Fikret’e işini bırakmasını teklif ettim. Fikret, “Eğer şimdi işimi bırakırsam kendime olan saygımı yitiririm.” dedi. Ben bir baba yüreği olarak bunu istedim ama aldığım cevap karşısında bir kez daha gururlandım.

Aslında bu cümleler durumu yeterince özetliyor. Ön saflarda sağlık çalışanlarımız canlarını ortaya koyarken aileleri de sürekli diken üstünde. Onlar Sağlık Bakanı televizyona çıktığında hepimizden daha dikkatli izliyor. Evlerinde anarken belki de yutkundukları tek bir konu var...  Covid-19...

SÖZCÜ'ye konuşan kahraman sağlık çalışanlarının yakınları bu süreçte yaşadıklarını paylaştı. Fikret Karahan 23 yaşında. Covid-19 yoğun bakım servisinde hemşire olarak görev yapıyor. Tıpkı ailesinin sürekliği arkasında durduğu gibi Fikret de birçok hastanın yaşamaya devam etmesi için hastalarının arkasında durdu.

“SÜREKLİ DİKEN ÜSTÜNDE YAŞADIK”

Fikret Karahan’ın babası Serzan Karahan, ilk etapta virüse dair kimsenin bir şey bilmediğini, oğlu Fikret’in de o dönemde yoğun bakım servisinde çalıştığını söylüyor. Salgının ilk zamanlarında sürekli diken üstünde yaşadıklarını ifade eden baba, sözlerine şu şekilde devam ediyor: Ölümlerin artmasıyla endişemiz giderek artmaya başladı. Süreç bizim için çok zor geçti. Fikret bu süreçte bizimle hiç temas etmedi. Yaşadığı yer, tuvaleti, yemek yedi tabağı, su içtiği bardağı, her şeyimizi ayırdık. Sürekli kendi odasında yaşadı ve biz de bu işin altından nasıl kalkacağımızı düşünmeye başladık.

[old_news_related_template title="Sağlık çalışanları ikinci zirveyi anlatıyor: Yorulduk ve tükendik" desc="Corona virüsü salgınında birinci dalganın ikinci kez zirve yaptığı bir dönemi yaşıyoruz. Sağlık çalışanları bu dönemde de tükenmişlik, endişe, stres ve aşırı yoğun mesai saatleri ile mücadele ediyor. Doktorundan hemşiresine sağlık çalışanları salgının tekrar zirve yaptığı dönemde yaşadıklarını SÖZCÜ'ye anlattı." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2020/11/11/iecrop/shutterstock_1702217014_16_9_1605083033.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2020/saglik/saglik-calisanlari-ikinci-zirveyi-anlatiyor-yorulduk-ve-tukendik-6119501/"]

“FİKRET’İN BİZİMLE OLMASINI İSTEDİM”

Karahan oğlunun bu süreci evinde atlatmasını istediğini ifade ederek salgın boyunca başka bir evde yaşamasını istemediğini anlatıyor. Baba Karahan, “Ben Fikret’in bizimle olmasını istedim. Onun orada tek başına bir odada kalmasına gönlüm el vermedi. Ne olacaksa bizimle olsun, neyi atlatacaksak birlikte atlatalım istedik ailesi olarak. Yoğun bakım hastalarının her şeyiyle onlar ilgileniyorlar. 12 Saat boyunca yanlarında kalıyorlar” ifadelerini kullandı.

“GÜN GEÇTİKÇE ALDIĞIMIZ ÖNLEMLERİ ARTIRDIK”

Baba Serzan Karahan, sözlerine şu şekilde devam ediyor: Annesi bir kere öpmek istese, Fikret yanına yaklaşmasına izin vermiyor. Kardeşi ne zaman ağabeyine sarılmak istese, Fikret engel olmak zorunda kalıyor. Kardeşiyle birlikte bir film dahi izleyemiyorlar. Salonda kısa süreli ve sosyal mesafeli oturuyoruz.

“BIRAKIRSAM KENDİME OLAN SAYGIMI YİTİRİRİM”

Salgının başında Fikret’in işi bırakmasını teklif eden babanın aldığı cevap sağlık çalışanlarının fedakarlığını bir kez daha gözler önüne seriyor: Kendisinin başka bir mesleğe yönelmesini teklif ettim. Fikret'ten “Eğer şu an mesleğimi bırakırsam kendime olan saygımı yitiririm. Ben şu an kaçarsam, başkaları da benim gibi kaçarsa, bu insanlar nasıl tedavi olacak.” yanıtını aldım. Bu cevabı aldığımda hem utandım hem de bir kez daha gururlandım. Niyetimiz tabii ki kötü değildi. Sonuçta o benim canımdan bir parça ve ben her gün onunla yatıp onunla kalkıyorum.

“İNSANLAR BİZE HAKLI OLARAK TEDİRGİNLİKLE BAKTI”

Baba Serzan Karahan, çevrelerindeki vatandaşların tedirgin olduklarını ifade ederek, “İnsanların bize olan bakış açıları haklı olarak farklılaştı. Bize tedirginlikle bakan insanlar oldu. Salgının başından bu yana ne kimse bize gelmedi, biz de kimseye gitmedik. Çünkü bizler diğer ailelere göre daha riskli durumdayız. Hala daha kimseyle görüşmüyoruz. Fikret’in annesi bu süreçte bir kez Covid-19 hastalığına yakalandı. Ancak kısa sürede semptom göstermeden atlattı. Biz de ailece periyodik olarak PCR testlerimizi yaptırıyoruz. Tek güvendiğimiz şey Fikret’in bu konuda çok bilinçli olması.” ifadelerini kullandı.

