Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen kabine toplantısı sona erdi. Toplantıyla ilgili basın açıklaması düzenleyen Erdoğan, şunları söyledi:

* Kabine toplantımızda sağlıktan eğitime, güvenlikten turizme kadar ülkemizi milletimizi yakından ilgilendiren pek çok hususla ilgili değerlendirmemizi yaptık.

"ARTIK TAHAMMÜLÜMÜZ KALMAMIŞTIR"

* Suriye’den ülkemize yönelik terör saldırılarının kaynağı mahiyetindeki kimi yerler konusunda artık tahammülümüz kalmamıştır.

* Buralardan kaynaklanan tehditleri, oralarda etkin olan güçlerle birlikte ya da kendi imkanlarımızla bertaraf etmekte kararlıyız.

* Polislerimize yönelik son saldırı ve topraklarımızı hedef alan tacizler artık bardağı taşırmıştır. En kısa sürede bu sorunların çözümü için gereken adımları atacağız.

"SALGIN TEDBİRLERİNE BİR SÜRE DAHA UYMAMIZ GEREKİYOR"

* Türkiye bu küresel tehdide karşı en başından beri gerek sağlık altyapısındaki gücüyle, gerek üretim ve tedarik süreçlerini devam ettirmesiyle dünyada en iyi kriz yönetimini sergileyen ülkelerin başında geliyor.

* Salgın döneminde üretim ve ekonomide kontak kapatan ülkelerin yeniden sistemi işletmekte ve geri döndürmekte ne kadar zorlandığını görüyoruz. Biz salgınla mücadelemizi üretim ve istihdamı kesintisiz sağlayacak bir anlayışla yürütürken maruz kaldığımız ithamları unutmadık.

* Kabine toplantımızda sağlık alanında corona virüsü salgınındaki gelişmeleri hasta, vefat sayılarından aşıdaki son duruma kadar ele aldık. Gereken her türlü tedbiri almak, hizmeti sağlamak, desteği vermek suretiyle hayata geçirdiğimiz bu stratejinin ne kadar doğru olduğunu dünyada yaşanan gelişmeler bir kez daha teyit ediyor.

* Gelişmiş ülkelerin çoğundaki sorunun yönetim zaafiyetinden kaynaklandığı görülüyor. Biz tıpkı şehir hastanelerini inşa ederek sağlık krizine güçlü bir alt yapıyla girdiğimiz gibi 2018 yılında yönetim sistemimizi değiştirerek bugünlere kendimizi hazırladık. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin getirdiği hızlı karar alma ve etkin uygulama kabiliyeti sayesinde herkese teşekkür ediyorum.

* En büyük şükranı bu süreçte sabırla hep bizim yanımızda yer alan milletimize sunuyoruz. Biz milletimizle tam dayanışma içinde yolumuza devam ettik. Tüm kademeleriyle eğitimde de normalleşme adımlarını attık. Bu çerçevede Milli Eğitim Bakanlığı Mesleki eğitim AR-GE merkezlerinde geliştirilen Covid-19 antijen test kiti aşamasına geldik.

* 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde 750 engelli öğretmenimizin atamasının yapılacağını da bu vesileyle duyurmak istiyorum.

* Elbette henüz her şey bitmiş, salgın tümüyle sona ermiş, tehdit ve tehlike ortadan kalmış değildir. Salgın tedbirlerine riayet etmeyi bir müddet daha sürdürmemiz gerekiyor.

* Özellikle aşılamada hedeflediğimiz seviyelere bir an önce ulaşmak istiyoruz. Vatandaşlarımızı bir an önce aşılarını olmaya ve ya tamamlamaya davet ediyoruz.

* Bilhassa üniversite öğrencilerimizden yükseköğretim kurumlarındaki sosyal alanların kullanımı ve toplu taşımada tedbirlere azami dikkat etmelerini bekliyoruz. Biz kendi meselemizi çözsek bile dünya bu virüsten tamamen temizlenmeden iş bitti diyemeyiz.

