■ Cem YILDIRIM

SÖZCÜ Gazetesi Ankara Haber Müdürü Emin Özgönül’ün “Yakın Tarihin Perde Arkası’’ adlı kitabı son dönemde yaşanan birçok olayın detaylarını gün yüzüne çıkarıyor. SÖZCÜ Kitapevi’nden piyasaya çıkan kitapta, kimimizin dün gibi hatırladığı olayların, gün yüzüne çıkmamış bağlantıları yer alıyor.

OLAYLAR PATLAK VERİYOR

Özgönül kitabı ile ilgili şunları söyledi: “Gazeteci olarak birçok olayın içinde yaşadım. O günün ortamında haberi yazıyorsunuz, ertesi gün başka bir olay patlak veriyor ve öncekiler eskiyor, unutuluyor. Oysa her olayın bir bilinmeyeni var. 20 yıl önce yaşanmış bir olayın tanıklarını bulup konuşunca, o konuda bildiklerimizin ne kadar eksik olduğunu anlıyorsunuz. Bazı olayların detayları o gün gizleniyor. Aradan yıllar geçince, tanıklar da daha rahat konuşuyor ve bilinmeyenleri anlatıyor.”



Kitapta, Çankaya Köşkündeki MGK toplantısında Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in Başbakan Ecevit’e Anayasa kitapçığı fırlatması, Erdal İnönü’nün  parti genel başkanlığı ve Başbakan yardımcılığına kadar uzanan öyküsü, Türk siyasetine damga vuran Turgut Özal’lı yıllar, basının usta kalemi merhum Bekir Coşkun’un hayatı ve anıları da yer alıyor. Kitapta, Süleyman Demirel, Turgut Özal, Bülent Ecevit, Tansu Çiller, Mesut Yılmaz, Meral Akşener’li yıllar ile 1980 sonrası Zincirbozan’a sürgün edilen siyasetçilerin yaşadıkları da kendi ağızlarından ve dönemin tanıklarınca dile getiriliyor. DSP hükümetinin Başbakan yardımcısı Hikmet Uluğbay’ın esrarengiz intihar girişiminin yanı sıra, ‘Kod Adı Toros’’ bölümünde de Rauf Denktaş konu ediliyor. Kitapta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile yapılan özel bir röportaj da yer alıyor.

Bekir Coşkun’dan renkli bir anı


Hürriyet gazetesinde çalışırken bir yazımın ardından dönemin Başbakanı çok kızdı ve benim için “Ülkeyi terk etsin’’ dedi. Ben hiçbir önemli konuda birinci olamadım. Ama o gün Türkiye’den kovulmak istenen ilk gazeteci unvanı aldım. O zaman Cunda adasındayım. Bizim evin terasına çıktım, ufka doğru baktım, Midilli adası gözüküyor. Madem beni kovuyorlar, tekneme atlayıp gitsem mi acaba diye düşündüm. Ama iyi bir rota çizmem lazım. Daha önce de gezmek için Midilli’ye gitmek üzere yola çıkmıştım, bir baktım Altınoluk’a gelmişim, Erbakan Hoca’nın evinin önündeki iskeleye çıktım.”