Aerobik Jimnastik Dünya Şampiyonası’nda Türkiye’ye büyük gurur yaşatan Ayşe Begüm Onbaşı, 2001’de Manisa’nın Akhisar İlçesi’nde dünyaya geldi. Spora 3 yaşında bale eğitimiyle başlayıp, daha sonra jimnastik le devam eden Ayşe’nin en büyük destekçileri tekstilci olan babası Serkan Onbaşı ve annesi Seçil Onbaşı... Ayşe Begüm Onbaşı bugünlere nasıl geldiğini içtenlikle şöyle anlattı...

Onbaşı, jimnastik çalışmalarını nerelerde yaptığını şöyle açıkladı: “2011-2016 yılları arasında Manisa Celal Bayar Üniversitesi Spor ve Kültür Kulübü’nde aerobik cimnastiğe başladım. 2016-2018 yılları arasında Manisa Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü’nde, 2020’de Akhisar Spor Kulübü’nde ve en son olarak 2021’in başından itibaren Ankara Büyükşehir Belediyesi Ego Spor Kulübü’ne cimnastiğe devam ettim.”

EĞİTİM VE SPOR BİR ARADA

İstanbul Gelişim Üniversitesi Spor Bilimleri Beden Eğitimi ve İstanbul Üniversitesi’nde açıktan İşletme Bölümü okuyan başarılı sporcu “Hem okul hem de spor hayatını yürütmek zor olmuyor mu senin için?” sorusuna şu şekilde cevap verdi: “Eğer zamanı düzgün olarak planlarsan hem sporu hem de eğitimini en iyi şekilde yürütebilmen mümkün. Doğru bir yerden baktığın zaman ikisini de birlikte yürütebilirsin. İnsanları da bu şekilde teşvik etmeye çalışıyorum. Çünkü insan gerçekten isterse ulaşamayacağı veya yapamayacağı bir şey yoktur. Zaten Türkler olarak biz böyle bir özelliğe sahibiz. Sadece yürekten inanmak gerekiyor.”

ADI ‘MADALYA CANAVARI’

Profesyonel spor yaşamına 7 yaşında başlayan Ayşe Begüm Onbaşı, geçen süreç içerisinde hem ulusal hem de uluslararası yarışmalarda birçok başarı ve madalya kazandı. ‘Madalya Canavarı’ olarak adlandırılan Ayşe Begüm Onbaşı şöyle konuştu: “14 senedir aerobik jimnastik uğraşıyorum. 14 senede 120’ye yakın madalyam var. 2010’dan bu zamana kadar her yıl Türkiye Şampiyonluğu’nu kazandım. Güney Kore, Incheon’da düzenlenen 2016 Aerobik Jimnastik Dünya Şampiyonası’nda, Genç Kadınlar Bireysel kategorisinde altın madalya kazandım. 2019 yılında katıldığımız ilk uluslararası büyükler turnuvasında Dünya Kupası’nı aldım. Şimdi de Dünya Şampiyonluğu’nu kazandım.”



GÜCÜMÜZÜ DÜNYAYA GÖSTERDİM’

Dünya Şampiyonluğu’nu kazanarak tarihe ismini altın harflerle yazdıran Ayşe Begüm Onbaşı, madalyayı alıp kürsüye çıktığında hissettiği duyguları şöyle paylaştı: “İstiklal Marşı’nı okurken tüylerim diken diken oldu. Normalde dinlerken bile gözlerim dolarken, birincilik kürsüsünde bayrağımız göndere çekilirken marşımızı dinletmek çok büyük bir gururdu. Gözyaşlarıma hakim olamadım. O güne kadar yaşadığımız tüm zorluklar, verdiğimiz mücadele gözümün önüne geldi ve ‘Her şeye rağmen buna değdi’ dedim. Türk kadının gücünü tüm dünyaya tekrar göstermiş oldum. Altın madalya benim boynumda duruyor görünebilir ama arkamda kocaman bir ekip var. Cumhuriyet tarihinde ilk defa böyle bir madalya kazanılmış. Kadınlarda ve aerobik jimnastikte hiç böyle bir madalya kazanılmamış. Bu madalyayı ülkemize kazandırdığım için gurur duyuyorum.”