* Sağlık sistemini ayakta tutma yanında tüm boyutlarıyla ekonomide, eğitimde geldiğimiz seviyeyi korumak ve daha ileriye taşımak için buna mecburuz. Eskilerin 'korkulu rüya görmektense uyanık kalma evladır' sözünde işaret ettiği gibi ihtiyatlı şekilde yolumuza devam edeceğiz.

* Türkiye ise vaktinde aldığı tedbirler ve güçlü altyapısı sayesinde bu sıkıntılara tamamen uzaktır ya da çok sınırlı şekilde maruz kalmaktadır.

"FIRSATÇILARI YAKINDAN TAKİP EDİYORUZ"

* Dünyada enerji başta olmak üzere emtia ve gıda fiyatlarında fahiş artışların yaşandığı bir dönemde çoğu ülke pahalılık yanında ciddi bir mal ve ürün kıtlığıyla da karşı karşıya.

* Türkiye ise, vaktinde aldığı tedbirler ve güçlü altyapısı sayesinde, bu sıkıntılara ya tamamen uzaktır ya da çok sınırlı bir şekilde maruz kalmaktadır.

* Fiyatlaması küresel düzeyde yapılan ürünlerdeki fahiş artışları, içeriye sınırlı bir düzeyde yansıtarak vatandaşlarımızın yanında olduğumuzu gösteriyoruz. Buna rağmen fiyat artışlarından dolayı sıkıntıya düşen çalışanlarımızı ve üreticilerimizi korumak için de her türlü tedbiri alıyoruz.

* Kamu işçi ve memur sözleşmelerinde yaptığımız yüksek artışlar, bu anlayışın bir yansımasıdır. Artık daha çok üreten, daha çok ihraç eden, daha çok kazanan özel sektör de kendi çalışanlarını aynı şekilde koruyacak, kollayacak bir anlayışı ortaya koyacağına inanıyorum.

* Aynı şekilde yaşanan istisnai durumu, yüksek kâr hırsıyla yaptıkları fahiş fiyat artışlarının bahanesi hâline getirerek milletin mağduriyetine yol açan fırsatçıları da yakından takip ediyoruz.

* Her zaman olduğu gibi bugün de bizim önceliğimiz milletimizin huzurudur, güvenliğidir, refahıdır, geleceğidir. Ekonomide büyümeden ihracata, istihdamdan cari fazlaya kadar aldığımız her yeni güzel haber geleceğimize daha umutla bakmamızı sağlıyor.

* İşte bu sabah açıklanan Ağustos ayı cari işlemler hesabında 528 milyon dolar fazla verdiğimiz görülüyor. Yine bugün açıklanan Ağustos ayı işsizlik rakamlarının, iş gücüne katılım oranı sürekli arttığı hâlde istihdamdaki ciddi yükseliş sayesinde yatay bir seyir izlediği müşahede ediliyor.

* Birileri Türkiye’ye siyasi konularda yapamadıkları diz çöktürme işini ekonomide gerçekleştirmek için var güçleriyle saldırıyor olsa da biz kendi potansiyelimizin ve gücümüzün farkındayız.

* İnşallah ülkemizi; yatırım, üretim, ihracat, istihdam temelleri üzerinde, cari dengemizi fazla yönünde sürekli geliştirerek büyütmeyi sürdüreceğiz.

* Tüm stratejilerimizi ve imkânlarımızı bu doğrultuda sefer ettik, hamdolsun adım adım neticesini almaya da başladık. Bundan sonra Türkiye, ekonomik olarak her geçen gün çok daha güçlenecektir.

"BU ONURLU VE İLKELİ TAVRIN BİR BEDELİ VAR"

* Salgın dünyadaki adaletsizlikleri, haksızlıkları, bencillikleri ve bunları örtmek için yapılan güç gösterilerinin gerisindeki zayıf siyasi, sosyal yapıları da gün yüzüne çıkarttı.

