Türkiye'de 47'si devlet, 37'si vakıf olmak üzere toplam 84 hukuk fakültesi bulunuyordu. Sene başından beri Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kararıyla 5 yeni hukuk fakültesiyle birlikte bu sayı 89'a yükseldi. Bunlar sırasıyla; Boğaziçi Üniversitesi, Ankara Bilim Üniversitesi, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi, Nuh Naci Yazgan Üniversitesi ve son olarak Ege Üniversitesi oldu.

Her yıl 17 bine yakın mezun veren hukuk fakültelerine yenilerinin eklenmesi, 'Yeni hukuk fakültelerine neden ihtiyaç duyuluyor?' sorularını da gündeme taşıdı. Kayıtlı 40 bin avukatla Türkiye'nin en büyük barosu olan İstanbul Barosu'nun yeni ve eski başkanları yeni kararnameyle açılan yeni hukuk fakültelerini SÖZCÜ'ye değerlendirdi.

Türkiye'de takip edilemeyecek kadar Hukuk Fakültesi açıldığını belirten İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, "Ama bunun, özellikle yaşama yansıyan sonuçları değerlendirilmiyor diye düşünüyoruz. Bunun sonucu olarak Türkiye'de ihtiyacı çok aşan sayıda avukat ortaya çıkmaya başladı. Bugün var olan avukat sayısı ihtiyacını aşan bir sayı. Daha önemlisi ise şimdiye kadar hiç olmadığı için de, avukatlıkta, hakimlikte ve savcılıkta nitelik sorununu konuşmaya başladık” dedi.

“HUKUKÇU OLMAYAN DEKANLAR VAR”

Fakültelerin yeterli ağırlığa sahip olarak açılmadığını ve yeterli öğretim üyelerinin de olmadığını söyleyen Durakoğlu, "Bazılarının başında hukukçu olmayan dekanlar var. Dolayısıyla tamamen popülist nedenlerle, açmış olmak için açılan fakülteler bunlar. Verilen mezunlar açısından da çok ciddi sonuçlar yaşıyoruz. Çünkü yeterli eğitim noktasından geçilmiyor. Yetersiz eğitimden geçmiş öğrencilerle karşılaşıyoruz. Temel sıkıntımız burada. Bunların mümkün olduğu ölçüde batı standartlarına uygun olarak geliştirilmesi gerekiyor. Biz bu konuda YÖK nezdinde çok önemli çalışmalar yaptık. Akreditasyon teklifinde bulunduk. Mesela New York Barosu, ancak belirgin bazı fakültelerden mezun olanları avukat olarak kabul ediyor” ifadelerini kullandı.

“POLİTİK NEDENLERLE YAPILAN İŞLEMLER”

Yeni hukuk fakültesi açılması kararının meslekte ciddi itibarsızlık, niteliksizlik gibi çok önemli sonuçlar doğurduğunu belirten Durakoğlu, "Şimdi 2024'te avukatlık için sınav gelecek. Avukatlık sınavı geldikten sonra bu sınavda başarılı olamayanların fakülteleri netleşebilirse, Hukuk Fakülteleri arasında bir rekabet ortamı yaratılabilirse belki ondan sonra bu kadar çok hukuk fakültesinin açılması yerine açılan fakültelerin kapanması söz konusu olabilecektir. Ama bunlar şu anda tamamen politik, popülist nedenlerle yapılan işlemledir diye bakıyorum. Ne eğitim açısından ne de pedagojik açıdan herhangi bir planlama içerisinde değiller" şeklinde konuştu.

