TTB’den yapılan açıklamada ilk şehir hastanesi ihalesinin yapıldığı 2011 yılından bu yana dile getirdikleri 'Kamu-özel ortaklığı yolsuzluğa, yolsuzluk yoksulluğa neden olur' görüşünün haklılığının bir kez daha tescillendiği belirtti.

Sayıştay Başkanlığı'nın yayımladığı raporlara göre, milyarlarca liralık zarar tespit edildiğini, kamu zararının yapılacak yargılama sonunda işlemi tesis edenlerden geri alınması için gerekli adımların atılması istendi.

TTB, “Kamusal sağlık hizmetinin temel kabullerine göre yeniden yapılandırılması, sağlık hizmetine erişimin binaya ulaşmak olduğuna dair köhne zihniyetten vazgeçilmesi, şehir hastanelerinin sözleşmelerinin tazminatsız olarak feshedilmesi, kamu zararının belirlenerek sorumlulardan geri alınması, sağlık çalışanlarının insana yaraşır bir iş ortamına ve gelire kavuşmasının sağlanması zorunludur” görüşünü dile getirdi.

“KİRALAR ÜÇER AYLIK DÖNEMDE DÖVİZ VE ENFLASYONA GÖRE GÜNCELLENMİŞ”

Bugüne kadar şehir hastaneleri ile ilgili olarak kamuoyunu yanlış bilgilendirenler hakkında da işlem yapılmasını isteyen TTB, raporlara yansıyan bazı usulsüzlük ve tespitleri kamuoyu ile paylaştı. İşte o tespitler:

*Bakanlık temsilcilerinin TBMM’de yaptıkları şehir hastanelerinin kira bedellerinin yılbaşında güncellendiğine dair açıklamalarının gerçeği yansıtmadığı, kira bedellerinin üçer aylık dönemlerde hem döviz kuruna hem de enflasyona göre güncellendiği ortaya çıktı.

*Sağlık Bakanlığı yetkililerinin hastane açılmadan ödeme yapılmadığına dair kamuoyuna yaptıkları açıklamaların da gerçeği yansıtmadığı, şirketlerin tapu işlemleri tamamlanmadan inşaata başladıkları, kamu adına kabul işlemi yapan kişilerin onayı ile kısmi olarak yaptıkları bölümler için bile ödeme aldıkları görüldü.

Üstelik şirketlerin faaliyete geçen bazı şehir hastanelerinde, sağlık tesisi kampusu içerisinde kendileri işletmek üzere ticari amaçlı binalar yapmaya devam ettiği de tespitler arasında yer aldı.

“HİÇ BİR YAPTIRIM UYGULANMADI”

*Şirketlerin inşaat yapma dışında hiçbir taahhütlerini yerine getirmedikleri, ancak buna karşın hiçbir yaptırımla da karşılaşmadıkları raporlarda yer aldı.

Şirketler inşaatları, temin edilmesi gereken malzemeyi, zorunlu tıbbi cihazları, donanımı dahi sözleşme şartlarına aykırı davranarak eksik veya istenen nitelikte sunmamasına karşın ne ceza aldı, ne ödemeleri kesildi, ne de haklarında dava açıldı.

*Şehir hastaneleri uğruna kapatılan hastanelerin malzemelerinin tümüyle yasaya aykırı biçimde şehir hastanelerine taşındığı görüldü. Bugüne kadar bu nedenle hakkında dava açılan tek bir yetkiliye dair bilgi paylaşılmadı.

*Şehir hastanelerinin kabul aşamasında idare veya görevli şirket tarafından sunulması gereken bazı belgeler muayene ve kabul komisyonlarına verilmedi.

“ALINMASI ZORUNLU BİR ÇOK BELGE ALINMADI”

*Faaliyete geçen şehir hastanelerinde şirketlere yapılacak ödemelerde kesinti yapılmasını ve hatta sözleşmelerin feshini de sağlayacak eksik hizmetlerin bildirildiği birimlerin de şirketlere devredildiği, bu yolla şirketlerin hizmet hata puanlarını da sildiği görüldü.

*Şirketlerin bazı tıbbi cihazlar için Türkiye Atom Enerjisi Kurumundan (TAEK) alması gereken lisansı, yapı kullanım izin belgesini, Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik kapsamında alınması gereken belgeleri almadığı belirlendi. Şehir hastanelerinin sağlık ruhsatı sahibi olup olmadığının hem Sağlık Bakanlığı hem de Rektörlük tarafından açıklanması gerekir.

“DÖNER SERMAYE ‘GÖLGE BÜTÇE’ OLDU”

*Sayıştay raporunda Sağlık Bakanlığının Bütçe Kanunu ile TBMM’de bir türlü denetlenemeyen döner sermayesinin 2020 yılındaki büyüklüğünün 69 milyar 221 milyon 164 bin 608 olduğu belirtildi. Bu tutar Sağlık Bakanlığının bütçesinden 11 milyar TL fazladır.

Tümüyle sağlık çalışanlarının emekleri ile elde edilen döner sermaye kaynağının ancak üçte biri idareciler de dahil olmak üzere sağlık çalışanlarına ek ödeme olarak dağıtıldı. Bakanlık, sağlık hizmet sunumu için gerekli yatırım, tıbbi cihaz, malzeme ve benzeri ihtiyaçların bütçeden karşılanması gerekirken “gölge bütçe” haline gelen döner sermaye havuzundan ödemeler yaptı.

Şehir hastanelerinin inşaat ve hizmetlerinin denetimini dahi yasaya aykırı olarak şirketlere devreden Sağlık Bakanlığı, danışmanlık hizmet alımlarını da döner sermayeden yaptı.

“BAKANLIK ŞİRKETLERE HOŞGÖRÜLÜ, ÇALIŞANINA HASIM”

*Sayıştay raporu ile bir kere daha ortaya çıkmıştır ki, Sağlık Bakanlığı pandemide dahi daha az sağlık çalışanıyla ve sağlık çalışanlarına emeklerinin karşılığını vermeksizin hizmet sunmakta ısrar etti.

Bütçe ve döner sermaye kaynakları işini iyi yapmayan şirketlere aktarıldı, işini tüm baskılara ve hak ettiğini alamamasına karşın en iyi şekilde yapan sağlık çalışanlarının ise günden güne geliri azaltıldı. Şirketlere hak etmedikleri “hoşgörüyü” esirgemeyen Sağlık Bakanlığı, kendi çalışanlarına karşı hasmane bir tutum içine girdi.

[old_news_related_template title="TTB'den akademik ilan tepkisi: Bariz bir şekilde kişiler işaret ediliyor" desc="Türk Tabipleri Birliği (TTB) Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nin (SBÜ) akademik değerlere aykırı, kamu yararını ve liyakati gözetmeyen ilanlar yayımladığını söyledi. TTB'nin açıklamasında üniversitenin 132 kadro için yayımladığı ilana dikkat çekilerek, 'Bariz bir şekilde kişiyi işaret eden kriterler konulduğu' iddia edildi." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2021/10/11/iecrop/ttb-d1_16_9_1633968007.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2021/saglik/ttbden-akademik-ilan-tepkisi-bariz-bir-sekilde-kisiler-isaret-ediliyor-6700696/"]