Türk Lirası'nda görülen tarihi değer kaybı sonrası her şeye zam geldi. Vatandaşların iktidarın ekonomi politikalarının ardından TL'deki şiddetlenen erime ve  yağmur gibi zamlara karşı düşünceleri şu şekilde:

AY SONUNU GETİRMEKTE ZORLANIYORUM

Hüseyin Özmen (işçi): Sadece temel ihtiyaç malzemelerine değil her şeye üst üste zamlar geliyor. Durum çok kötü. Yağ, şeker, dolar, euro, altın ve akaryakıt fiyatları arttı. Bu durumda artık geçinmek çok zorlaştı. Hele ki tek maaş ile geçinmek neredeyse imkansız. Ben evin tek çalışanıyım, ay sonunu getirmekte zorlanıyorum.



MÜŞTERİ YARIM ÇORBA İÇİP GİDİYOR

Ahmet Aktürk (lokanta işletmecisi): Tüm maliyetlerimiz arttı. 60 liraya aldığımız çiçek yağı 90 liraya çıktı. Ekmek 1,5 liradan 2,5 liraya çıktı. Haliyle bu bizi sarsıyor. Yapacak bir şeyimiz yok. Bekliyoruz, kur ne kadar yükselecek diye... Ona göre biz de fiyatlarımızı yükselteceğiz. Bunun zorlukları var. Hem işletmeci olarak hem de müşteri olarak bu zorlukları çekiyoruz. Şu anda fiyat arttıramıyoruz. Odanın belirlediği fiyat listeleri var. Bunun altında satış yapıyoruz. Zaten listeye uysak müşteri içeri girmeyecek, satış yapamayacağız.



Maliyetlerin yükseldiğini söyleyip durumu açıklamaya çalışıyoruz ama müşteriye anlatamıyoruz. Son dönemde müşteri sayısı büyük ölçüde azaldı. Yüzde 40 müşteri kaybı yaşıyoruz. İnsanlar artık dışarıda yemek yiyemiyor. Millet ekmek alamayacak duruma geldi. Fiyat 2,5 lira  deyince kaçıyor millet… Bir çorba bile içmeye mecali yok milletin. Yarım çorba içiyor 1 ekmek 1,5 ekmek yiyip öyle gidiyor. Son zamanlarda bu durum çok sık olmaya başladı. Adam geliyor çorbanın fiyatını soruyor cebinde parası yok. Yarım çorba içip gidiyor.

GAYRİ RESMİ DEVALÜASYON

Halil Değişmen (emekli-esnaf): Ülkemizde yaşanan bu zamların ardında gayri resmi devalüasyon oluşmuştur. Yapılan zamlar artık sade vatandaşın kaldırabileceği boyutu geçmiştir. Bir ülkede simit tezgahlarında 'Yarım simit satılır' yazılarını görmeye başladıysanız konunun vahametini anlamanız için yeterlidir. Öyle sanıyorum ki, başka bir şey söylemeye gerek kalmıyor.



KİMİN CEBİNE GİRİYOR BU PARALAR?

Akın Sehap (turizmci): Üretimin yok, yüksek faizle borçlanmışsın, millete caka satmak için sık sık yüksek faizle borç alıyorsun. Bu halkı 25 yıl borçlandırıyorsun. Yaptığın projeleri on misli beş misli fazlasına mal ediyorsun. Kimin cebine giriyor bu paralar. Kamu harcamaları çok yüksek, hiçbir kısıtlama yapmıyorsun.



Pandemi girdi araya zaten halk sıkıntıda, bir çok vergi mükellefi iflas noktasında. Ekonomide belirsizlik var, sistemde belirsizlik var.  Dolar arttıkça ürün maliyetleri de artıyor. Ekonomi daralıyor. Bu mantıkla bu ekonomi düzelmez. Adamın etrafında bir sürü danışman var ya uyuyorlar, ya da bir şey söylemeye korkuyorlar. Böyle bir ortamda nasıl mutlu oluruz?

BU ZAMLAR PSİKOLOJİMİZİ BOZDU

Ali Öztürk (emekli): Son birkaç aydır yaşadığımız zamları hayatımda hiç yaşamadım. Her haftayı bırakın her gün zam geliyor. Bugün aldığınızı ertesi gün aynı fiyata almanız mümkün değil. Bu zamlar psikolojimizi bozdu. Uykularımız kaçıyor. Aldığımız maaş zaten yetmiyordu. Şimdi ise hiç yetmiyor. Maaşlar yerinde dururken zamlar aldı başını gitti. Son akaryakıta gelen zammın faturası daha diğer ürünlere yansımadı. Önümüzdeki günlerde yeniden iğneden ipliğe zam gelecek. Tüm alışverişlerimizde bir şeylerimizi kısmaya çalışıyoruz. Ama nereye kadar kısalım, önümüz kış ve giderlerimiz daha da artacak.

