Eskişehir'de boşandığı eşi tarafından öldürülen Ayşe Tuba Arslan'ın katili Yalçın Özalpay hakkında yerel mahkeme tarafından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesine rağmen Ankara Bölge İdare Mahkemesi savcısı, sanık hakkında haksız tahrik indirimi uygulanması yönünde mütalaa vermesi kadınların tepkisine neden oldu.

23 KEZ SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU

Ayşe Tuba Arslan 11 Ekim 2019’da Eskişehir’in en işlek caddelerinden birinde, boşandığı eşi Yalçın Özalpay’ın satırlı saldırısına uğradı. 44 gün yaşam mücadelesi veren Arslan 24 Kasım’da hayatını kaybetti. Ölümünden sonra Ayşe Tuba Arslan’ın Eskişehir’de savcılık ve emniyete iki yıl içinde Özalpay hakkında hakaret, tehdit ve basit yaralama iddialarıyla 23 kez suç duyurusunda bulunduğu ortaya çıktı. Ölümünün ardından Ayşe Tuba Arslan’ın çantasında yazdığı 23. suç duyurusu dilekçesi bulundu. Sanık Yalçın Özalpay hakkında Eskişehir 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Eskişehir 3. Ağır Ceza Mahkemesi, 3 Temmuz 2020 tarihinde 'sanığın tasarlayarak, canavarca hisle veya eziyet çektirerek, nitelikli kasten öldürme suçundan' ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına karar vermişti. Mahkeme bu kararında sanık hakkında haksız tahrik ve iyi hal indirimi yapmamıştı.



Sanık Yalçın Özalpay'ın avukatı kararı istinaf etmesi üzerine 28.05.2021 tarihinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinde yapılan duruşmada BAM savcısı 'olayda canavarca hisle ve eziyet çektirerek öldürmenin söz konusu olmadığını ve haksız tahrik indirimi uygulanması gerektiği' yolunda bir mütalaa verdi.

MÜTALAA KADIN CİNAYETLERİNİN ÖNÜNÜ AÇAN ZİHNİYETİN ÜRÜNÜDÜR

Ayşe Tuba Arslan Dava Komitesi, savcının verdiği mütalaya tepki gösterdi. Dava Komitesi adına açıklama yapan avukat Heval Karasu Yıldız, "Ayşe Tuba kendisine şiddet uygulayan ve hakkında 23 kez şikâyette bulunduğu katil tarafından takip edilmiş, kovalanmış, yakaladıktan sonra satır ve bıçak ile kafa ve boyun bölgesi hedef alınarak 10-15 kez darbe almıştır. Katilin bu davranışları sadece öldürme amacını değil canavarca hisle ve eziyet çektirerek öldürme amacını göstermektedir. Buna rağmen BAM savcısının 'olayda canavarca hisle ve eziyet çektirerek öldürmenin söz konusu olmadığı' yolundaki mütalaası somut olaya uygun değildir. Savcılığın bu mütalaası kadın cinayetlerinin önünü açan bir zihniyetin ürünüdür ve kabul edilemez. Savcılığın 'geçmiş dönem HTS kayıtları incelendiğinde, maktulün, S. E. isimli şahısla görüşmelerinin sıklığı, zamanı göz önüne alınarak haksız tahrik indirimi uygulaması gerekir' şeklindeki mütalaası sanığın değil ölen Ayşe Tuba’nın yargılandığı bir mahkeme pratiği yaratmaktadır. Erkeklerin kadınları öldürme hakkı olduğu düşüncesinin bir ürünü olan 'kadın cinayetlerindeki haksız tahrik' senaryoları, tüm kadın cinayeti davalarında katil erkeklerin sığındığı en basit savunma aracıdır" dedi.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ ETKİN UYGULANIYOR OLSAYDI, AYŞE TUBA ARSLAN YAŞIYOR OLACAKTI

Namus kisvesi ve aldatma bahanelerinin kadın cinayetlerinde en çok başvurulan savunma aracı olmasının sebebinin yargı tarafından bu savunmaların kabul görüyor olması olarak değerlendiren Yıldız, "İstanbul Sözleşmesi kültür, töre, din, gelenek ve sözde namus gibi kavramların şiddeti mazur gösteren sebepler olarak kabul edilemeyeceğini ve taraf devletlerin bu hususta sorumluluk alması gerektiğini vurgulamaktadır. Ayşe Tuba Arslan, İstanbul Sözleşmesi etkin uygulansaydı yaşıyor olacaktı. Yine İstanbul Sözleşmesi etkin uygulansaydı savcılık “olayda tahrik indirimi uygulanması gerektiği” şeklindeki kadın cinayetlerinin önünü açan mütalaasını veremeyecekti. Adli makamlara 23 kez başvuran Ayşe Tuba’nın bir kez bile çığlığını duymayan yargı; boşanma davasında bile delil sayılmamış, mesnetsiz ve içeriği anlaşılmayan belge ve bilgileri adeta tırnaklarıyla kazıyıp bularak erkek lehine indirim yapılması büyük çaba içine girmiştir. Savcılığının verdiği bu mütalaa 'erkek adalet'in en somut örneğidir" şeklinde konuştu.

ADALET İSTEYEN KADINLARI DAVA SÜRECİNİ TAKİBE ÇAĞIRIYORUZ

Savcılığın bu mütalaasına rağmen Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi'nin yerel mahkemenin kararını onama sı gerektiğini ifade eden Yıldız, "25 Haziran 2021 tarihinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinde görülecek dava kadınların yaşam haklarına yapılan saldırıların yargı tarafından himaye edilip edilmeyeceği anlamında önemli gösterge olacaktır. Bu dava 23 kez başvurmasına rağmen korunmayan Ayşe Tuba’nın 24. başvurusunda da adaleti bulup bulamayacağını gösterecektir. Ayşe Tuba İçin Adalet isteyen tüm kadınları dava sürecini takibe çağırıyoruz"dedi.

[old_news_related_template title="40 gündür kayıptı: Erkek arkadaşı öldürüp, gömmüş" desc="Sivas'ın Gürün ilçesinde, 40 gündür kayıp olan Fatma Öz'ü erkek arkadaşı Bahri M.'nin tabancayla vurarak öldürüp, gömdüğü ortaya çıktı. 4 gün önce intihara kalkışan Bahri M., hastanedeki ifadesinde suçunu itiraf etti." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2021/05/29/iecrop/resimid_179327161_17932716_16_9_1622272724.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2021/gunun-icinden/40-gundur-kayipti-erkek-arkadasi-oldurup-gommus-6457160/"]