[old_news_related_template title="Pandeminin yükünü taşıyan kuryeler: Bize vebalı gibi davranmayın" desc="Hayat durdu, onlar durmadı. İki tekerlek üzerinde canları pahasına çalışıyorlar. Bunu yaparken neler yaşıyorlar? Pandeminin ağır yükünü taşıyan kuryelerle konuştuk... " image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2020/12/29/iecrop/shutterstock_1534630805-1_16_9_1609239202.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2020/gundem/pandeminin-yukunu-tasiyan-kuryeler-bize-vebali-gibi-davranmayin-6187652/"]

“O SERVİSTE COVID-19’A YAKALANMAYAN TEK ÇALIŞAN OĞLUMDU”

Baba Karahan içinde bulundukları psikolojik durumu şu şekilde özetliyor: Fikret gittikçe içine kapanık biri haline geldi. Kimi zaman kendisiyle yaşıt kimi zaman daha yaşlı hastaların vefat etmesinden çok etkilendi. Çünkü her şeyiyle ilgilendikleri hastalarla bir süre sonra duygusal bağ da kuruyorlar. Bir gün odasından hıçkırık sesinin geldiğini duydum. Aynı serviste çalıştığı iki arkadaşının Covid-19’a yakalandığını öğrendik. Biz de ailesi olarak tabii ki telkinlerde bulunduk. O serviste Covid-19’a yakalanmayan tek sağlık çalışanı Fikret’ti.

ANNESİ VE KENDİSİ DE COVİD

22 yaşındaki hemşire G.K. ve kendisi gibi hemşire olan annesiyle birlikte 1 aydır Covid-19 servisinde çalışıyor. Bu süreçte hem annesi hem de kendisi Covid-19 hastalığına yakalandı. 18 gündür birbirlerinden uzaktalar. Şimdi kendileri için bu hastalıkla mücadele ediyorlar.

22 yaşındaki G.K., Covid-19 hastası olduğu için çalıştığı kurumun servisinde tedavisine devam ediliyor. Annesinin kendisini yalnız bırakmadığını ifade eden G.K., sözlerine şu şekilde devam ediyor: Yoğun tempoda çalıştığımız için fiziksel ve mental anlamda çok yoruluyorduk. Benim testim pozitif çıktığında ve hastaneye yatışım gerçekleştiğinde annem psikolojik olarak çöktü. Gündüz çalışıp akşam benim için hastanede kalmaya başladı. Tabii bu süreçte annem için ben de çok endişeleniyordum, hala endişeliyim” diyor.

[special_article_template title="" desc="Çünkü bizler diğer ailelere göre daha riskli durumdayız. Hala daha kimseyle görüşmüyoruz." who="Fikret Karahan"]


'YOĞUN BAKIM MESAİSİ BİTİYOR, EV MESAİSİ BAŞLIYOR'


Covid-19 servisinde çalışmaya başlamadan önce televizyonlardan ve çevrelerinden duydukları her şeyin fazlasıyla korkutucu olduğunu ifade eden G.K., o günden itibaren evde kullandıkları her eşyayı ayırdıklarını söylüyor. Ailesinde kronik hastalıkların olduğunu belirten 22 yaşındaki sağlık çalışanı “Durum böyle olunca ister istemez önlemlere daha fazla özen göstermek zorundasınız. Özellikle evde sağlık çalışanı olduğunda bunları daha da titizlikle uyguluyorsunuz. Biz eve girdiğimizde, yoğun bakım servisindeki mesaimiz bitip, evdeki mesaimiz başlıyordu. Evde kullandığımız her şeyi ayırdık. Aynı masada yemek yemiyoruz. Eşyalarımız dahi ayrı yıkanıyor. Hatta biz eve geldikten sonra herkes kendi odasına çekiliyor.” sözlerine yer verdi.

'AĞLAMA KRİZLERİNE GİRİYORDUM'

Pandemi öncesinde annesi ameliyathane hemşiresi olarak çalışan 31 yaşındaki G.F. salgın patlamadan önce annesinin emekli olmayı planladığını fakat ödemesi gereken borçlar olduğu için emekliliğini yıl sonuna bıraktığını söylüyor.

Nisan aylarında annesinin çalıştığı hastanede her hemşireye acil Covid nöbeti yazıldığını anlatan G.F. nöbet sırasına annesine geldiğinde ağlama krizlerine girdiğini annesinin sürekli olarak onu yatıştırdığını anlatıyor. Annesinin 55 yaşında olduğunu anlatan G.F, “Çok şükür bu süreçte hastalığa yakalanmadı, o günleri düşününce hala ağlayasım geliyor. Ailecek büyük bir travma atlattık” diyor.

Kuralların gevşemesiyle birlikte sağlıkçıların yeniden emekli olmasının yolu açılırken annesinin emeklilik dilekçesini verdiğini anlatan 31 yaşındaki kadın, “Sağlık çalışanlarının emeklerine saygı duyulmayan bir şekilde kurallar ihlal ediliyor ve sürecin iyi yönetilemediğini düşünüyorum. Benim annem şimdi emekli olmuş olabilir ama dualarımız hep sağlık çalışanlarıyla ve onların aileleriyle” diyor.