Bursa Uludağ'dan doğup, ovadaki birçok dere ve Susurluk Çayı ile birleşerek, Karacabeyden Marmara Denizine dökülen Nilüfer Çayı, evsel, sanayi ve tarım atıkları nedeniyle siyaha boyandı. Havzasında birçok sanayi bölgesinin bulunduğu çayda, kirlilik nedeniyle canlı yaşamı ve bölgedeki tarım ve hayvancılık olumsuz etkilendi. Bölgede yaşayan vatandaşlar ve doğaseverler, yarın kutlanacak olan Dünya Çevre Günü öncesi nehrin kirletilmesine tepki gösterdi.



DOĞADER Başkanı Sedat Güler, Uludağ'dan çıkıp, 200 kilometreden fazla yol kat ederek Marmara Denizi'ne dökülen Nilüfer Çayı'ndaki tehlikeyi yıllar önce gördüklerini söyledi. Bursa'da, doğa savunucularıyla birçok kitlesel eylem yaptıklarını belirten Güler, hazırladıkları raporları o dönemin yöneticilerin verdiklerine ifade etti. Güler, şöyle konuştu:

"Nilüfer Çayı'ndan şu anda akan su Uludağ'dan gelen su değil. Bu su, yol boyunca sanayi atıklarının kimyasalları ile kirletilen gider haline dönüştü. Nilüfer Çayı bunun en başlıca örneği. İçerisinde hiçbir canlı yaşamıyor. Köylüler, kullanmak için ellerini suya sokunca yara oluyor. Bu kimyasal su denize gitmeden müsilajı artıran etken haline geldi. Nilüfer Çayı bunun bariz bir örneği. Bursa'daki derelerin çoğunluğu denize dökülürken kirletiliyor. Marmara Denizi, Marmara Bölgesinin foseptik çukuru haline döndü. Sorunun çözümü, yerinde bertaraf etmek. Eski arıtma tesislerini modernize etmek. Bu yapılamıyorsa eskiyen tesisleri kapatmak gerekiyor. Bunlar gerçekleşirse, Marmara Denizi, ekolojik sistem içerisinde yıllar sonra eski haline gelebilir."



'BU SUDA HİÇBİR CANLI YAŞAMIYOR'

Karacabey Boğazında bulunan kırsal Hayırlı Mahallesinde yaşayan Orhan Durmaz ise, Bursanın bütün evsel, sanayi ve kimyasal atıkları bu suyun içinde. Bu suda yaşam sıfır, hiçbir canlı yaşamıyor. Nilüfer Çayı, Çapraz Çayıyla birleşerek Karacabey Longoz Ormanlarına oradan da Marmara Denizine dökülüyor. Bu pislik Marmara Denizine gidiyor ve deniz salyası olarak dönüyor dedi.



'KATRAN GİBİ MARMARA DENİZİNE AKIYOR'

Bölge mahallelerde tarım ve hayvancılığın temel geçim kaynağı olduğunu söyleyen Hayırlar Mahallesi muhtar azası İsmail Aydemir ise, Biz bu dereyle arazimizi suluyorduk ancak şu an arazi sulama işi bitti. Bu suyun bu kadar kirli olmasının nedeni, çiftliklerdeki pisliklerin arıtılmadan buraya salınmasıdır. Bu da direkt Marmara Denizine giden kirli bir su. Bunun 30 metre ilerisinde bir içme suyu kuyumuz var, suyu 80 metre aşağıdan alıyoruz. Bu akarsuyun kirliliğinden dolayı bizim içme suyumuzun kokusu ve tadı da değişti. Bu kirlilik insanlara da zarar veriyor artık" diye konuştu.

Nilüfer Çayında canlı yaşamın bittiğini öne süren Aydemir, kirli suyun Marmara Denizindeki canlı yaşamı da olumsuz yönde etkileyeceğini söyledi. Aydemir, Bölgedeki akarsuların kirliliği Marmara Denizinde toplanıyor. Nilüfer Çayı, Uludağın kar suyuydu, en temiz suyumuz oydu. Biz oradan içme suyu alırdık. Şimdi bırakın içme suyunu, elinizde yara varsa suya elinizi soktuktan sonra yara kapanmıyor, mikrop kapıyor. Bursa sanayisinin bütün atıklarının verildiği bir akarsu, katran gibi Marmara Denizine akıyor, suda bir canlı bile yaşamıyor, suyun vasfı bitti diye konuştu.

[old_news_related_template title="Müsilaj (deniz salyası) kabusu büyüyor" desc="Marmara Denizi su yüzeyini ve derinlerini saran ve 'deniz salyası' olarak adlandırılan müsilajla boğuşuyor. " image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2021/06/05/iecrop/mudanya1_17768737_16_9_1622873030.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2021/gundem/musilaj-deniz-salyasi-kabusu-buyuyor-6469604/"]