Merkez Bankası’nın (TCMB) temmuz ayı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı yarın yapılacak. Piyasa beklentisi doğrultusunda %19 olan politika faizinde değişiklik beklenmiyor. Haziranda yıllık tüketici enflasyonu %17.5’e yükselmiş, yurtiçi üretici enflasyonu %42.9’a çıkarak maliyet yönlü enflasyonist baskıların şiddetlendiğini göstermişti. Temmuzda elektrik ve doğalgaz fiyatlarına yapılan zamlar ve ekonominin açılmasıyla güçlenen iç talepin etkisiyle önümüzdeki dönemde enflasyonun daha yukarılara gitmesi bekleniyor.



DÜNYA ARTIRIYOR

Uzmanlara göre politika faizi ile enflasyon arasındaki farkın 150 baz puana inmesi ve daha da inecek olması faiz artırım gerekliliği doğurabilir. Öte yandan ABD Merkez Bankası’nın (Fed) ilerleyen aylarda politika sıkılaşmasına yönelik iletişim kurması bekleniyor. Bazı gelişmekte olan ülke merkez bankaları kendilerini bu döngüye hazırlıyorlar. Brezilya, Meksika, Rusya gibi merkez bankaları faiz artırımı gerçekleştirdi, yarın toplantısı olan Şili Merkez Bankası’ndan da faiz artırımı bekleniyor.

Tera Yatırım baş ekonomisti Enver Erkan, para politikalarının sıkılık derecesinin ve buna bağlı olarak enflasyonla faiz farkını gösteren reel faiz pozisyonunun tapering (parasal sıkılaşma) döneminde gelişmekte olan ülkeler açısından yatırım kriteri olabileceğine işaret etti. Erkan, TCMB’nin ilave sıkılaşmaya da referans veren bir politika yapısını koruması gerektiğini söyledi.

“Büyüme silahı için bekleyecek”


Bilgi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Cem Başlevent, iktidarın krediye dayalı büyüme silahını kullanmak için mümkün olduğunca bekleyeceğini öngörüyor. Teşviklerin seçim tarihi yaklaştıkça yoğunlaşacağını tahmin ettiğini aktaran Başlevent, “Çünkü yakın geçmişteki tecrübeler, düşük faiz ortamının uzun süre sürdürülebilir olmadığını gosterdi” dedi.

Moody’s: Türkiye zorlu tercihlerle karşılaşacak


Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s de son raporunda gelişen ülkelerin küresel finansal koşullarda sıkılaşma bağlantılı risklerle karşı karşıya olacağını belirtti. Türkiye gibi yabancı sermaye çekmesi gereken ülkelerin faiz artırarak enflasyonu kontrol etmek ve sermaye çekmek gibi zorlu tercihler ile karşılaşacaklarını öngören kuruluş, bu kararların ülke için finansal koşullarda sıkılaşma anlamına geleceği değerlendirmesini yaptı.