* Küçük bir kesimin güvenliği ve refahı için asırlardır sömürülen, bölünen, parçalanan, birbirine kırdırılan, vicdan ve ahlak dışı her türlü muameleye maruz bırakılan insanlığın kalanı artık bu çarpık sisteme itiraz ediyor.

* BM’de dile getirdiğimiz ‘dünya 5’ten büyüktür’ sözünü daha adil bir dünyanın mümkün olduğu tezi ile genişleterek insanlığın bu ortak duygularına tercüman oluyoruz.

* İşte bu anlayışla Türkiye olarak Balkanlar’dan Kafkaslara, Afrika’dan Güney Asya’ya kadar geniş bir coğrafyada hep mazlumun ve mağdurun, hakkın ve hakikatin yanında yer alıyoruz. Hiç şüphesiz bu onurlu ve ilkeli tavrın bir bedeli var.

* Milletimizle birlikte gerektiğinde bu bedeli ödemekten kaçmayız, kaçmadık. Ama aynı zamanda bu gün Türkiye’nin bölgesel ve küresel bir güç olarak yükselen yıldızının gerisindeki en önemli unsurlardan biri de bu haysiyetli duruşumuzun sonucu olan etki halkasıdır.

* Dünyanın neresine gidersek gidelim insanların bize sevgi ve umutla bakan gözlerinde bu güzel iklimin tezahürleri ile karşılaşıyoruz. Türkiye’deki 3,6 milyon Suriyeliyi ve toplamda 5 milyonu bulan yabancı uyruklu sığınmacı varlığını yük olarak görenler meseleye birde bu açıdan bakmalıdır.

* Ülkemize karşı yükselen kin, nefret, düşmanlık dalgalarının çoğu defa biz farkında bile olmadan kırılmasında dua ve şükran ifadeleri ile zenginleşen bu tablonun çok önemli bir rolü olduğuna inanıyorum.

* Bin yıldır vatanımız olarak bu coğrafyadaki varlığımız devam ettikçe kimi çevrelerin bize olan husumetlerinin bitmeyeceği açıktır. Ama her kökenden, her renkten, her inançtan, her meşrepten yüz milyonlarca insanın desteği ve duası arkamızda olduğu, milletimizin istiklal ve istikbal aşkı bitmedikçe Allah’ın izni ile kimse bu vatanı elimizden alamaz.

* Elbette sadece bu gönül bağına güvenerek sırt üstü yatmıyoruz. Her alanda ülkemizi kalkındıracak, güçlendirecek, geliştirecek politikalarla, yatırımlarla, eserlerle, hizmetlerle hedeflerimize doğru kararlı bir şekilde yürüyoruz. Türkiye’nin cumhuriyet dönemindeki en iddialı demokrasi ve kalkınma projesinin 2023 vizyonumuz olduğuna inanıyorum.

* Artık hedeflerinin çoğuna ulaştığımız ve menziline de yaklaştığımız 2023 vizyonumuzu yeni ve daha büyük adımlarla tahkim ettiğimiz bir döneme girdik. Bir süredir dünya devletleri bir araya gelerek özellikle 2053 vizyonumuz ve bu adımların en yakın, en önemli projesi her he kadar uzak bir tarih gibi görülse de devlet ve millet hayatı bakımından önümüzdeki 30 yıllık bir sürenin kısa bir dönemi ifade ettiğini biliyoruz.

TERÖRLE MÜCADELE

* Türkiye’nin sanayi devrimini kaçırmasının, bilgi ve teknoloji devrinin gerisinde kalmasının nedeni, milletimizin geri kalması nedeni değildir.

* Türkiye çeşitli dönemlerde farklı siyasi, sosyal, ekonomik araçlar kullanılarak özellikle bu süreçlerin dışına itilmiştir. Tek parti faşizmi bu araçlardan biridir. Darbeler ve vesayet bu araçlardan biridir. Terör bu araçlardan biridir.

