maliyet olarak yüzde 7-10 oranında organizasyon ücreti ödüyor.

Yasa ile birlikte üç yıllık süreçte hem Eminevim olarak hem de sektörün genelinde 3-4 kat büyüme beklediklerini belirten Üstün, "Eminevim olarak yılda 25,000'e yakın ev ve araç satışına vesile oluyoruz. Hayata geçecek düzenleme ile bunu 2-3 yıllık periyotta 100,000'e çıkarabilmek mümkün. Yıllık yaptığımız 25,000’e yakın teslimatla ülke ekonomisine sağladığımız yıllık 5 milyar TL düzeyindeki ekonomik katkıyı da yine 2-3 yıllık periyodlar içinde yılda 25–30 milyar TL’ye çıkarabiliriz" dedi.

Tasarruf finansman sisteminde mevcut durumda tahmini 250,000-300,000 kişinin bulunduğunu belirten Üstün, yıllık 120,000 civarında da yeni sözleşme imzalandığını belirtti.

Üstün, "Sayısı 40'ı aşan ve çok önemli bir kısmı küçük ölçekli şirketlerden oluşan sektör, olası bir suistimale açık hale geliyordu. Yasanın sektöre sağlayacağı en büyük katkının güven ortamının tesisi olacağına inanıyoruz. Sermaye gücü olmayan, belirli bir alt yapısı bulunmayan bazı şirketlerin sektöre girişi engellenecek" dedi.

TBMM'de kabul edilen ilgili yasa ile tasarruf finansman şirketlerinin asgari sermaye tutarı 100 milyon TL olacak. Bu şirketler kuruluş izni ve denetim açısından BDDK'ya tabi olacak. Sadece konut, çatılı iş yeri ve taşıt ediniminden doğan borçları finanse edebilecekler. Fon havuzundaki paraları amaç dışı kullanamayacaklar, faizsiz esaslara göre faaliyet gösterecekler. (Reuters)