DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, FOX TV’de İsmail Küçükkkaya’nın sunduğu Çalar Saat Programı’nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Suç örgütü lideri Sedat Peker’in iddialarına ilişkin konuşan Babacan özetle şunları söyledi:

“SUSURLUK’UN 30 KATI BOYUTTA”

* Adeta bir Netflix dizi serisi gibi yayınlanan videolar, bütün dünyada ülkemizi uyuşturucu ticaretiyle, mafya ve suç örgütleriyle beraber anılan bir ülke haline getirdi. Türkiye bunu hak etmiyor.

* Bu kadar iddia ve itham ortaya saçılmış durumdayken maalesef ne yargıda ne Meclis’te devletin ilgili denetim birimlerinde hiçbir hareketlenme görmüyoruz.

* Biliyorsunuz Türkiye 1990’larda Susurluk olayını yaşadı. Susurluk olayındaki durum neydi? Bir trafik kazasında nasıl olurda bir mafya örgütünün başındaki kişi bir siyasetçi bir bürokrat aynı arabada bulunur?

* Aynı arabada bulunmaları ve bir kaza sonucunda bunun ortaya çıkmaları bile o günkü ülkenin gündemini sarstı. İçişleri Bakanı apar topar istifa etmek zorunda kaldı.

* Daha sonra Meclis’te bir komisyon kuruldu, yargı süreçleri başlatıldı Devlet Denetleme Kurulu devreye girdi. Şu anda ortalığa saçılan iddialar ve itham Susurluk’un belki 10, 20, 30 katı boyutta.

“STK’LAR ADETA SUSPUS”

* Gerçekten tablo son derece üzücü ama bu kadar iddia ortalığa saçılmışken medyanın önemli bir kısmından ciddi bir ses duyamıyorum. STK’lar adeta suspus. Normalde böyle bir durumda STK’ların meslek örgütlerinin ortalığı birbirine katmaları lazım.

* Medyada bütün manşetlerin bu olması, yargının derhal göreve çağrılması lazım. Şu ana kadar yargıyla ilgili ne duyduk? Bir İçişleri Bakanı’ndan bir de Cumhurbaşkanı’ndan ‘savcılıklar bakıyor’. Birisi de İçişleri Bakanı’nın suç duyurusu üzerine.

* İddiaların muhattaplarının içerisinde Cumhurbaşkanı’nın çok çok yakınları var. Pek çok bakan, belediyeler hatta vakıflar, gazeteciler, dernekler var.

YARGI KORKUYOR

* Savcılarımız hakimlerimiz hükümetle ilgili işin ucu hükümete ya da belediyelere dokunan konularda adım atmaya korkuyorlar. Çünkü bu attığım adım acaba hükümeti kızdırır mı? Acaba Sayın Cumhurbaşkanı’nı kızdırır mı? Diye savcılar ve hakimler baskı altında korku altında.

* Öyle davalar geliyor ki önlerine ya ben bu kişiyi hapse atacağım diyor ya da ben kendim hapse gireceğim diyor hakim. Yargının bu kadar ağır bir etki altında olduğu bir ülkede hukukun adaletin varlığından bahsetmek mümkün değil.”

"HALKTAN DESTEK BULAMAYAN İKTİDAR MAFYAYA YÖNELDİ"

* Bütün bu problemlerin sebebinde kötü yönetim var. Yönetim iyileştiği zaman Türkiye çok çabuk toparlar, çok çabuk düzelir. O dönemde halkın desteği çok önemliydi sonra düzgün insanlar ya uzaklaştı ya uzaklaştırıldı.

* Kadro bozulmaya başladı halkın desteği zirveden sonra düşüşe başladı. Bu sefer halktan destek bulamayan iktidar hukuksuz uygulamalarını mafya ve çete türü suç örgütleriyle beraber çalışarak sürdürmeye devam etti.

* Bu örgütlerin elindeki maddi imkan ki önce onlara alan açıyorsunuz ‘sen bu işi yap kimse sana ilişmez, dokunamaz kimse’ diye bir dokunulmazlık alanı açıyorsunuz pasaportlar veriyorsunuz denetimleri mümkün olmuyor. O illegal alandan çok iyi paralar kazanıyorlar.

* Bu sefer o kazandıkları parayı siyasetin finansmanında kullanıyorlar. Bu sefer iş bir kısır döngüye doğru gidiyor. Siyaset ve siyasetçiler finansmanını böyle yasa dışı yapılardan kısmen de olsa sağlamaya başlayınca o yasa dışı yapıların önü daha da açılıyor ve ülke tam bir bataklığa gömülüyor şu anda olduğu gibi”