“90’LI YILLARDA 7 TANE HUKUK FAKÜLTESİNE ŞİDDETLE KARŞI ÇIKTIM”

Cumhurbaşkanı kararıyla sık sık yenisi açılan ve sayıları gittikçe artan hukuk fakültelerini, Baro Başkanlığı yaptığı dönemden bir örnekle değerlendiren İstanbul Barosu Eski Başkanı Avukat Turgut Kazan geçmiş döneme ilişkin şunları söyledi;

* Bu günü doğru değerlendirmemiz için 1990'lı yıllardan bir örnekle başlayayım. Ben o dönem İstanbul Barosu Başkanıydım. 7 tane Hukuk Fakültesi olmuştu. Buna şiddetle karşı çıktım ve bunun hukuk devleti için bir felaket olacağını anlattım.

* Bunlardan 3’ünün derhal kapatılmasını istedim. Çünkü bu sayının artması, kalite düşüşüne yol açacak ve bu kadar düşük kalite ile birlikte aslında avukat sayısının artacağını ama insanların avukatsız kalacağını vurguladım.

* Hukuk devletinde hukuksuzluk kaynaklı sorunlar yaşanacağını anlattım. Sayın Cumhurbaşkanı oturduğu yerde bir gün ‘falanca üniversiteye hukuk fakültesi kuruyorum' diyemez. Bu şekilde Hukuk Fakültesi kurulamayacağının altını çizdim” dedi.

“AKP’NİN HUKUK DEVLETİNİ ÇÖKERTMEK İÇİN YAPTIĞINA İNANIYORUM”

“Bunu, AKP’nin aslında hukuk devletini çökertmek için yaptığına inanıyorum" diyen Kazan, nedenini de şöyle açıkladı;

* Çünkü, 'Barolar ne yaparsak karşı çıkıyorlar' diyor. Diyorlar ki, ‘o hale getirelim ki hukuk ayaklar altında kasın. Kimse itiraz edemesin'. Hukuk Fakültelerinin düzeyleri çok düştü. Yani o nedenle hem hakim ve savcılar açısında hem avukatlar açısından bu ciddi bir sorun yarattı.

* O zaman olduğu gibi Türkiye aslında kaliteli hakimlerden kaliteli savcılardan avukatlardan da bir çeşit yoksun bırakılmış oldu. Fakülte sayısı kadar hukuk profesörü yok. Profesörlerin bir kısmı da AKP profesörü.

* Bu durumda düşündüler, Sayın Erdoğan Başbakanken, sınavsız avukatlık yolunu ısrarla savundu. O sırada AKP'den biraz hukukçu sayılabilecek kim varsa onlarla konuşmama rağmen Erdoğan'ı ikna edemeyecekleri anlaşıldı.

* Avrupa konseyi ülkelerinde hiç örneği bulunmayan bir dönemi başlattılar. İstiyorlar ki hepten kalite düşsün herkes sessizliğe bürünsün. Ama iyi kötü hukuk okuyanlar, bunlar ne yaptıysa karşı çıkmaya başladı.

“İLAHİYAT FAKÜLTELERİNE DÖNÜŞTÜRÜYORLAR”

Avukat Kazan, hukuk fakültelerinin, birer İlahiyat Fakültesine dönüştürülmeye çalışıldığını savunarak şöyle devam etti;

* Hukuk Fakültelerinin kalitelerini düşürmenin ötesinde bir adım daha attılar. Hukuk Fakültelerini, İlahiyat Fakültelerine dönüştürüyorlar. Bunun en çarpıcı denemesini Eskişehir Orhangazi Üniversitesi'nde yaptılar.

İlahiyat Fakültesinden birini dekan yaptılar. Bir cuma namazında tartışma yaratan vaazı verenlerin ders vereceği hukuk fakülteleri yaratmaya çalışıyorlar.

“ÇOK UTANIYORLAR AMA ERDOĞAN'A İLETEMİYORLAR”

Kazan, “Sınav tartışmalarında AKP'nin en önde gelen hukukçularıyla konuştum. Görüyorum çok utanıyorlar ama Sayın Erdoğan’a, o zaman Başbakandı, iletemeyeceklerini anlıyorum. Bu konuyu konuşamayacaklarını dahi anlıyorum” şeklinde değerlendirmede bulundu.