‘ASLA VAZGEÇMEDİM’

Antrenmanlarda yaşadığı sakatlıkların kimi zaman kendisini ‘Pes Etme’ noktasına getirdiğini ancak hiçbir zaman yılmayıp tekrar ayağa kalktığını söyleyen Ayşe Begüm Onbaşı o zamanları şöyle anlattı: “Sporda yaşayabileceğin en kötü şey sakatlıktır. O noktalara geldiğim zaman genellikle kendime bu branşa nasıl başladığımı, ne zorluklar çektiğimi ve aerobik cimnastiği ne kadar çok sevdiğimi hatırlatıyorum. Böyle tekrar motivasyonumu sağlıyorum. Mesela Dünya Şampiyonluğu öncesi bir sakatlık yaşadım. Elim apar topar alçıya alındı. Antrenörüm çok telaşlandı. Birkaç hafta durması gereken alçıyı birkaç gün sonrasında çıkarıp antrenmanlara başladık. Şampiyonaya kadar hafif ağrı ve morarmalar yaşadım. Fakat şampiyona için belirlediğimiz hedef doğrultusunda ve spor psikoloğumuz Berceste Şeber’in telkinleri ile motivasyonumu kaybetmedim.”

Ayşe 9 saati bulan antrenmanlar yapıyor


ATATÜRK’ÜN SÖZÜ ÖNEMLİ

Şampiyonluğu giden yolda en önemli unsurun kendine güvenmek olduğuna dikkat çeken Ayşe Begüm Onbaşı, şu çağrıda bulundu: “Asla pes etme ve kendime meydan oku. Böyle olunca başarı kaçınılmaz oluyor. Benim spor hayatındaki sloganım bu. Eğer başarı elde etmek istiyorsan çok çalışman ve yaptığın işi sevmen gerekir. Kendi branşım için konuşmak gerekirse başarı yetenek ve çok çalışmanın birleşmesi. Dünya çapında bir başarı elde etmek için yaptığımız işe aşık olmamız gerekiyor.”

Şampiyonluk sonrası antrenörü ile sevinç pozu...


Sporun her dalının insan hayatına bir disiplin getirdiğini söyleyen Onbaşı, gençlere şöyle seslendi: “Özellikle bir spor dalıyla uğraşmanız gerektiğini düşünüyorum. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ümüzün ‘Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim.’ sözleri hem sporun insana neler kazandırdığını, hem de sporun ne kadar önemli olduğunu net bir şekilde gösteriyor.”

Türkiye’de her anlamda kadın olmak çok zor


“Türkiye’de kadın sporcu olmanın avantajları neler?” sorusuna Ayşe Begüm Onbaşı şu yanıtı verdi: “Türkiye’de kadın sporcu olmak gerçekten çok zor. Esasında baktığımız zaman Türkiye’de kadın olmak zor. Her anlamda bunu okuduğumuz haberlerde görüyoruz. Zorluğu toplumun birçok alanında hissedebiliyoruz. Ancak kadın bir sporcu olarak şu ana kadar gördüğüm destekler de bana ayrı bir mutlulukta veriyor. Kadın jimnastikçi olarak fazla bir zorluk yaşamadım. Her sporcunun yaşabileceği zorluklar geldi karşıma. jimnastiğin hem fiziksel olarak, hem de zihinsel olarak kadınların daha rahat yapabileceği bir spor olarak düşünüyorum. Başarılı sporcu hedeflerini ise şöyle sıraladı: “Eylül ayında İtalya’da yapılacak olan Avrupa Şampiyonası’nda başarı elde etmek istiyorum. Her milli sporcunun olduğu gibi olimpiyatlara katılıp ülkesini temsil etmek ve orada da bir altın madalya kazanmak dileğim. Türk sporunda aerobiğin gelişmesini sağlamak da hedeflerim arasında.”