* Kimi zaman sağ-sol, kimi zaman Alevi-Sünni, kimi zaman Türk-Kürt, kimi zaman dindar-laik kisvesi altında oluşturulan kutuplaşmalar bu araçlardan biridir. Yaşadığımız her siyasi ve sosyal kaos beraberinde ekonomik kayıpları da getirmiştir.

* Bilhassa 1960 darbesinden beri bu gerçeği sayısız örneği ile görmek mümkündür. Hükümetlerimiz döneminde başlattığımız büyük demokrasi ve kalkınma devrimlerinin önünü kesmek, etkisini azaltmak, mümkünse takvimleri geriye sarmak için de bu oyunlar oynanmaya devam edilmiştir.

* Hatırlayın, 2007 yılında, ortada hukuki ve siyasi hiçbir sebep yokken ülkemizin önüne suni bir rejim tartışması, cumhurbaşkanlığı seçimi krizi çıkardılar. Ardından Gezi olayları ile başlayıp 15 Temmuz darbesini de içine alacak şekilde kesintisiz süren bir başka süreç yaşadık.

* Doğu ve Güneydoğu Bölgelerimizin geri kalmışlığını ortadan kaldıracak yatırımları yaptığımız, hak ve özgürlük sınırlarını genişlettiğimiz bir dönemde çukur eylemleri ile bölücü terörü tekrar hortlattılar.

* Ülkemizin içinde yaşanan her sıkıntının dışarıdan planlanan ve beslenen bir boyutu da mevcuttur. Bu tablo karşısında milletimizin desteği ile verdiğimiz tarihi mücadele sayesinde ülkemizi asırlık tuzaklardan kurtardık. Öncelikle güvenlik stratejilerimizi değiştirdik. Terör örgütleri ile sınırlarımız içinde yüzleşmek yerine tehditleri kaynağında tespit ve imha edecek yeni bir stratejiye geçtik.

* Bunun için milli birlik ve beraberliğimizi tahkim ederek hem askeri ve polis gücümüzü hem diplomatik gücümüzü kullandık. Terör ve teröristle beraber terörizmle de mücadele ettik. Yaptığımız yatırımlar ve getirdiğimiz hizmetlerle ülkemizin 81 vilayeti ile birlikte terör hadiselerin yaşandığı şehirlerimizi hızla kalkındırdık.

* Her kesimden insanımızın sorunlarını çözecek, talep ve beklentilerine cevap verecek imkanlar sağladık. Askeri gücümüzü, savunma sanayimizi geliştirerek sınırlarımızı korumak ve sınır ötesi harekatlarımızı yapmak için ihtiyaç duyduğumuz silah ve mühimmatı kendimiz üretmek suretiyle dışa bağımlılıktan kurtardık. Ülkemizi her türlü meselenin konuşulabildiği ret, inkar, asimilasyon politikaları yerine hak, hukuk, özgürlük temelli bir yönetim yapısına kavuşturduk.

* Tüm bunlar sayesinde Türkiye’yi istisnasız her köşesinde, milletimizin istisnasız her ferdinin aynı demokratik ve ekonomik imkanlara sahip olduğu müreffeh bir yer haline getirdik. Turizmden çarşı pazara kadar günlük hayatın her anında bu tabloya şahit olmak mümkündür. Düne kadar teröristlerin kol gezdiği yaylalarda artık bal veren arıların, otlayan hayvanların, piknik yapan vatandaşlarımızın, güzellikle keşfeden turistlerin sesleri yankılanıyor.

* Düne kadar teröristlerin yol kesip huzur kaçırdığı ovalarda tarım yapılıyor. Düne kadar teröristlerin saldırıları nedeniyle kapalı olan okullarda çocuklarımız eğitim-öğretim görüyor. Düne kadar yatırımcı olmadığı için tabelalarını indiren sanayi sitelerinde her gün fabrika binaları yükseliyor. İnşallah bu güzel tabloyu daha da geliştirerek sürdüreceğiz.