EVLENMEK HAYAL OLDU

Fatih Kandemir (garson): Zamlar nedeniyle herkes gibi işverenim de etkilendi. Her zam oranında müşterilerin eksildiğini söyleyebilirim. Tek dileğim işsiz kalmamak. Bekar olduğum halde aldığım maaş benim ihtiyaçlarımı karşılamıyor. Patronumun halini görüp zam da isteyemiyorum. Eskiden vatani görevimi yaptıktan sonra evlenmeyi düşünüyordum. Evlenmek hayal oldu. Bu zamların arkası kesilmeyecek. Önümüzdeki günlerde işsizliğin de daha da artacağını düşünüyorum. Kredi kartları ile ay sonunu zor getiriyorum.



TEMEL İHTİYAÇ MADDELERİ KARABORSA OLACAK

Volkan Şen (otomotiv satış müdürü): Bu ekonominin gidişatı bizi korkutuyor. Türk lirasının değer kaybı Türkiye'nin prestijini zedelemekte ve alım gücünü gün gün düşürmektedir. Yağ, şeker gibi temel ihtiyaçların satışında kota sınırlama konmaya başlanması önümüzde çok kötü günlerin bizi beklediğini göstermektedir. Bu gidişle temel ihtiyaç maddelerinin karaborsa misali yok satacağı ve insanların bu ürünleri bulamayacağına inanıyorum.



KURU EKMEK BİLE BULAMAYACAĞIZ

Cahit Utku (emlakçı): Doların yükselmesiyle birlikte işlerimiz bitme noktasına geldi. Bu sebeple ev sahipleri de ne yapacağını bilemez bir durumda birçoğu evlerini fiyatı yükselecek diye satmaktan vazgeçiyor. Bunun yanında doların yükselmesi her şeyimize yansıdı. Her gün her şeye zam geliyor. Önümüzü göremiyoruz, korkarım ki kuru ekmeği bile bulamayacağız. Birisinin bu gidişata dur demesi lazım.



BİRÇOK İNŞAAT DURDU

İsmail Satılmış (inşaat ustası): Kış aylarının gelmesiyle birlikte inşaat işlerimiz hafifledi. İnşaat sektörü de krizden çok etkilendi. Birçok inşaat durdu, demir ve diğer girdiler çok artınca müteahhitler işi durduruyor. İş durunca biz de çalışamıyoruz. Bu da yetmezmiş gibi her şeye zam geliyor. Alım gücümüz bitmiş durumda. Markete gitmeye korkar olduk. Böyle nereye kadar sürer bilmiyorum.



YAŞAM STANDARDIMIZ DİBE VURDU

Nebi Dinç (sanayi esnafı): Ben 2022’nin 2021’i aratacağını düşünüyorum. Bunlar iyi günlerimiz bence. Görünen köy kılavuz istemiyor. Ekonomistler, dövizin daha da artacağını söylüyor. Bu da daha fazla zam, daha çok fakirleşmemiz demek. Bugünlerde 2022 asgari ücreti konuşuyoruz. Asgari ücrete yapılan zam şimdiden hiçbir şeyi karşılamaz oldu. 3 bin 500 lira seviyelerinde zam konuşuluyor, maaşı açlık sınırının altında olan birine yapılacak bu zam hiçbir şeyi karşılamayacak.

Bence asgari ücret en az 4 bin 500 lira olmalı. Ancak bu zamlar ancak böyle ucu ucuna karşılanır. Bugün insanlar boğulmuş durumda, borç batağında ve önünü göremiyor. Ay sonunu getirme derdi geride kaldı. İnsanlar artık yarını getirebilir miyim diye düşünüyor. Alışverişleri kısmak zorunda kaldık. Üçten ikiye ikiden bire hatta yarıma düşürdük. Sosyal hayat desen o da kalmadı. Yaşam standardımız dibe vurdu.

EVLERE HACİZ GELİYOR

Erkan Şirin (34): Döviz kurundaki dalgalanma alım gücümüzü etkiledi. Alım gücümüz çok düştü. Tek maaşla çalışan aileler hayatlarını idame ettiremiyor. İnsanla borçlanmaya başladı. Borçlar ödenemeyince evlere haciz gelecek ki geliyor da. Her kaleme gelen zamlar herkesin belini büktü.

Ben aracımın deposunu 350 liraya dolduruyordum bir ay yetiyordu. Bu ay 450-500 liraya dolacak. Gıda ürünlerine çok fazla zam geldi, pahalılık karşısında çaresiz kalındı. Bu da mecburen insanları borçlanmaya itti. Çaresizlik var çünkü yarın karanlık, yarını göremiyor kimse. 2022 çok daha kötü olacak. Ancak 2022 asgari ücreti için 5000 lira olmalı ki 2022’nin olumsu etkisini daha az hissedelim.

[imza_template desc="Ali Ekber ŞEN,Müslüm EVCİ,Selami AYDIN,Latif SANSÜR,Kemal ATLAN,Can ÇAPAR" arry="Ali Ekber ŞEN,Müslüm EVCİ,Selami AYDIN,Latif SANSÜR,Kemal ATLAN,Can ÇAPAR"][/imza_template]