Türkiye,1990’lı yıllarda Hizbullah Terör Örgütü'nün işlediği vahşi cinayetler, domuz bağları ve mezar evlerle tanıştı. Örgütün en önemli eylemlerinden biri, evinin önünden kaçırılan İslamcı Feminist yazar Konca Kuriş’in cinayetiydi. Kuriş’in cesedi, kaçırılmasından 1.5 yıl sonra Konya’da bir evin bodrumunda toprağa gömülü halde bulundu. Kuriş, 16 Temmuz 1998’de evlerinin önünde bekleyen silahlı üç kişi tarafından kaçırılmıştı. Kadın dernekleri Kuriş’in bulunması için eylemler düzenliyordu.

Türkarslan, Kuriş cinayetinin detaylarını arkadaşımız Asuman Aranca'ya anlattı.


TEK TEK İTİRAF ETTİLER

Aynı günlerde polis, örgüt lideri Hüseyin Velioğlu’nu Beykoz’da saklandığı bir evde ölü ele geçirdi. Örgütün arşivi de deşifre edildi. Gözaltına alınan bir itirafçı Kuriş’i kaçırma talimatını kendisinin verdiğini itiraf etti. Örgütün askeri kanat sorumlusu da Kuriş’in gömüldüğü yeri söyledi. Kuriş, Konya’nın Meram ilçesindeki üç katlı bir villaya götürülüp burada sorgulanmış ve sonrasında öldürülmüştü. Cesedi bulan ise Konya’da terör bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Nadi Türkarslan’dı. Türkarslan, o dönem yaşananları ilk kez SÖZCÜ HaftaSonu’na anlattı:

Tam 1.5 yıl sonra ortaya çıktı.


MUMYALANMIŞ GİBİYDİ

Sömestr tatiliydi. 23 Ocak 2000 günü telefonum çaldı. Arayan emniyet müdürüydü. Konuyu aktardı. Meram ilçesinde üç katlı bir villaya gittik, bodrum katına indik. Bir polis, elinde kazma ile bekliyordu. Topraktan yaklaşık 2 metre derinliğe ulaşıldıktan sonra ilk ceset çıktı. Kadın cesediydi.

1998'de gerçekleşen Konca Kuriş cinayeti, uzun süre gazetelerin manşetlerinden inmemişti.


Elleri bağlı değildi. Mumyalanmış gibiydi. Toprak üzerine beton atılmış olmasının etkisiyle ceset neredeyse hiç bozulmamıştı. Konca Kuriş olduğu net biçimde anlaşılıyordu.



BİR GÜNDE ERİDİ

Aynı noktadan 3 erkek cesedi daha çıktı. Cenazelerin bulunduğu ev, 6 ay kadar önce bir öğretmen çifte kiralanmıştı. Bir süredir cenazelerin üstünde yaşadıklarından habersizdiler. Kuriş ailesi teşhis için Konya’ya çağırıldı. Ertesi gün Adli Tıp’a gittiğimde şoke oldum. Konca’nın cenazesi bir günde erimiş, neredeyse tanınmaz haldeydi. Eşi “Konca değil” erkek kardeşi ise “Konca” dedi.



PROTEZ DİŞ TAM OTURDU

Ailenin yanında Konca’nın bir süredir kullanmadığı protez diş vardı. Adli tabibe protez dişi verdik. Konca’nın ağzından iki üç yerde boşluk vardı. Tüm boşlukları denedik, protez oturdu. Teyit için protezi yapan diş hekimine ulaştık. Protezin oturduğu yer tam olarak hekimin tarif ettiği yerdi. Böylece cesedin Kuriş'e ait olduğu kesinleşti.


Şifreli CD’de ne vardı?


Konca Kuriş’in cesedinin bulunmasından sonra adliyeye döndüğümde, polis bana bir CD getirdi. CD içerisinde örgütün tüm bilgilerinin olduğunu söyledi. CD’yi bilgisayara taktım ama şifreliydi, ne açabildim, ne kopya alabildim. Sonra emniyetten aradılar. ‘Yanlış CD’yi vermişiz’ diyerek geri istediler. İnanmadım. Bir şeyleri saklamak istediklerini düşündüm. CD’yi inceleyip, geri vereceğimi söyledim. Bir süre sonra Adalet Bakanlığı’ndan üst düzey bir bürokrat aradı ve CD’nin konuyla ilgisi olmadığını söyleyip, geri istedi. Teslim etmek durumunda kaldık.


Hep önemli davalara baktı


Emekli Cumhuriyet Savcısı Nadi Türkarslan, mesleğe 1986 yılında Gaziantep’in Araban ilçesinde başladı. Kombassan Holding’deki yolsuzluk iddiaları, Baskın Oran ve İbrahim Kaboğlu hakkındaki Azınlık Raporu soruşturması, Ankaragücü’nde yolsuzluk iddiaları gibi çok sayıda kritik soruşturmayı yürüten Türkarslan’ın baktığı en dikkat çekici dosya ise Deniz Feneri e.V Derneği yolsuzluğu oldu. Almanya’daki derneğin Türkiye ayağına ilişkin soruşturmayı yürüttü, tutuklama talebinde bulununca jet hızıyla dosyadan el çektirildi. Evli ve iki çocuğu bulunan Türkarslan’ın iki de torunu var.