* Hamdolsun terör örgütünün yurt içindeki insan ve finans kaynaklarını bitirme noktasına geldik. Artık çocukları dağa giden anne-babaların yürek sızısı yerine çocuklarına kavuşan Diyarbakır annelerinin sevinçlerini paylaşıyoruz. Sadece bu yıl ikna yoluyla 153 terör örgütü mensubunun teslim olmasını sağladık. Son 5 yılda bu şekilde yeniden kazandığımız gençlerimizin sayısı bini geride bıraktı.

* Sınırlarımız ötesinde de PKK’sından DEAŞ’ına ve FETÖ’süne kadar terör örgütü mensuplarına nefes aldırmıyor, nereye kaçarlarsa kaçsınlar tepelerine biniyoruz. Artık hiç kimsenin bu ülkede milletimizin bir kesiminin dertleri ve beklentileri üzerinden ayrımcılık siyaseti yapmasına izin vermeyeceğiz. Diğer yandan terörün en büyük finans kaynağı olan uyuşturucu ile mücadeleyi de tarihimizin en ileri seviyesine getirdik.

* Amerika’nın Afganistan’ı işgali sonrasında bu bölgede 20 kat artan afyon ekimi ve uyuşturucu üretiminin Avrupa’ya naklinde en büyük lojistik kaynağı PKK terör örgütüdür. Aynı şekilde Avrupa’daki gelişmiş laboratuvarlarda üretilen sentetik uyuşturucuların Orta Doğu Bölgesi’ne naklinin lojistiğini de PKK mensupları yürütmektedir.

* Bu arada bizim gençlerimizi zehirleyen uyuşturucunun kaynağı da önemli ölçüde bu örgüttür. Sınırlarımızı kontrol altına alarak, uyuşturucu suçlarına verdiğimiz cezaları artırarak bu trafiğe çok ciddi darbeler vurduk. Öyle ki ülkemizde uyuşturucu bağlantılı ölümleri son 5 yılda neredeyse 3/1 seviyesine düşürdük.

* Bugün cezaevlerinde yatan mahkumların 3/1’i uyuşturucu suçundan oradadır. Ülkemizdeki terör örgütlerini nasıl insan ve finans kaynaklarını çökerterek etkisiz hale getirdiysek, sınırlarımız boyunca kurulmaya çalışılan terör koridorlarında da aynısını yapacağız.

"ARTIK BİZİM BU YÜKÜ TEK BAŞINA ÜSTLENMEMİZ MÜMKÜN DEĞİLDİR"

* Son dönemde göç yönetiminde de yeni stratejileri ve uygulamaları devreye aldık.Türkiye her dönemde olduğu gibi geçtiğimiz 10 yıldır da son derece onurlu ve ahlaklı şekilde hayata geçirdiği insani güvenlik anlayışıyla sınırlarına gelen tüm mazlumlara ve mağdurlara kucak açmıştır.

* Geçmişte Balkanlar’dan ve Kafkaslar’dan, daha yakın tarihte Irak’tan, son olarak Suriye’den gelen büyük göç dalgalarını hep bu anlayışla göğüsledik. Ancak, dünyada ve bölgemizde yaşanan gelişmeler artık bu tabloyu aynı esneklikte devam ettirebilmemize imkan sağlamamaktadır.

* Nitekim, son 5 yılda 2 milyon 350 bin kişiyi ülkemize giriş yapmadan sınırda engelledik. Sınırlarımız içinde yakaladığımız düzensiz göçmen sayısı da bir milyon 300 bini geçti. Bunların bir kısmı kendiliğinden geri dönerken 286 binini de biz sınır dışı ettik. Bu göçmenlerin neredeyse tamamına yakının hedefinin Türkiye’de kalmak değil Avrupa’ya, hatta oradan da başka yerlere geçmek olduğunun altını çizmemiz gerekir.

