28 Mayıs cuma namazı saati Diyanet tarafından duyuruldu. İslam alemi bir cuma gününe daha erişmenin mutluluğunu yaşıyor. Bugün cuma namazı saatinde camiler dolacak ve milyonlarca insan cuma namazını eda edecek. İşte İstanbul, İzmir, Ankara ve diğer tüm iller için cuma namazı vakitleri…

28 MAYIS CUMA NAMAZI SAATLERİ 

İSTANBUL: 13:06

ANKARA: 12:51

İZMİR: 13:14

BURSA: 13:06

ANTALYA: 13:00

KONYA: 12:52

İL İL CUMA NAMAZI SAATLERİ İÇİN TIKLAYIN

CUMA NAMAZI NASIL KILINIR?

Cuma namazının farzı iki rekâttır. Bunun yanında farzdan önce dört rekât, farzdan sonra dört rekât olmak üzere sekiz rekât da sünneti vardır. İmam Ebû Yusuf'a ve İmam Muhammed'e göre ise farzdan sonra kılınacak sünnet bir selamla dört ve bir selamla iki rekât olmak üzere toplam altı rekâttır. Bu görüşün Hz. Ali'den rivayet edildiği nakledilmektedir.

SÜNNET ÖĞLEN NAMAZIYLA AYNI ŞEKİLDE KILINIYOR

Cuma namazı kılınırken ilk sünnet tıpkı öğle namazının ilk sünneti gibi kılınır. Sünnetin ardından imam-hatip minbere çıkarak oturur. Müezzin, iç ezanı okur. Ezandan sonra imam-hatip kalkarak iki kısımdan oluşan hutbeyi okur. Hutbede cemaati dinî konularda bilgilendirici ve yönlendirici konuşma yapar. Hutbe okunduktan sonra imam-hatip minberden inerek cemaatin önüne geçer ve cemaate iki rekât Cuma namazı kıldırır. İmam-hatip, Cuma namazının farzına ve cemaate imam olmaya, cemaat de Cuma namazına niyet eder.

2 REKAT FARZ KILINIYOR

Tıpkı cemaatle kılınan sabah namazı gibi iki rekât Cumanın farzı kılınır. Cuma namazında imam-hatip, Fatiha ve zamm-ı sûreyi sesli olarak okur. Cuma namazının farzı kılındıktan sonra, cumanın son sünneti kılınır. Bu sünnet, öğlenin ilk sünneti gibi kılınır. Böylece Cuma namazı tamamlanmış olur.



CUMA HUTBESİ: "YÜCE ALLAH MÜMİNLER YARDIMCISIDIR"

Diyanet İşleri Başkanlığınca hazırlanan, 28 Mayıs 2021 tarihli ve "Yüce Allah, Müminlerin Yardımcısıdır" konulu cuma hutbesi...

Muhterem Müslümanlar!

Hicretin beşinci yılıydı. Uhud’da isteklerine ulaşamayan müşrikler, son kez Medine’ye büyük bir saldırı kararı almışlardı. Durumdan haberdar olan Peygamberimiz (s.a.s), her zaman olduğu gibi ashabıyla istişare etti. Savunma savaşı yapılmasına ve Medine çevresine hendek kazılmasına karar verildi. Müminler el birliğiyle hendeği kazarken büyük bir kaya parçasına denk geldiler. Bu devasa kaya ne yerinden oynuyor ne de parçalanabiliyordu. Ashabın ümidi tükenirken Resûl-i Ekrem (s.a.s) çıkageldi. O, bir yandan arkadaşlarının kırmakta zorlandığı kayayı parçalıyor diğer yandan da o günün şartlarında düşünülmesi bile zor olan, Kisrâ’nın, Kayser’in şehirlerinin fethedileceğini müjdeliyordu.

Aziz Müminler!

Ashab-ı kiram, Allah Resûlü (s.a.s)’in bu müjdesine nail olmak için İslam’ın evrensel mesajlarını diyardan diyara taşıyordu. Anadolu’muzda ilk defa İyâz b. Ganem ve Halid b. Velid’in de içinde bulunduğu sahabe ordusu Diyarbakır’a İslam’ın kutlu sancağını dikiyor, bu şehri Anadolu’nun İslam’a açılan ilk kapısı haline getiriyordu. Sahabe şehri Diyarbakır o günden beri Müslümanların kalbi, İslam’ın kalesi olmaya devam ediyor elhamdülillah.

Kıymetli Müslümanlar!

İslam ile müşerref olan ve devraldığı İslam sancağını bir daha bırakmayan aziz milletimizin î’lây-i kelimetullah aşkı, Allah’ın adını yüceltme gayreti hiç eksik olmamıştır. Bu uğurda yılmadan, yıkılmadan, seferden sefere, zaferden zafere koşan şanlı ecdadımız, Malazgirt Zaferi ile Anadolu’yu bize vatan kılmıştır. İstanbul’u fethederek Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in, şu kutlu müjdesine nail olmuştur: “Konstantiniyye mutlaka fetholunacaktır. Onu fetheden komutan ne güzel komutandır! Ve o asker, ne güzel askerdir!”

Değerli Müminler!

İstanbul’un fethi sadece bir şehre hâkim olmaktan ibaret değildir. Bu fetih, Peygamberimizin müjdesi, ashab-ı kiramın arzusu, Ebû Eyyûb el-Ensârî’nin hayali ve ecdadımızın sevdasıdır. Bu fetih, çağ kapatıp çağ açan yeni bir altın dönemin başlangıcıdır. Bu fetih, Mekke, Medine ve Kudüs ile İstanbul’u kardeş kılan bir zaferdir.

Muhterem Müslümanlar!

Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurur: “Müminlere yardım etmek, üzerimizde bir gerekliliktir. Hamd olsun ki, Rabbimizin yardımı daima, hak ve hakikatten ayrılmayan, mazlum ve mağdurların yanında yer alan aziz milletimizle beraber olmuştur. Asırlardır milletimizin her cephede kazandığı zaferler bunun en büyük şahididir.

Aziz Kardeşlerim!

Bugün bize düşen, ecdadımızın aziz hatırasını ve şanlı mirasını gelecek nesillere aktarmaktır. Din ü devlet, mülk ü millet yolunda var gücümüzle gayret göstermektir. Birlik ve beraberliğimizden asla ödün vermemektir. Unutmayalım ki girmeden tefrika bir millete düşman giremez. Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez. Yedi düvel de üzerimize gelse, vatanımızı bölemeyecek, bayrağımızı indiremeyecek, ezan-ı Muhammedi’yi dindiremeyecektir. “Yardım Allah’tandır ve Allah’ın yardımı ile fetih yakınlaşır.”