[imza_template desc="Mehtap ÖZCAN ERTÜRK,Sayime BAŞÇI" arry="Mehtap ÖZCAN ERTÜRK,Sayime BAŞÇI">[/imza_template>

Döviz kurları her gün yeni bir rekora uyanırken, bir rekor da konut fiyatlarından geldi. Türkiye genelinde konut fiyatları geçen yıla göre yüzde 35 arttı, yeni konutlarda bu oran yüzde 43.5’e yükseldi. Merkez Bankası’nın (TCMB) açıkladığı Konut Fiyat Endeksi, ağustosta kırdığı rekordan sonra eylülde de rekor tazeledi. Eylülde Türkiye genelinde metrekare fiyatı ilk kez 5 bin lirayı aştı. TCMB eylül ve ekim aylarında toplam 300 baz puan indirime giderek politika faizini yüzde 16’ya düşürdü ancak konut kredilerine yansıması üç kamu bankasıyla sınırlı kaldı. Faiz indirimleri, bankaların konut kredi faizlerini düşüremediği gibi konut fiyatlarında da ani sıçramalara neden oluyor. TL değer kaybederken, gelirleri artmayan vatandaş da bir ev sahibi olma hayalinden hiç olmadığı kadar uzaklaşıyor.

Konut fiyatlarındaki yükselişin konut talebinden kaynaklanmadığını belirten ekonomist Emrah Lafçı, “Asıl unsur, faiz indirimlerinin mevduat faizlerini da aşağı çekmesinden geliyor. Tasarruf sahibi elindeki mevduata enflasyonun altında faiz aldığı için alternatif enstrümanlara yöneliyor. Türkiye’de bu araçların başında döviz, altın ve konut geliyor. Konut talebinin artışı ve fiyatların yükselmesiyle, dövizdeki yükselişi beraber okumak lazım” dedi. Lafçı’ya göre bunun sonucunda uygulanan politika konut ihtiyacı olan yoksul kesimlerin konut sahipliğine kavuşmalarına değil, halihazırda en az bir konutu olanların daha fazla konut almalarına neden oluyor.

Psikolojik sınır yüzde 1 vatandaş o yüzden temkinli


Türkiye Müteahhitler Birliği Başkanı Erdal Eren, konutta kredi faiz oranlarının piyasada “psikolojik sınır” olarak nitelenen yüzde 1’in üzerinde olduğunu ve bir önceki kampanyanın başarısının bu oranın altına inilmesinden kaynaklandığını dile getirdi. Kurla birlikte maliyetlerin de arttığını kaydeden Eren, “Mevcut tabloda, vatandaşın dövizdeki dalgalanma durulana kadar konut alım kararını ertelemeyi sürdürmesi olası” dedi.

İstanbul İnşaatçılar Derneği Başkanı Nazmi Durbakayım ise “2017’den önce satılan konutların en az yüzde 30’u için banka kredisi kullanılırken, bu yıl oran yüzde 19’a geriledi.  Sektör bu yılki faiz kampanyasına temkinli yaklaştı” diye konuştu.

Nizamettin Aşa

Fırsatçılık öne çıktı piyasaya ilaç olmadı


Fırsatçılık ve bundan faydalanmaya çalışan bazı kesimlerin bir anda konut fiyatlarını  yükseltmesi ile faiz düşüşünün bir çare olmadığını kaydeden İstanbul Emlakçılar Odası Başkanı Nizamettin Aşa ise “Yani 1.29 faiz oranı piyasaya çok ilaç olmadı. Çünkü vatandaşlar bu işe niyetlense bile fiyatlar yükseldi bir anda. Yine fırsatçı bir yaklaşım ön plana çıktı. O yüzden de amacına ulaşamadı. 700 bin TL’lik bir ev bir anda 800 bin TL’ye çıktı” dedi.

ORTA VE DÜŞÜK GELİR GRUBU YARARLANAMIYOR


Alım gücünün çok düştüğünü, faiz indirimlerinden orta ve düşük gelir grubunun yararlanamadığını söyleyen Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burak Arzova, "Emlak fiyatları çok yükseldi. Her faiz indirimi konut üreticisi için fiyat artışı olarak fırsat görülüyor. Hem alım gücünün düşmüş olması hem de peşinat tutarlarının yüksek olması gibi unsurlar bu konutların orta ve düşük gelir grubuna değil, özellikle elinde nakit bulunduran altın veya döviz yatırımcısının elde ettiği rantı inşaata yönlendirmesine yol açabilir" dedi.

Arzova, faiz indirimlerinin şu iki amaçla yapıldığını anlattı:

"Biri gerçekten işletme sermayesine ihtiyaç duyan ve aslında şirketi fakir ama kendisi zengin olan kesim için yapılıyor. Böylece ucuz işletme sermayesi bulup günü kurtarabilecekler. Diğer amaç ise inşaat sektöründe hem mevcut stokların eritilmesi hem de sektörün canlanması."