* Türkiye yürüttüğü bu etkili ve kapsamlı sınır güvenliği ve göç politikasıyla Avrupa’nın özellikle üstesinden gelemeyeceği bir göçmen akınına uğramasının önüne geçmiştir. Ama artık bizim bu yükü tek başına üstlenmemiz mümkün değildir. Meselenin her ne kadar verilen sözler tam manasıyla yerine getirilmemiş olmasa da sadece maddi külfet paylaşımı ile çözülemeyecek bir boyuta ulaştığını herkes görmeli ve kabul etmelidir.

* Avrupa başta olmak üzere göçmenlerin hedefi durumundaki ülkelerden daha fazla, daha gerçekçi, daha samimi sorumluluk üstlenmelerini bekliyoruz. Biz sınırlarımız içindeki mevcut göçmen meselesini bir kısmının güvenli ve gönüllü olarak geri dönmelerini sağlamak, bir kısmını sosyal ve ekonomik programlarla ülkemize entegre etmek suretiyle çözeriz.

* Bu çerçevede uyum stratejilerimizi belirledik ve gereken adımları atmaya başladık. Gerisi sığınmacıların hedefi olan yerlerin sorunudur. Göçe kaynaklık eden ülkelerden göçün hedefi olan ülkelere kadar tüm tarafları kucaklayan bir program geliştirilmediği sürece bu sorunun çözümünün mümkün olmadığını da biliyoruz. Türkiye’yi bu doğrultuda atılacak her adıma destek olacağından, katkı sağlayacağından kimsenin şüphesi olmasın.

[old_news_related_template title="Erdoğan açıkladı! Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın adı değişiyor" desc="Kabine Toplantısı sonrası açıklama yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın adının değişeceğini söyledi. Erdoğan, 'Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın adını, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak değiştiriyoruz. İklim değişikliği uyum koordinasyon kurulu oluşturuyoruz. İklim Değişikliği Başkanlığı oluşturuyoruz' dedi." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2021/10/11/iecrop/cevre-ve_16_9_1633971419.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2021/gundem/erdogan-acikladi-cevre-ve-sehircilik-bakanliginin-adinin-degisiyor-6700749/"]

[old_news_related_template title="Suriye'de hain saldırı! Şehit ve yaralılar var" desc="Suriye’nin Mera kasabasında PKK/YPG’li teröristlerin saldırısı sonucu iki özel harekat polisi şehit oldu, 2 polis de yaralandı. " image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2021/10/10/iecrop/sehit-dhaa-1_16_9_1633890141.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2021/gundem/suriyede-hain-saldiri-sehit-ve-yaralilar-var-6699057/"]

[old_news_related_template title="Suriye'den üstü kapalı Türkiye açıklaması" desc="Şiddetin ve kaosun yıllardır bitmek bilmediği Suriye'nin Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad, üstü kapalı bir şekilde Türkiye karşıtı açıklamalarını sürdürdü." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2021/10/11/iecrop/esad-reuters1_16_9_1633929769.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2021/dunya/suriyeden-ustu-kapali-turkiye-aciklamasi-6699424/"]

[old_news_related_template title="'Corona geçirenlerin kardiyologlara gitmesinde fayda var'" desc="Diyarbakır Dicle Üniversitesi Kalp Hastanesi Öğretim Üyesi Kardiyolog Prof. Dr. Hakkı Şimşek, 'Kol, akciğer ve kalp damarında pıhtı olan hastalarla karşılaştık. Coronavirüsün vücutta pıhtılaşmaya meyil oluşturduğunu artık biliyoruz. Dolaysıyla geçirmiş hastalarımızın kalp ve damar hastalıkları açısından belirtileri oluşursa ihmal etmeden kalp damar uzmanlarına görünmesinde fayda var' dedi." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2021/10/11/iecrop/madrid-reuters_16_9_1613031040_16_9_1633947894.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2021/saglik/corona-gecirenlerin-kardiyologlara-gitmesinde-fayda-var-6699965/"]